Bölüm 34

77.1K 3.3K 597
                                    

Sınır 300 oy 400 yorum.

Gözlerimi aralayıp kısa bir an etrafa bakındıktan sonra ışıktan rahatsız olan gözlerim, ağrıyan başımın iyice çatlamasına sebep olurken ellerimi gözlerime siper ettim.

Odamda, yatağımda dün gece düğünde giydiğim elbiseyle uyumuştum. Üzerimdeki elbisenin rahatsızlığı dışında her şey normaldi ancak bir sorun vardı.

Biz ne ara düğünden ayrılmıştık?

Eve Savaşla birlikte mi gelmiştim?

Savaş neredeydi?

Sarhoşlukla saçma sapan şeyler yapmış mıydım?

Derin bir nefes alıp doğruldum. Başımdaki ağrı yerini iyice belli ederken sert bir nefes vererek ayağa kalktım.

Ne bok vardı ki o kadar içecek?

Minik ve halsiz adımlarla dolabıma ilerleyip içerisinden pijamalarımı aldım. Üzerimdeki elbiseden kurtulup pijamalarımı üzerime geçirdim.

Okula gitmeme daha bir kaç saat daha vardı ve bu bir kaç saati olabildiğince rahat kıyafetlerle geçirip sırtımdaki saçma ağırdan kurtulmak istiyordum.

Üzerimden çıkardığım elbiseyi öylece bırakıp odamdan çıktım.

Başım zonkluyordu. Her an ağırdan küplere binebilir, o kadar çok içtiğim için saçımı başımı yolabilirdim.

Ne vardı yani kocam olacak beyefendi haber dahi vermeden beni kullanmaya kalktıysa?

Ne vardı yani kocam olacak beyefendi sahte kocalıktan seks arkadaşlığına terfi etmek istediyse?

Ne vardı yani bu kadar dertlenecek? Bunlar çok normal şeylerdi. Ne diye dertlenip şişeleri diktiysem...

Mutfağa yönelecekken salondan gelen tıkırtılarla elimi saçıma atıp ağrıyan başımı ovalaya ovalaya salona yürüdüm.

Hali hazırda açık olan kapıdan içeri girmemle Savaş'ın gözleri beni buldu. Uniformasını giymiş, pantolonunun kemerini bağlıyordu.

Umarım bir gün o kemeri ben açardım.

Beni görmesiyle yüzünde en ufak bir mimik dahi oynamazken en ufak bir şey söyleme lutfunda bulunmadan başını önüne çevirip kemerine baktı.

Bir sey söylemeyeceğini anlamamla koltuklara yönelip oturdum. "Günaydın."

"Sana da." Yüzüme dahi bakma gereği duymadan oldukça soğuk bir ses tonuyla cevap vermesi tüylerimi ürpertmişti.

Neden bana böyle davranıyordu? Dün gece bir şey mi yapmıştım? "Bir şey mi oldu?"

Kemerini düzletip silahını kemerdeki yere yerleştirirken gözleri beni buldu. "Ne gibi?"

Kesinlikle bir şey olmuştu. Bu benim bildiğim Savaş değildi. Benim bildiğim Savaş şu ana kadar bana zibilyon kez gülümsemişti. "Dün gece sarhoştum. Bir şey mi yaptım?"

Gözlerini gözlerimden silahına çevirip yerini iyice kontrol etti. "Hayır, bir şey yapmadın. Ben fazla ileri gittim."

Ne demek istiyordu?

Kaşlarımı çattım. "Anlamadım. Bir şey mi oldu?"

Başıyla reddetti. "Hayır, herhangi bir şey olmadı. Seni sorunsuz bir şekilde arabaya kadar taşıdım. Sorunsuz bir yolculuk yapıp eve geldik. Yoldayken sızdın. Seni yatağına kadar taşıyıp yatırdım, üzerini örtüp odadan çıktım. Herhangi bir sorun, sıkıntı, kullanma ve benzeri durumlar olmadı."

YANLIŞ Where stories live. Discover now