Bölüm 18

82.6K 3.4K 447
                                    

Sınır 200 oy 300 yorum.

******

Arabamı park edip motoru kapattım ve derin bir nefes alıp sertçe verdim. Yorgun hissediyordum. Hem fiziken hem de ruhen çok çok yorgun hissediyordum.

Yorgunluktan migrenim tutmuş, başım zonklamaya başlamıştı. Ağrının vurduğu gözlerim oturduğum dairenin bulunduğu apartmanı buldu.

Bundan bir hafta öncesine kadar belki onunla karşılaşırım diye güle oynaya yürüdüğüm ve o zamanlar bana kısacık gelen bu yol son bir haftadır çin seddiymiş gibi geliyordu.

Yürüyordum. Yürüyordum ve asla bitmiyordu. Neyse ki asansör tamir edilmişti de bir de beşinci kata kadar merdiven çıkmak zorunda kalmıyordum.

Asansörün tamirde olduğu o günlerde dışarı çıkmak zorunda kalsaydım sanırım merdivenleri çıkarken ölürdüm.

İyi ki cuma gecesi gelmişti.

Son bir gayret derin bir nefes alıp hemen yan koltukta duran çantamı aldım. Arabamın kapısını açıp yavaşça arabadan indim ve kapıları kapatıp kilitledim.

Yavaş ve sakin adımlarla, ters herhangi bir hareket yapmamaya çalışarak binaya girdim. Şu kısacık yol bile beni çok yormuştu. Beni kucağına alıp evime, yatağıma kadar taşıyacak bir baba yiğit yok muydu?

Asansöre ulaşmamla derin bir nefes alıp düğmeye bastım.

Umarım son karşılaşmamızda olduğu gibi Savaş asansörün içinde olmazdı. Şu an onu görmek istemiyordum. Yakınımda olsun istemiyordum.

Senden Savaş'ı istemediğine dair şeyler duymak şaşırtıcı. Çok merak ettiğim bir şey var. Eğer adam bir haftadır ondan köşe bucak sakladığını fark ederse ve sana sorarsa ne diyeceksin?

Bilmiyorum.

Asansör zemin kata indi ve kapılar yavaşça açıldı. Karşımda herhangi birini görmememle, asansörün boş olmasıyla derin bir nefes alarak asansöre bindim ve evimin olduğu katı tuşlayıp asansörün metal duvarlarına yaslandım.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

Çok yorgundum. Eve gidince hiçbir şey yapmadan, üzerimi bile değiştirmeden kendimi yatağa atacak, sabaha kadar uyuyacaktım. Beni anca deliksiz ve uzun bir uyku paklardı.

O kadar çok uyumalıydım ki şu an böyle durmam bile zaman kaybıydı. İnsanların ne kadar kötü, niye kötü olduklarını sorgulayacak vakit bile ayırmadan uyumalıydım.

Saatlerce uyumanın tatlı hayalî bedenimi mayıştırırken asansörün durması ve kata geldiğine dair verdiği sesli işaretle derin bir nefes alarak yaslandığım duvardan ayırdım sırtımı.

Gözlerim uykuyla yaşarırken asansörün kapıları açıldı. Asansörün dışına doğru bir adım atacaktım ki kapımın önünde gördüğüm bedenle ayaklarım yere çivilendi.

Ruhum özlem duyduğu kişinin karşında olmasıyla içerisinde bulunduğu karmaşadan uzaklaşırken kalbim, onca yorgunluğa ve acıya rağmen atışını hızlandırdı.

Bedenimin verdiği bu tepkilere karşı bildiğim tek şey şu an burada olmaması gerektiğiydi. Burada olmamalıydı. Burada olması sadece canımı acıtırdı.

İstemiyordum.

İstemiyor değilsin, sadece artık isteyemezsin.

Her neyse.

YANLIŞ Where stories live. Discover now