Bölüm 17

89.2K 3.3K 936
                                    


Sınır 200 oy 300 yorum. Önceki bölüm de dahildir.

Derin bir nefes alarak apartman kapısından içeri girip asansöre yöneldim. Bir an önce eve girip kendimi yatağa atmak istiyordum çünkü inanılmaz derecede yorucu bir gün geçirmiştim.

Çocukları seviyordum ama bazen fazla yorucu, fazla zorlayıcı oluyorlardı. Hele aşık olup saçma sapan tavırlara girip ilgi çekmek için kızların saçlarını çektiklerinde...

Seviyorsan gidip adam gibi söylersin öyle değil mi? Ne diye gidip el kadar boylarıyla arkadaşlarının saçlarını çekiyorlardı ki? Ben Ayşegül'ün annesinin abartılarını dinlemek zorunda mıydım?

Ayşegül'ün annesi tam bir "Dünya benim kızımın etrafında dönüyor." annesiydi. Kızına en ufak bir şey dahi söyleyemez, hatasını dile getiremezdiniz çünkü siz onu el üstünde tutmak için yaratılmış kölelerdiniz.

Ayşegül'ün annesi yetmiyormuş gibi öğretmen bir arkadaşımın sınıfındaki çocuğun had bilmez velisi gelip öğretmen arkadaşıma saldırmıştı.

Neymiş? Çocuğu sınıftaki bir çocukla kavga etmiş ve öğretmeni onun çocuğunu haksız bulup uyarmış. Kimse onun çocuğunu uyarmazmış.

Şeytan diyor...

Neyse.

Had bilmez şahsın babasına nazaran oldukça minik ve tatlı olan oğlu veli - öğretmen arasında gelişen ve öğretmenin zar zor ufak hasarlarla kurtulduğu sorun sebebiyle benim sınıfıma verilmişti.

Kısacası göz altına alınmasına rağmen bir iki gün içinde salıncağından emin olduğum o veliyle artık ben uğraşacaktım. Tırnaklarımı uzatmaya başlasam iyi olurdu.

Asansörün katta olduğunu görmemle tuşa bastım. Kapılar açılırken içeri bir adım atacaktım ki gördüğüm kişiyle afalladım.

İki haftadır neredesin sen lanet herif?! Meraktan öldüm! Aklım sende gözüm yoksa kaldı gerizekalı!

İçimdeki coşkuya rağmen ifadesiz tuttuğum yüzümle asansöre binip evimin olduğu katı tuşladım.

Onun evinin olduğu katın da ışığı yanıyordu. Sanırım tam o bindikten sonra kapılar kapandığı an gelip tuşa basmıştım.

Kapılar üzerimize kapanırken derin bir nefes aldı. İnşallah parfümüm buram buram kokar da boğulurdu.

Asansör yukarı doğru çıkarken ona neden bu kadar sinir olduğumu sorguladım.
Komşu vurgusu yaptığı için mi?

Yoksa iki hafta boyunca tek bir nokta bile yazmadığı; nerede, nasıl olduğuyla ilgili haber vermediği için mi?

Bilmiyordum ama şu an ona çok gıcıktım. Belki beni asansörün duvarına yaslayıp öperse gıcık olmayı bırakabilirdim.

Yok muydu bir asansör fantezisi?

Kamera var mıydı?

Asansörün içerisinde gözlerimi gezdirdim. Gözle görülür bir kamera yoktu. Öpmeyi de geçtim beni rahat rahat elleyebilirdi.

Sevişmek istiyordum.

Asansörün aniden durmasıyla irkilerek sıkıca asansör demirine tutundum. Oldum olası asansörün düşmesinden korkardım ve şu an asansör durduk yere kat arasında durmuştu.

YANLIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin