Bölüm 69

58.7K 4.5K 1.6K
                                    

Bedenime sarılmış olan ve bir erkeğe ait olan kollar bedenimi daha da sıkı sararken kaşlarımı çatarak ellerimi adamın göğsüne koydum ve hızla ittim.

Adam benden sendeleyerek uzaklaşırken sinirle konuştum. "Ne yapıyorsun be?! Sapık mısın?! Gerizekalı! Öğretmeniz diye bir taciz etmediğiniz kaldı! Onu da yaptınız!"

Sinirle ona baktığım sırada kısa bir an yüzümü süzdükten sonra gözleri kocaman oldu ve güldü. "Şaka mı yapıyorsun?! Tanıyamadın mı beni Aslı?!"

Tanımam mı gerekiyordu bu sapığı?! Hem ben neden bir sapığı tanıyacaktım?! Sapıklar benden uzak dursundu!

Sinirle sert bir nefes verdim. "Tanımıyorum! Sen kimsin de bana sarılıyorsun?! Ağzını burunu kırarım senin pis herif!"

Şaşkınlığı giderek arttı. "Sana var ya... Sana yazıklar olsun. Ulan o soğuk gecede birbirimizin olduktan sonra beni nasıl tanımazsın. Yazıklar olsun lan."

O soğuk gecede...

Birbirinizin olduktan sonra...

Yüzüne dikkatle bakmamla kim olduğuna dair aklıma oldukça sağlam bir bilgi gelirken boyumdan büyük bir neşeyle bağırdım. "KAAN!"

Onu tanımamla yüzünde kocaman ve samimiyet dolu bir gülümseme yayılırken kollarının iki yana açtı. "Kaan ya Kaan! Gel kızım buraya!"

Uzun süredir görmediğim bir arkadaşımı görmenin verdiği sevinçle aramızdaki mesafeyi kapatıp sıkıca sarıldım.

Kollarını bedenime sıkıca sardığı bir kaç saniyenin ardından ondan hafifçe uzaklaştım. "Neredesin oğlum sen?! Aradık taradık bulamadık!"

Yüzünde geniş bir gülümseme yayıldı. "İşler güçler işte balım. Yoğundum. Oradan oraya gidip durdum. Denk gelemedik, vakit de bulamadım."

O neden ortalıkta görünmediğine dair açıklamalar yaparken yüzünü iyice süzdüm. Elimi yanağına koyup kafasını hafifçe sağa sola çevirdim. "Oğlum sen çok değişmişsin! Ne oldu sana?! Ekmeğe falan mı bastın?! Taş olmuşsun!"

Yanağındaki elimi kavrayıp dudaklarına götürdü ve minik bir öpücük kondurup bıraktı. "Bence sen kendine bak. Ne olmuş kızım sana böyle?! Bu ne güzellik?!"

Utanarak değişik şekillere girdiğim bir kaç saniyenin ardından yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Bakışları dudaklarıma kayarken dudaklarıma bakarak konuştu. "Yalnız sana karşı geçmişte bir şeyler hissetmiş bir adama bu kadar yakınlaşman hiç hoş değil. Öperim ha! Benden söylemesi!"

Uyarısıyla hızlıca ondan uzaklaşıp aramıza mesafe koydum ve gözlerimi kısarak ona baktım. "Pis sapık! Hiç değişmemişsin yemin ederim!"

Yüzünde oldukça bel altı bir gülümseme yayıldı. "Sapık mı? O gece hiç öyle demiyordun."

Belime dolanan bir kol ve hafifçe çekilmemle Kaandan uzaklaştırıldım ve bedenim bir bedene çarptı. Burnuma oldukça tanıdık bir koku gelirken istemsizce derin bir nefes aldım. "Hangi geceden bahsediyorsunuz tam olarak?"

Kaan zerre utanmayan biriydi ve bunu açık açık söyleyeceğinden emindim. Dudaklarını aralamasıyla ona fırsat vermeden Savaş'ın belime sıkıca sardığı kolundan kurtulup hızlıca konuştum. "Onu söyleyemiyoruz maalesef."

Kaan durumu garipserken Savaş yüzündeki zoraki gülümsemeyle bana baktı ve sordu. "Bu beyefendi kim canım?"

Canım?

YANLIŞ Where stories live. Discover now