🌸6🌸

11.1K 509 77
                                    

Selamın aleyküm sevgili okurlarım.
Bölüm geldi Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.

Elindeki telefona baktı ve daha sonra ise hızla geri cebine koydu. Nasıl yıllardır sakınabilirken ufak bir merak ve bir bakışla bu hale gelebilirdi ki?

"Ah aptal kafam! Neden araştırdıysam!" Kendi kendine söylenerek odasına çıktı ve kendine bakan bir yığın dosya ile karşı karşıya geldi.
Bir bitmemişti bu dosyalar da!
Yine kendi kendine söylenerek masasına oturdu ve önündeki dosyaları incelemeye koyuldu.

Uzun bir süre çalıştıktan sonra bu gün davası olmadığı için mesaisini çok da yorulmayarak atlattı. Gerisin geri büyük adliye binasından ayrıldı ve arabasının şoför koltuğuna oturarak evine doğru sürdü. Annesinin yine evlen artık dırdırını çekmek istemiyordu ama olacakları bildiği için yüzünü buruşturdu.

Annesi ve babaannesi hummalı bir çalışma içerisinde ona kız arıyorlardı ama hiç sormuyorlardı ki bu adam istiyor mu diye.

Elbette isterdi o da böyle bir şeyi fakat daha hazır değilmiş gibi hissediyordu ya da sevememekten korkuyordu. O evleneceği kişiyi kendisi bulmak istiyordu.

Eve girdiğinde kendisine kapıyı açan kardeşine baktı. Ne zaman kardeşini görse aklına yine o kız geliyordu.

"Hoş geldin abi." Dedi Zehra şen şakrak sesiyle.
"Hoş buldum." Huysuz bir şekilde odasına doğru yürüdü ve üzerindeki iş kıyafetlerini çıkardı. Günlük kıyafetlerini giydikten sonra banyoya girdi ve abdestini alıp vakti geçmeden namazını kıldı.

İçeriden yani kardeşinin odasından duyduğu kıkırtılara bakacak olursa Feride ve Nigar buradaydı. O gün de gelmişlerdi o eve ve o bilerek Zehra'yı götürmemişti. Ne olur ne olmaz kimse bir şey bilmesin istiyordu.

Odanın önünden geçerken duydukları ile yerinde kaldı bir anda.

"Gerçekten çok güzel bir kız Zehra, tam annenin aradığı gelin adaylarına benziyor."
"Bence de söyle istersen Aysel Teyzeye." 

Bahsettikleri kız kimdi ki? 

"Hayır, valla hiç uğraşamam. Böyle bir şey yaparsam abim beni çenesiyle öldürür." dediğinde Zehra hızla ilerledi daha fazla dinlemeden ve mutfağa girdi. 

Daha fazla duyamazdı. Eskiden daha az sinirlenirdi böyle şeylere ama artık dayanamaz olmuştu. Mutfağa girmesiyle annesi ve babaannesi ile karşı karşıya geldi.

"Hoş geldin oğlum." dedi annesi ve ona sıkıca sarıldı. Daha sonra ise geri çekilip kaşlarını çatarak oğlunun yüzüne baktı.

"Ne oldu oğlum, bir şeye mi kızdın?" 

"Hayır anne yok bir şey!" dedi hafif yüksek sesiyle ve sandalyeyi çıkarıp hazır olan sofradaki yerine oturup telefonunu çıkardı ve sosyal medya hesaplarına baktı.

Sosyal medyasında dün onun hesabını araştırdığı için ilk o açılmıştı. Bir anda karşısına çıkan fotoğraf ile panikleyip telefonunu kapattı ve sertçe masanın üstüne koydu.
Fotoğraf güneşe karşı çekilmişti, bu yüzden yüzü görünmüyordu fakat o anlamıştı kim olduğunu.

"Oğlum sen iyi misin?" Babaannesinin sözleri üzerine başını kaldırdı ve herkesin masada olduğunu gördü.

"E-evet babaanne iyiyim ben."

Hiç iyi değildi ne kendisi ne gidişatı.

《•》
"Anne!" Çemkirmem üzerine annem, "Ne bağırıyorsun kız!" Diyerek odama girdi. Üzerimdeki siyah ve mavi küçük çiçekli elbisemi gösterdim.
"Bu maviden benim şalım vardı anne, nereye gitti o?" Misafirlerin gelmesinin üzerinden bir hafta geçmişti ve abim çok iyi bir projeye girmişti. Bu yüzden beni yemeğe çıkarıyordu. Normalde annem ve babama da demiştik fakat onlar dışarıda yemek yemeyi sevmedikleri için reddetmişlerdi. Şimdi ise hazırlanıp abimin iş yerine geçecktim. Oradan geçecektik.

DİCLEWo Geschichten leben. Entdecke jetzt