🌸13🌸

7.5K 397 89
                                    

SELAMIN ALEYKÜM!

Sevgili okurlarım nasılsınız? İyisinizdir inşallah.

Maalesef ki hesabımda bir sorun çıktı ve uygulamadan giriş yapamıyorum o yüzden bu bölümü bilgisayardan yazdım yazım hataları daha çok olabilir, şimdiden özür dilerim eğer varsa.

Hesabım düzelene kadar bilgisayardan yazacağım.

Artık sizi bölümle baş başa bırakayım. İyi okumalar.

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.



Annem evde gelecek misafirler için hummalı bir çalışma başlatmıştı. Evet görücülerim gelecekti.

Aslında kabul etmemin sebeplerinden biri düşündüğüm kişinin o olup olmadığını anlamaktı. Ama nasipte varsa elbet olurdu bir şekilde.

Annem erken karar verdiğimi düşünüyordu. Ama ne olursa olsun kararımın arkasında duracağından emindim. Ama üzüldüğümü hissederse bu işi bitirirdi. Babam da öyle. Abim ise kimin geleceğini öğrenmişti.

Arkadaşı.

Dün Akşam

"Orhan, size bir şey diyeceğim." Herkes anneme odaklanırken ben ne diyeceğini bildiğim için utanarak başımı önüme doğru eğdim.

"Dicle'yi sordular, hayırlı bir iş için gelmek istiyorlar." Babam gözlüklerini çıkardı ve telefonuyla beraber masanın üzerine bıraktı.

"Kimmiş hanım bunlar?"

"Aysel Hanımlar, Kutay'ın arkadaşı. Fırat." Bakışlarımı abime çevirdiğimde bir anda anneme döndüğünü ve kaşlarının sonuna kadar çatıldığını gördüm.

"Bizim Fırat, hani hakim olan arkadaşım. Zehra'nın abisi olan Fırat'ı?" Annem başını salladığında abim histerik bir kahkaha attı. Bana baktı.

"Dicle'yi görecekler. Benim kardeşim Dicle'yi arkadaşım Fırat için görecekler." Annem tekrar başını salladı.

"Oğlum dedik ya işte niye bir daha bir daha söyletiyorsun?"

Abim bir hararetle yerinden kalktı.

"Ben kardeşimi kardeşim dediğim adama vermem! Hem ne ara görmüşler de benim kardeşimi istiyorlar?" Abim odadan çıkarken kimse bir şey diyemedi. Babam ise ayaklandı.

"Ben onunla konuşurum. Eğer kızım istiyorlarsa gelsinler. Ama kızım üzülmeyeceğinden emin olsun." Anneme dönüp konuştuktan sonra başımın üzerine bir öpücük bırakıp çıktı. Babamın bu kadar ılımlı bakmasını sebebi abimin arkadaşını iyi seçtiğini bildiğindendi. Asla kötü bir insan olmadığından emindi.

Ben de abime güvenirdim. Onun arkadaş olduğu bir insanda aradığı en önemli özellik Allah korkusu olurdu. Allah'tan korkan bir insan başka bir insana kötü davranmazdı.

Abimin bu tavrı ise arkadaşı ile beni düşüncesinden kaynaklıydı. O bir anda parlar saçma salak şeyler düşünür daha sonra ise sakince mantığa uygun olanı yapardı. O yüzden mantık yoluna geleceğinden emindim.

Şimdi

Bugün sabah namazı kalkmış namazımı kılıp biraz Kuran okumuştum. Arkasından sabah herkes uyanana kadar ders çalışmıştım. Abim ve babamı kahvaltının ardından çalışmaları için işe göndermiştik. Abim biraz durgun olsa da dünkü gibi değildi. Bu en azından gelişme var demekti. Annem de az sonra gelecek olan misafirler için bir oraya bir buraya koşuyordu. Her yer tertemizdi ve tüm ikramlıklar da hazırdı. Hemen üzerimdeki ter ve yemek kokusu gitsin diye hızlıca duş aldım. En son ise üzerime ne giyeceğim kalmıştı. Dolabımın karşısında elbiselere bakarken en son birinde karar kıldım.

DİCLEDonde viven las historias. Descúbrelo ahora