🌸12🌸

7.7K 438 61
                                    

Selamın aleyküm,
Biraz geç kaldığım için özür dilerim. Yazım hataları varsa özür dilerim.
Daha fazla tutmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum,
💫

Derin düşünceler içerisindeydim. Son bir kaç gündür çok ilginç şeyler yaşıyordum. Bunları ise düşünmekten içim şişmişti artık.
Ama sanırım tek güzel şey onun artık yazmıyor oluşuydu.

Kafamdan seken yastık ile yamulmuş örtüm ile yastığı fırlatan kişiye baktım.

"Diclem, çok özür dilerim bacım!" Yavuz abi hızla yanıma inip önce hasar kontrol yaptı daha sonra ise örtümü düzeltip yastığın çarptığı yerden öptü.

Yavuz abim ve Kutay abim süt kardeşlerdi. O yüzden ben de arada kaynayıp kardeşleri oluyordum. Yani Yağmur ile de kardeş gibi oluyorduk ama o daha çok kankamdı benim.

" Sorun yok abi," Kendi kendime mırıldanıp yine düşüncelere daldım.

Annem dün gelince olayı anlatmaya fırsat bulamamıştı çünkü babam bir saniye bile yanından ayrılmama izin vermiyordu. Sebepsizce bana sürekli yeni hediyeler almaya çalışıyordu.

Adam giderim diye mi korkuyor acaba?

Olabilir kız, tabi sen gidersen hayırsız Kutay mı yapacak ev işlerini?

İç sesimi kendi haline bırakmıştım.

Şimdi ise kuzenlerimle oturuyordum. Bizim evde. Yağmur iki de bir abisini gıcık ediyordu.

"Dicle! Buraya bir gelsene!" Abim içeriden beni çağırırken sadece ofladım.

"Ne var abi ya!"

Abimin yanına gittiğimde mutfakta buldum onu. Kapıyı ben girince kapattı ve sandalyeyi çekti. Bu hareketinden benimle konuşmak istediğini anladım.

Şimdi Dicle ağzımızı sımsıkı tutuyorsun yoksa abin Hoş olmayan tavırlar sergileyecektir.

İç sesim haklı olduğu için kendi kendimi şartlandırdım.

Ağzını sıkı tut Dicle!

Abim ben oturduktan sonra önümde yere eğildi ve ellerimi tuttu.

"Neyin var Dicle? Durgun ve düşüncelisin" Abim bana böyle birden sorunca sebepsizce ağlayasım geldi. Her şeye ağlayan biri değildim ama zihnim o kadar doluydu ki ağlayıp hepsini bağıra çağıra abime anlatmak istiyordum.

Onun yerine ise gülümsedim.

"Bir şeyim yok abi, sen yanlış anlamışsın. Sadece biraz midem bulanıyor sabahtan beri bir şey yemediğimden."

Abim olayı tartar gibi bana bakmıştı. Ona gerçekleri söylemediğim için vicdanım sızlasa da sadece benden şüphelenmesin diye gözlerinin en içine baktım.

Halbuki abim bir bakışımdan anlardı nasıl olduğumu.

Anladı da zaten, ama sadece ona anlatamayacağımı fark etti. Böyle zamanlarda beni rahat bırakırdı ve ben de olayı içimde çözerdim. Daha sonra ise ona anlatırdım.

"Tamam o zaman birtanem. Gel seninle yemek yapalım da ağzımız bir ziyafet çeksin."

《•》
"Abi, ne zaman gidiyoruz istemeye?" Fırat Tuna ters bakışlarını kardeşi Zehra'ya çevirdi.

"Zehra, Allah aşkına bir sus." Zaten son derce gergin ve sinirliydi. İlk bakışta bir insana nasıl bu kadar tutulabilmişti?

Kafasını tutup arkasındaki duvara çarptı. Daha sonra ise düşündü.

DİCLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin