🌸7🌸

9.9K 506 129
                                    

Selamın aleyküm.
Nasılsınız?
Çok uzatmadan bölüme geçelim.
İyi okumalar.
💫

Son ayeti de bitirdim ve Kuran'ın kapağını kapattım. İçim huzurla dolarken yerimden kalktım ve mutfağa annemin yanına gittim.

"Okudum anne 15. Cüzü." Ellerinde doğradığı soğanı bırakmadan cevapladı.

"Tamam kızım." Annemin yanına ilerledim ve ne yaptığına baktım. Fırında pişen keki, tavada yaptığı börekleri ve malzemelerini hazırladığı köşede yoğurulmayı bekleyen kısıra baktım.

"Kim geliyor anne?" Bana döndü ve sanki ona hakaret etmişim gibi baktı bir anda. Bakışının anlamını anladım ve o konuşmadan atıldım.

"Normalde de yapıyor olsan da hepsini birlikte yapmazsın anne, ya gün yapıyorsun ya da akrabalar geliyor."

"Yok kızım abinin arkadaşları geliyor." Dediğinde bir anda bir kahkaha patlattım.

"Anne koca koca adamların eline kısır tabağı mi vereceksin?" Gülmeye devam ederken tekrar konuştum.

"Söyle bari de altınlarını da unutmasınlar." Biraz daha güldüm.
Ben bu gün teyzemlerde kalacaktım, Yavuz abi de bizde kalıyordu. Esra da teyzemlere gelecekti.

Yanına biz orada kızlar günü yapacağız, onlar da burada erkekler olarak kısır günü yapacaklardı.

Ay sus kız!

Gülerek odama gidip üzerimdeki eşofmanımı ve tişörtümü çıkardım ve üzerime çiçekli bir etek, onun üzerine de eteğin renklerinde bir gömlek giydim. Bir de şal takınca hazırdım. Elime bez çantamı alıp içine günlük kıyafetlerimi ve yazmamı koyduktan sonra telefonu şarj aletimi ve ihtiyaç olan diğer ıvır zıvırları koyup çantamı koluma astım.

"Anne ben erkenden kaçıyorum, Yağmur ile yemek yapacağız."

"Tamam kızım, görüşürüz inşallah. Allah'a emanet ol."

"Sende anne."
Kapıdan ayakkabılarımı giyip çıktım. Apartmandan da çıkınca rahat bir nefes aldım. 

Teyzemlerin evi iki sokak aşağıdaydı. Yavaşça yokuştan inip yürümeye devam ettim. Bir süre sonra teyzemlere gelince apartmanda oturdukları kata merdivenle çıktım. Asansöre binemezdim tek başıma. Kapıyı çaldığında Arkamdan asansörün açılma sesi geldi. Umursamadan kapının açılmasını beklerken kapı ufak bir aralık açıldı ve Yağmur'un gözü göründü.

"Ay!" Hızla kapıyı kapatınca ne olduğunu anlamadan kaşlarımı çatıp kapıya baktım.

"Yağmur! Benim işte açsana kapıyı! Yağmur! Dicle ben Dicle! Alooo! " bir yandan kapıya vurup bir yandan da konuşuyordum.

"Benim yüzümden kapattı, müsait değildi herhalde." Arkamdan gelen ses ile bir anda irkilverdim ve dudaklarımın arasından derin bir nefes çektim. Kocaman olmuş gözlerimle arkama bakarken karşımda mutfağımızda boğulan ve Zehra'nın abisi olan Fırat'ı gördüm.

Korkudan elim ayağım bir kötü olmuştu.

"Korkuttum mu? Özür dilerim." Bana bakan gözlerine bakmadan elimi kaldırdım.

"Öyle sessizce neden duruyorsanız, neyse bir sıkıntı yok." Kapı bir anda tekrar açıldığında karşımda gördüğüm abimin Best friendi Yavuz abiydi. Bize bakarken birden kaşları çatıldı ve dik dik Fırat'a bakmaya başladı.

"Siz ikiniz beraber mi geldiniz?"  Sorduğu soruyla hızla ağzımın üstüne vermek isteyeceğim iç sesimin işleri olan bir cevap fırladı ağzımdan.

DİCLEWhere stories live. Discover now