🌸10🌸

8K 474 72
                                    

Selamın aleyküm!
Bölüm biraz geç geldiği için bekleyen herkesten özür dilerim. Sebebi bölümün sonunda.
Medyanın bölümle bir alakası yok ama ben yazarken dinledim ve güzel olduğunu düşünüyorum.
Neyse sizi daha fazla tutmadan iyi okumalar diliyorum.

💫

Annemin yanında otururken bir anda önümden kaybolan tabağımda takılı kaldı gözlerim.

"Getir kızım, sana biraz daha börek koyayım." Aysel Teyze tabağıma orta sehpada duran börek tabağından börek koymak üzereyken hemen atıldım.

"Hayır, teşekkür ederim." Öne atılarak tabağıma bir şey koymasını engellemeye çalıştım.

"Beğenmedin mi kızım? O zaman öbüründen koyayım."
"Hayır Aysel Teyze, ellerinize sağlık çok güzel olmuş ama ben o kadar yiyemem. Doydum." Aysel Teyze yani Zehra'nın annesi beni şöyle baştan aşağı bir süzdü.

"Zayıfsın ama kızım, biraz yesen bir şey olmaz."

Hah! O mu zayıf? Dua et de göbeğinin varlığını öğrenmesinler.

İç sesime hatırlatmak isterim ki ben kilolu değilim. Sadece diğer insanlar fazla zayıflar.

Tabağımı bir gayret aldım ve ortamdaki sohbete odaklandım.

"İşte bizimkiler de hep psikoloji okudular ama işte, atanmadılar."

(Açıkçası Psikologlar atanıyor mu, direkt işe mi başlıyorlar, ya da klinik mi açıyorlar pek bu konulara hakim değilim. Çok takılmayın lütfen.)

"Aman canım, olur inşallah bir gün."

"İnşallah." Kendi kendime mırıldanırken karşımda oturan Yağmur ile göz göze geldim. Gözleriyle bana Zehra'nın babaannesini gösterdiğinde kaşlarımı ne oluyor der gibi kaldırdım. Başımı Yağmur'un gösterdiği yere çevirip baktığımda beni çok ciddi bir şekilde izleyen Sultan nine ile karşılaştım. Beni izliyor arada bir de onaylar gibi başını sallıyordu. Önünde bulunan sehpaya baktığımda çayının bittiğini fark ettim. Yağmur'a beni takip et bakışlarımı attım. O da yanındaki Esra'yı dürttü.

"Sultan Nine, çayınızı tazeleyeyim." Yerimden kalkıp çay bardağını aldım ve Aysel teyzenin elindekini de. Esra da diğer boşları alınca Yağmur da ben bir su alayım bahanesiyle mutfağa kaçtık.

Elimdeki bardakları tezgaha bıraktım ve Arkamdan gelen kızlara döndüm.

"Niye çağırdın kız bizi?" Esra bana bakarkenona omuz silktim.

"Öylesine, ben telefona bakarken sen çayları doldur diye." Esra bana burnunu kırıştırıp bakarken ben de telefonuma bildirim gelmiş mi diye kontrol ettim.

Ondan mesaj gelmiş mi diye baktım demiyor da...

Hiç de bile, demeyi çok isterdim ama iç sesim bir yerde haklıydı. Ama günaha girdiğimin farkındaydım. Bunu istemiyordum. Artık kendimle ilgili bir karara varmalı ve günaha girmekten kurtulmalıydım.

Telefonu elbisenin cebine bıraktım ve çayları doldurup içeri götürdüm.

Çayları servis ettikten sonra tekrar yerime annemin yanına oturdum.

"Kaç yaşındasın kızım?" Sultan Ninenin bana bakan gözlerine karşılık gülümsedim ve cevapladım.

"23 yaşındayım."

Başını salladı ve önüne döndü.

"Kaç kardeşsiniz kızım siz?" Aysel Teyze sormuştu bu sefer.

DİCLEUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum