🌸35🌸

1K 109 46
                                    

Selamın aleykümmmmm♡
Sürpriz üstüne sürpriz yaptım sizlereee☆
Oturuyordum yine ve Allah nazarlardan saklasın içimde bu aralar çok yazma isteği olduğundan size hemen bir bölüm daha yazdım. Nasıl bu kadar çok bölüm yayınlayabiliyorum şu an anlamadım ama inşallah bu böyle devam eder. Yazım yanlışları vardır. Takılmayın

Umarım sürprizimi beğenmişsinizdir.

Bu kadar bölümün üzerine oy vermeyip yorum yapmamak ayıp olur yani xhaoxjqks

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalarrrr...

💫✨️


Onur'un gelmesinin üzerinden bir hafta geçmişti. Ben ise bu bir haftayı oldukça monoton bir şekilde geçirmiştim. Yani evde olduğumdan yapacağım bir şey yoktu. Onun için bu aralar yeni örgülere takılmıştım. Örgü örmek annemin önerisiydi. Kolay modellerden başlasam da bence şimdilik iyi gidiyordum.

Akşam yakın olduğundan yemeği hazırlamak için örgüme kısa bir mola verdim.

Dolapta bulunan malzemelere baktım. Aslında sadece bir çorba içmek istiyordum. Bu aralar sık sık midem bulanıyordu. Canım da pek bir şey istemiyordu.

Mercimek çorbası için malzemelerimi çıkardım, aynı zamanda tavuk da çıkardım Fırat sadece çorba içmek zorunda değildi çünkü.

Tavuğu çiğ çiğ hazırlarken midem bulaşmıştır elbette ama fırına verip bu sorunu ortadan kaldırdım.

Ya da kaldırdığımı zannettim...

Çorba için gerekli her şeyi koyduktan sonra da onun da altını açarak namazımı kılmak için banyoya ilerledim. Sakince abdestini aldım. Şu iyi gelmişti. Ferahlamıştım.

Odamıza geldikten sonra benim tarafımda bulunan komodinden seccademi aldım. Özenle serdikten sonra namaza durdum.

Namazım bitince tesbihatımı da yapıp seccadeyi topladım ve yerine bıraktım. Namaz kombinimi çıkartıp yerlerine bıraktım. Biraz dağılan ortaklıkları toplayıp örgümü de alarak mutfağa gittim. Biraz daha vardı pişmelerine. O yüzden kendi kendime pişmelerini örgü yaparak bekledim.

Yavaş yavaş pişen tavuk ile kokusu burnuma doldu. Bir anda anlayamadığım şekilde midem ağzıma doğru yükseldi. Hızla elimdeki örgütü bıraktım. Avucumun ağzıma kapatıp banyoya koştum. Hızla klozetin kapağını açtım.

"Dicle?" Arkamdan gelen ses ile korktum ve başımı klozetin kaldırıp baktım. Fırat'ı görünce şaşırdım çünkü daha gelmesine bir saat kadar vardı.  Klozetin kapağını hemencecik kapattım. Fakat o anda üzerime çöken bu dalganın geçmediğini anlayarak acele ile geri açtım.

Titrerken sırtımda sıcak ellerini hissettim. Ben biraz rahatlayın işimi bitirince Hızla klozetin kapağını tekrar kapattım. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Kusarken ağlardım.

Titreyen elimle ona gitmesini işaret ettim. O ise hiç görmemiş gibi yaparak sifonu bastı ve beni nazikçe belimden ve kolumdan tutarak kaldırdı. Lavabonun önüne geldiğimizde titreyen avuçlarımda soğuk suyu hissetmek iyi gelmişti. Elimi yüzümü ağzımı boynumu iyice yıkadım. Su değdikçe daha iyi oluyordum.

Bacaklarım titriyordu ve ağlamak istiyordum. Midemin bulantısı da geçmiş gibiydi anlamıyorum şu an.

Bacaklarımın altından ve belimden geçen kollar ile havalandım. Fırat'a bir şey deyip beni bırakmasını isterdim ama hiç halim yoktu.

Beni odaya getirip yatağa bıraktı. Üzerimi de belime kadar örttü.

"Neyin var Dicle? Ne oldu?"

"Dünden beri midem bulanıyor biraz biraz kustum işte. Rahatladım artık. Dinlenirsem geçer. Sen neden erken geldin?"

DİCLEWhere stories live. Discover now