3.6

30.9K 1.5K 253
                                    


🥂

VİSAL

Elimde tuttuğum telefonu yatağımın üstüne bırakıp bakışlarımı masanın üstünde duran ve ekranında instagram sayfamın açık olduğu bilgisayarıma çevirdim.

İnstagrama uzun süredir gönderi ya da story atmıyordum ve son bir veya iki haftadır girip mesajlara falan baktığımda söylenemezdi. Sefa Giraya da dediğim gibi o olayın yaşandığı günden sonra girip insanların mesajlarını okumak, onlara cevap vermek ve yorumlarına bakmak istemiyordum. Eskiden onlara cevap verir, her gün birkaç tane gönderi atarak onları fotoğraflara boğardım, eğlenirdim orada ve insanların benim hakkımda yaptıkları yorumları okuyup mutlu olurdum. Ama şimdi o yorumları okumak ve o mesajlara bakmak sadece midemi bulandırıyordu.

Bilgisayar ekranını kapatıp gözlerimi kapattım ve anlımı ovayarak rahatlama ihtiyacı duydum.

Birkaç saat önce Sefa Giraya mesaj atmıştım ama mesajıma bakmayı bırakın son iki saattir whattsapta aktif bile olmuyordu. Bu ise onu merak edip endişelenmeme neden olmuştu. Ne de olsa en son mesajlarıma cevap vermediğinde hastaydı ve sonu pek de iyi bitmiş sayılmazdı.

Gözlerimi açıp saçlarımı kolumda ki tokayla at kuyruğu yaptım ve telefonu elime alıp whattsapa girerek Sefa Giraya mesaj yolldım.

ÇağılAlkan: Sefa Giray gerçekten merak etmeye başlıyorum artık. Cevap ver lütfen.

Ama yine bir hiçle karşılaşmıştım çünkü birkaç saat önce çift tik olan mesajlarım şu an tek tikti. Yani internetini de açmamıştı.

Gerçekten mesajlarıma cevap verdiği an beni bu kadar meraklandırmaması gerektiğini ona triplerimle anlatacaktım. Bu kadar merak ve endişe bana yaramıyordu vallahi.

Birkaç saniye boş boş tavanı izledikten sonra aniden ellerimin arasında bulunan telefonum çalmaya başladı. Kimin aradığını gördüğümde ise yerimde doğrulma ihtiyacı duymuştum. Çünkü arayan sabahtan beri mesajlarıma bakmayan hatta internetini bile açmadan beni meraklandıran Sefa Giraydı.

Yerimde doğrulup telefonu hızla açtım ve Sefa Girayın konuşmasını bekledim ama birkaç saniye bekledikten sonra konuşmayacağını anlayınca ben konuşmaya başladı. "Alo?" dedim soru sorar gibi. "Sefa Giray"

"Çağıl sadece iki dakikan var" dedi nefes nefese kalmış sesiyle. "Anlamadım" dedim ve konuşmama devam ettim. "Neye iki dakikam var?" o ise bir süre bekledikten sonra soluk soluğa "camını açmana iki dakikan var" dedi ve bir süre bekledikten sonra konuşmasına devam etti. "Çünkü daha fazla dayanabileceğimi düşünmüyorum" ardından ise hiç beklemediğim o anda tam karşımda ki pencerenin diğer tarafımda Sefa Giray belirdi.

İnanamıyorum. Buradaydı.

"Sefa Giray" diyerek şaşırmış bir şekilde elimde ki telefonu bırakmadan ayağa kalktım ve pencereye doğru adımladım. "Burada ne yapıyorsun Allah aşkına?" dedikten sonra pencereyi hızla açıp gözlerimi gözlerine sabitledim. "Telefonda konuşmaya devam mı edeceğiz?" diyerek o da gözlerini gözlerime sabitledi.

"Neden kapıdan gelmedin?" dedim elimde ki telefonu yatağın üstüne koyarken. "Allah aşkına ikinci kattayız Sefa Giray" diyerek öne doğru eğildim. "Sen çıldırdın mı da camıma tırmanıyorsun?" diyerek çok merak ettiğim o soruyu sormuş oldum.

VİSAL | Texting Where stories live. Discover now