7.8

12.4K 965 87
                                    


🥂

VİSAL


Sefa♥︎: Çağıl müsait misin?

Çağılalkan: Eveet müsaitim.

Çağılalkan: Bir şey mi oldu?

Sefa♥︎: Ece geldi.

Sefa♥︎: Beni delirtiyor iki saattir.

Çağılalkan: akfjwkfjaidjw

Çağılalkan: Ne diyor?

Sefa♥︎: Yengemi görmek istiyorum diyor.

Sefa♥︎: Bence bu kız senin zaten hayranındı.

Sefa♥︎: Yoksa seni bu kadar sevmesinin başka açıklaması olamaz.

Çağılalkan: Nerdesiniz bakayım siz?

Sefa♥︎: Şimdi aldım havaalanından kendisini.

Sefa♥︎: Hanım efendi özel şoförü gibi kullanıyor da beni.

Çağılalkan: Abiler ne için var tabii ki kullanacak.

Sefa♥︎: öyle diyorsan Çağıl hanım.

Çağılalkan: Öyle diyorum öyle.

Çağılalkan: Geliyim mi size?

Çağılalkan: Hem Eceyle tanışırız hem de seni görmüş olurum.

Sefa♥︎: Çok güzel olur.

Sefa♥︎: Gelip alayım seni?

Çağılalkan: Boşuna çıkma sen.

Çağılalkan: Bulut bırakır beni.

Sefa♥︎: Tamam güzelim.

Sefa♥︎: Bekliyorum.

🥂


Bulut arabayı Sefanın evinin önünde durdurup bakışlarını bana çevirdi. "Sen kendinde gelebilirdin bu arada" dedi mızmızlanarak. "Sana boşuna mı ehliyet aldık kızım biz?" Diyerek sustu bir süre. "Banane" diyerek omuzlarımı silktim. "Sen benim abim değil misin istediğim her yere götürmek zorundasın" deyip hafifçe gülümsedim. "Hanımefendiye bakın siz ya" dedi o da benim gibi gülümserken. "İşine gelince nasıl da abi demeyi biliyorsun ama" diyerek gözlerini gözlerime sabitledi.

"Teşekkürler Bulut" diyerek kapıyı açtım. "Getirmene hiç de gerek yoktu zahmet oldu sana" dedim hafifçe sırıtırken. "Çingene" diyerek bakışlarını benden kaçırdı. Ben ise ona karşılık vermek yerine arabanın kapısını hızla örttüm. "Arabama güzel davran cadaloz" dedi Bulut hemen ardından. Tamam kabul etmeliydim arabasını benden daha çok seviyordu.

Ona cevap vermek yerine el sallayıp Sefanın evine doğru adımlamaya başladım. Birkaç adım attıktan sonra saçlarımı hafifçe düzeltip derin bir nefes alarak yavaşça dış kapının ziline basarak beklemeye başladım.

Çok değil sadece on saniye kadar sonra Sefa üstünde beyaz mutfak önlüğü ve elinde tuttuğu kepçeyle birlikte kapıyı açtı ve bakışlarını bana çevirdi. Hemen ardından ise genişçe gülümsedikten sonra "hoş geldin" dedi. "Hoş buldum da" diyerek bakışlarımı üzerinde gezdirdim. "Bu halin ne Sefa Giray?" diyerek hafifçe gülümsedim. O ise omuzlarını silkip konuşmaya başladı. "Ne varmış halimde?" dedi. "Bence hâlâ yakışıklıyım" diyerek cümlelerine son noktayı koydu. Birlaç saniye sonra ise bana doğru hafifçe yaklaşıp eğilerek yanağıma öpücük kondurdu.

"Gelsene içeri" dedi gözlerini gözlerime sabitlerken. Tam bir adım atıp içeri doğru adımlayacaktım ki başını Sefanın omzunun üzerinden bana doğru uzatan kişiyi görmemle birlikte adımlarım durdu ve bakışlarımı ona çevirdim. "Merhaba" dedim hafifçe gülümserken. O ise Sefanın arkasından çekilip bakışlarını bana çevirdi. "Merhaba" diyerek konuşmaya başladı. Yaklaşık on yedi veya on sekiz yaşında olduğunu biliyordum. Sefayla aralarında sekiz veya dokuz yaş olmalıydı. Daha önce fotoğrafını falan hiç görmemiştim ama size yemin ediyorum Ece abisinin kopyasıydı resmen. Masmavi hafif çekik gözleri vardı. Saçları siyaha yakın bir kahverengiydi ve bakışları Sefanın bakışlarının tıpkısıydı.

"Çağıl ben" diyerek elimi ona doğru uzattım. O ise hafifçe gülümseyip nazikçe elini uzatıp elimden tuttu. Sefa da birkaç saniye bakışlarını bende gezdirdikten sonra omzuyla Ecenin omzuna vurup gülümseyerek konuşmaya başladı. "Bak bak sen Ece hanıma" dedi keyifli bir şekilde. "Nasıl da nazik davranıyor" diyerek bakışlarını bana çevirdi. "Çok cazgırdır bu normalde" diyerek hafifçe gülümsedi.

Abiler her yerde mi aynı olurdu ya?

Ece ise omzuyla hızla Sefaya vurdu ve konuşmaya başladı. "Abi ya" dedi sinirli bakışlarını Sefaya çevirirken. Bende hafifçe gülümseyip öne doğru bir adım attım ve bakışlarımı Sefaya çevirdim. "Sen sus ya" dedim hemen ardından Eceye dönerken. "Bu hep böyle mi?" dedim Sefayı kastederek. Ece ise "daha beter" diyerek içeri doğru adımlamaya başladı. Bende peşinden ilerledim.

"Ama sen beni hemen satıyorsun Çağıl ya" diyerek arkamızdan adımlamaya başladı Sefa. Cümlesine hafifçe gülümseyip Ecenin peşinden odaya doğru adımladım. Sefa ise peşimizden gelmemiş mutfağa girmişti. Galiba Ece yemek yapma işini ona kitlemiş olmalıydı.

"Gerçekte fotoğraflardakinden daha güzelsin bu arada" dedi Ece bakışlarını bana çevirirken. "Teşekkür ederim" diyerek elimde ki çantayı koltuğun üstüne koydum. "Sen de çok güzelsin" diyerek bakışlarımı ona çevirdim. "Ve Sefaya acayip derece de çok benziyorsun" diyerek hafifçe gülümsedim.

"Herkes öyle söylüyor" dedi hayıflanırken. Sefayla iyi anlaşamadıklarına emin olmuştum. "Babamdan daha çok ona benziyorum" diyerek hafifçe gülümsedi.

"Benimde abim var" deyip konuşmaya başladım. "Ama asla benzemiyoruz" diyerek hafifçe gülümsedim. "Ve aramızda kalsın ama" dedim öne doğru hafifçe eğilirken. "Bende abimle hiç anlaşamıyorum" diyerek hafifçe gülümsedim.

Orada on veya on beş dakika boyunca Eceyle birlikte oturup sohbet ettik. Benim gerçekten de hayranım olduğunu ve instagramdan takip ettiğini söylemişti. Abisiyle ise sevgili olduğumuzu öğrenince çok sevindiğini de söylemeden edememişti. Hatta şey demişti laf arasında. Bazı şeyleri iyi beceremez ama bu konuda tam on ikiden vurmuş. Abime nasıl baktın demeyi de unutmamıştı.

Bakışlarımı Eceden çekip Sefanın yanına kadar gideceğimi söyleyip yavaşça ayağa kalktım ve odadan çıkıp mutfak kapısına doğru adımlamaya başladım. Sefa ise mutfak kapısını açık bıraktığı için omzumu kapının ucuna yaslayıp bakışlarımı tezgahın önünde ocakta ki çorbayı karıştırmakla uğraşan Sefaya çevirdim.

Ardından ise bir saniye bile düşünmeden yavaş ve sessiz adımlarla ona doğru adımlayıp arkasından beline sıkıca sarıldım. "Maşallah Sefa bey" dedim hafifçe gülümserken. "Hünerleriniz bitmek bilmiyor" diyerek tekrar gülümsedim. Sefa ise hafifçe gülümseyip elinde ki kepçeyi bıraktı ve bana doğru dönüp bakışlarını bana çevirdi. "Maşallah bana" dedi. "Bence sen çok şanslısın" diyerek gülümseyip devam etti cümlesine. "Nedenmiş o?" diyerek ona doğru bir adım attım. "Çünkü benim gibi birisine sahipsin" dedi kendini beğenmiş bir edayla.

Genişçe gülümseyip bakışlarımı ondan kaçırdım. "Bak sen" dedim gözlerimi tekrar gözlerine sabitlerken. "Sen bence daha şanslısın" dedim aynı onun gibi. "Orası kesin" diyerek sözümü kesti. "Senin gibi birisine sahibim" dedi. "Benden daha şanslısı olabilir mi?"

🥂

Hangisi daha şanslı tartışılır..

VİSAL | Texting Where stories live. Discover now