6.8

13.7K 1.1K 272
                                    

🥂


VİSAL

Ellerimi birbirine kenetleyip bakışlarımı karşımda bulunan Oğuza çevirdim. Uzun zamandır buluşup bir şeyler yapmıyorduk ve bugün bana mesaj atıp buluşmak istemişti. Bende boş olduğum için kabul etmiştim ve bir yere içmeye gelmiştik. Galiba morali yerinde değildi çünkü geldiğimizden beri durdurak kesilmeden sanki bir şeyleri unutmak istiyormuş gibi içiyordu.

"Anlat bence" dedim elimi masaya doğru uzatıp üzerinde ki içkiyi alırken. "Neyi?" diyerek bakışlarını bana çevirdi. "Moralini bozan şeyi" diyerek içkiden bir yudum aldım ve gözlerimi gözlerine çevirdim. "Galiba" diyerek geriye doğru yaslandı ve sırtını duvara değdirerek bakışlarını benden kaçırdı. "Esin beni sevmiyor" dedi ve ellerini kaldırıp saçlarını karıştırdı.

"Nereden çıkardın bunu?" deyip masada hafif doğruldum. "Bilmem" diyerek omuzlarını silkti. "Hissedemiyorum sevgisini" dedi cümlelerine devam ederken. "Ve bu tek taraflıymış gibi hissettiriyor bana" dedi. "Yoruyor beni" diyerek son verdi cümlelerine ve masanın üzerine koyduğu içkiyi alıp hızla kafasına dikti.

"İnsan bazen" diyerek konuşmaya başladım. "Sevgisini hissettiremez Oğuz" dedim. "Bunu ona sormadan bilemezsin, hemen kesin hüküm verme" diyerek son verdim cümlelerime. "Bazen" diyerek bakışlarını bana çevirdi. "Sevildiğini duymak değil de hissetmek istersin Çağıl" dedi ve sustu bir süre. "Ama ben ne duyuyorum ne de hissedebiliyorum" diyerek gözlerini gözlerime çevirdi.

Yavaşça elimde ki içkiyi masanın üzerine bırakıp ayağa kalktım ve Oğuzun yanına doğru adımladıktan sonra tam yanına oturdum. Hemen ardından ise kolumu omzuna atarak ona sarıldım. "Sen gerçekten hoşlanıyorsun Esinden" dedim kendime ispatlamaya çalışır gibi. Çünkü ilk defa Oğuzu bu kadar içli görüyordum. "Ben gerçekten ondan hoşlanıyorum Çağıl" diyerek ona sarılmama izin verdi. "Ama o benden hoşlanmıyor gibi" dedi ve gözlerini gözlerime sabitledi.

"Öyle söyleme" dedim. "Sana sevgisini hissettirmiyor ya hani" diyerek bende bakışlarımı ona çevirdim. "Seni sevmediğini, istemediğini hissettiriyor mu peki?" diyerek sustum bir süre. "Hayır hissettirmiyor" dedi ve aklına bir şey gelmiş gibi birkaç saniye düşündü. "Beni sevmediğini hissettirmiyor, sanki nötr gibi" dedi.

"Sorsana ona" diyerek bakışlarımı tekrar ona çevirdim. "Ne diyeyim?" dedi ve o da bakışlarını bana çevirdi. "Direkt benden hoşlanıyor musun de bence" dedim ona gaz verir gibi. Zaten sarhoştu, rezil bir şey derse bile yarın sarhoştum diyerek geçiştirebilirdi. Hem şu an sormazsa bir daha ne zaman soracaktı, değil mi?

"Tamam o zaman yazayım ben" diyerek öne doğru eğildi ve masanın üzerinde bulunan telefonunu aldıktan sonra bir süre açmaya uğraştı. "Ama Çağıl" dedi dili hafif sürçerken. "Telefon ekranı bulanık nasıl yazacağım?" deyip elinde ki telefonu bana doğru uzattı. "Ses at ses" dedim ondan hafifçe uzaklaşırken. Dediğim şey ise ona mantıklı gelmiş olacaktı ki benden uzaklaşıp telefonun ekranıyla uğraşmaya başladı ve hemen ardından telefonu kendine doğru yaklaştırarak konuşmaya başladı. "Esin" dedi ve bir süre sustu. "Sen benden hoşlanıyor musun?" diyerek devam etti cümlesine. "Ama ben gibi yani çok" dedi.

Bu çocuk gerçekten sarhoştu. İki kelimeyi yan yana bile koyamıyordu resmen. Umarım kendini rezil edecek bir şey yapmazdı.

Genişçe gülümseyip ondan uzaklaştım ve elime telefonumu alarak bende Sefaya mesaj yazmaya başladım.

Çağılalkan: Sefaa. (22.34)

VİSAL | Texting Where stories live. Discover now