7.3

12.8K 1K 177
                                    



🥂

VİSAL

Bakışlarımı aynada ki yansımama çevirdim ve gözlerimi hafif kırparak yavaşça arkamı döndüm. Hemen ardından ise hızlı adımlarla odadan çıktım.

"Çağıl" dedi Bulut ellerini birbirine vurup bana doğru adımlarken. "Nasılsın güzelim?" diyerek bana doğru birkaç adım attı ve saçlarımın üzerine küçük bir öpücük kondurdu. "Bak eğer isterden gidip Sefayı dövebilirim" deyip hafifçe gülümsedi. "İyi yumruk atarım ama ha?" dedi ve hafifçe bana yaklaştı.

"Saçmalama Bulut" dedim onu es geçip balkona doğru adımlarken. "Ne saçmalaması ya" diyerek bana doğru bir adım attı ve tam önümde durdu. "Ben çok ciddiyim" dedi ve gözlerini gözlerime çevirdi.

Onu boş verip hafifçe gülümseyerek balkona doğru adımladım ve kapıyı yavaşça açıp bakışlarımı balkona çevirdim. Bulut ise birkaç saniye sonra beni boş verip mutfağa doğru adımlamıştı. Benim ise balkon kapısının dışında Özgüyü görmemle adımlarım durdu. Önünde bulunan kişiyle yüksek sesle konuşuyordu. "Hayır" dedi benim geldiğimi fark etmeyerek. "Çağılla konuşmanı sağladım diye seni haklı bulduğumu söylemiş olmuyorum Sefa" dedi ve konuştuğu kişinin Sefa olduğunu bana kanıtlamış oldu.

"Ya hem bir dakika" diyerek geriye doğru bir adım attı Özgü. "Seni dinlesin diye o kadar uğraştım" dedi. "Üstelik haksız olduğunu sonradan fark etmeme rağmen bir şey demedim" diyerek devam etti cümlesine. "Ama seni dinlemesine rağmen hâlâ yanında istemiyorsa bende seni bu evden kovabilirim" diyerek ellerini beline koydu. "Özgü sadece iki dakika görmek istiyorum onu" dedi Sefa Giray donuk çıkan sesiyle. "Yemin ederim uzaktan bile birkaç dakika görsem yeter" dedi ve sustu bir süre. "Bir haftadır görmüyorum" diyerek konuşmaya tekrar başladı. "Özledim" dedi.

Evet Sefanın bana her şeyi anlatmasının üzerinden tam bir hafta geçmişti. Mesajlarına yine cevap vermemiştim, aramalarını da pek fazla açtığım söylenemezdi. Eve arada bir geliyordu ama onu görmek istemediğimi söyleyetek gönderiyordum.

Şimdi ise tekrar eve gelmişti ve bir haftanın sonunda onun ilk defa sesini duyuyordum. Ve size yemin ediyorum ne kadar kırgın olsamda bende özlemiştim onu.

Öne doğru bir adım atıp sola doğru hafifçe kaydım ve bakışlarımı gözleri Özgünün gözlerinde olan Sefaya çevirdim.

"Hiç konuşmam onunla" dedi birkaç saniyenin ardından. "Onu üzecek hiçbir şey söylemem" dedi. "Sadece uzaktam görmek istiyorum" diyerek geriye doğru bir adım attı ve bakışlarını Özgüden çekip etrafta gezdirdi. Sadece iki saniye sonra ise gözleri beni buldu.

Birkaç dakika sonra da Özgünün bakışları da bana dönmüştü. "Çağıl" dedi Özgü bana doğru adımlarken. Sefa Giray ise gözlerimin içine bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.

"İzin verir misin bize Özgü?" dedim ve bakışlarımı sadece iki saniye Özgüye çevirdim. O ise birkaç saniye gözlerimin içine baktıktan sonra başını aşağı yukarı sallayarak balkondan çıkmıştı.

Bakışlarım Özgü balkondan çıkar çıkmaz Sefanın gözlerine kaydı.

Onunla en son konuştuğumuzdan hemen sonra Denizde mesaj atmıştı. Her şeyi birde o açıklamıştı bana. Tamam inanıyordum Sefaya bu konu da ama benim takıldığım ve kırıldığım nokta bana güvenmemesiydi. Bana yalan söylemesiydi. Ve benden bir şeyleri saklamasıydı.

Hiçbir zaman güven problemi yaşamamıştım, güvenim kolay kokay da sarılmazdı ama şimdi neden böyle hissediyordum? Ona olan güvenim sarsılmış gibiydi.

"Gel" dedim ve bakışlarımı ondan kaçırarak koltuklara doğru ilerledikten sonra yavaşça koltuğa oturdum. Sefa ise birkaç dakika olduğu yerde bekledikten hemen sonra yanıma gelmiş ve tam karşıma oturmuştu.

"Anlat" dedim hemen ardından. "Neyi?" diyerek karşılık verdi bana. "Bilmem" dedim ve gözlerimi gözlerine sabitledim. "Bir şeyler anlatmak için gelmedin mi buraya?" diyerek konuşmamı sürdürdüm.

Sefa ise elini çenesinin altına koyarak bakışlarını bana çevirdi ve omuzlarını silkip konuşmaya başladı. "Hayır" dedi. "Anlatmak için gelmedim" diyerek sustu bir süre. "Ben sadece seni görmeye gelmiştim" diyerek gözlerini gözlerime çevirdi. "Hasret kaldım gözlerine" dedi.

Bakışlarımı ondan kaçırıp bende aynı onun gibi ellerimi çenemin altına koydum.

Onu affetmiş değildim ama gerçekten bende özlemiştim. Hani birisine çok alışırdınız ya. Her anınızda o olur. Ama sonra birden hayatınızdan çekip gider. Böyle hissetmiştim. Ona kırgındım ama size yemin ediyorum bu hayatta ondan başka da kimse beni mutlu edemiyormuş bunu anlamıştım.

"İzlemeye mi geldin yani?" diyerek gözlerimi bana bakan gözlerine sabitledim. "Evet" dedi cümleme karşılık. "Ama özür dilerim" diyerek konuşmasına devam etti. "Kendimi berbat hissediyorum" dedi. "Özür dilerim" diyerek tekrar etti kendini. "Aptalım" diyerek sustu ve gözlerini bir saniye bile olsun gözlerimden çekmedi.

Sonra ise bir kez daha özür diledi ve ardından saatlerce sustu. Sadece gözlerimin içine bakıp beni izledi.

Hasret kaldım gözlerine demişti.

Bende ona hasret kalmıştım ama kırgınlığım daha ağır basıyordu.


🥂

VİSAL | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin