5.Bölüm : Kabuk Bağlamayan Yaralar.

6.9K 266 28
                                    

İyi okumalar

Bölüm şarkıları
(Gribin - aşk nereden nereye, Sena Şener - bak bana, hadise - feryat, Kubilay karça - celladına aşık.)

5. Bölüm : Kabul Bağlamayan Yaralar.

Kalbim yüz üstü yere çakılmış içinde ki tüm insanlara zarar vermiş gibiydi.

Üzerime yüklenen tüm yükler ve ardından getirdiği vicdan azabıyla yaşamaya çalışıyordum. Zordu. Fakat en zoru değildi.

En zoru sevdiğim, neredeyse evleneceğim adamın, başka biriyle neredeyse evleniyor olmasıydı. Mutlu görünüp enerjimi korusamda içim kan ağlıyordu. Nalan içine atıyordu.

Şimdi göz göze olduğum bir zamanlar hayatında olduğum, o adam. Neden böylesine sinirliydi. Beni kıskanıyor muydu? Yoksa sadece her zaman ki gibi saf bir öfke miydi bana duyduğu?

"Ne?" Dedi Asaf nefes verir gibi.
Gözleri gözlerimden ayrılmadı ama soruyu Asu'ya sordu. "Ne evi?"

Asu ayaklandı ve Asaf ile aramıza girip sevgilisine sarıldı. Sinirle dudaklarımı ısırıp masaya doğru döndüm ve yürümeye başladım.

Asu Asaftan ayrıldı ve sorusuna cevap vermek suretiyle araladı dudaklarını ben de o sırada Kerim'in yanında ki sandalyeye yerleştim.

"Kerim anlatsana!" Dedi Asu. Kerim Asu'ya sinirli sinirli bakarken gözlerimi kapadım öfkeyle.

"Asu. Böyle bir şeyi konuşmamıza gerek var mı?" Diye sordum. Gözlerimi açıp Asu'ya baktım.

"Var tabii ki!" Dedi Bana cevap vererek sonra beraber sandalyeye yerleştiler ve Asu kafasını Asaf'a doğru çevirip konuşmaya devam etti. "Ya düşünsene Asaf Kerim abim ya! Asu'ya yani bir kadının ayağına gitmiş! Bir de yemek götürmüş." Asu neden bu kadar mutluydu? Aksine Asaf neden bu kadar gerilmişti?

Fırat abi gerginliği anlar gibi boğazını temizledi. "İdil istemiş götürmesini. Yemeği beraber hazırlamışlar Nalan kendine almadan gitmiş. İdil de sokakta kerimi görünce rica etmiş." Asaf gözlerini İdil ablaya çevirdi. Öfkeyle İdil ablaya baktı.

"Asaf." Dedi Fırat abi kelimeyi uzatarak. Göz göze geldiler ve Fırat abi gözleriyle Asaf'a ne anlattıysa Asaf sakinlemek zorunda kaldı.

"Hadi afiyet olsun!" Dedi İdil abla korkuyla ve herkes önüne bir şeyler alıp yemeğe başladı.

Kerim ağzındaki lokmasını bitirip bakışlarını bana çevirdi.

"Duyduğuma göre üç yıldır yokmuşsun burada Nalan hanım." Dedi Kerim. Herkesin bakışları bana döndüğünde sertçe çatal koyulma sesi geldi. Asaf'ın ne kadar gergin olduğunu kimse görmüyor muydu?

"Evet." Dedim kısık çıkan sesimle. Fakat Kerim susmak bilmedi.

"Neden gittin?" Diye sordu. Gayet rahattı. İşin altında ki gerçekleri bilmiyordu. Dudaklarımı aralayacaktım ki Asaf araya girdi.

"Kerim. Yemek yiyoruz sıkmasan mı kızı?" Dedi ve Kerimi uyardı.

"Yok, önemli değil." Dedim herkesin üzerinde gözlerimi gezdirerek. "İş için." Dedim sonra toparlamak amacıyla. "Teklif geldi yurtdışından gidip değerlendirmek istedim." kullandığım tüm harfler birer bıçak oldu soluk boruma battı.

"Bir de yurtdışına mı gittin Nalan hanım?" Dedi Kerim gözlerini açarak. Başımla onu onayladım.

"Ne iş yapıyorsunuz ki siz?"

PİNHAN MAHALLESİ | Mahalle HikâyesiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora