16. Bölüm : Özlem ve İhtiras.

7.1K 226 43
                                    

Nasılsınız canlarııım???
Umarım iyisinizdirr.
Yeni bölüm ile geldddiiim çok güzel bir bölüm korkmayııın..
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum, benim için çok önemli düşünceleriniz:))

Bölüm şarkıları
(Kamuran Akkor - Bir teselli ver , Mert Demir - Ateşe düştüm,  Sezen Aksu - Aykırı Çiçek)

16. Bölüm : Özlem ve ihtiras.


9 gün sonra.

Asafsız geçen dokuz gün, iki yüz on altı saat.. üç yıldan daha acı geçen günlerin sebebi Asaf'ın 'gitme' demesiydi. Onu ilk terk ettiğimde. Çaresizce terk edişimi izlemişti, fakat bir hafta önce yine o mahalleden çıkacakken aykırı bir şekilde eli elime tutundu. Sımsıkı tuttu parmakları tenimi ve 'gitme' dedi.

Tek bir kelime, büyük acılara sebebiyet verdi. Kalbim hiç böylesine çaresiz çarpmamıştı göğüs kafesime. Daha kolaymış, gidişimi izlemesi daha kolaymış gitmeyim diye dil dökmesinden, sımsıkı sarıp beni bırakmamasından.

Özür dilemişti, hatası yokken özür dilemiş, bana yalvarmıştı. Asaf benim onu terk ederkenki çaresizliğimi yaşamıştı.

Onun yaşadığı o yalaz duygu hala kalbimi ağrıtıyordu. Çünkü o günün serinliği, soğuğu hala buz tutturuyordu bedenimi. Benim tek yenilgim Asaftı. Tüm duygularım alaşağı oluşu da bundandı.

Dizimi biraz daha kendimi çekti ve dağ başında ki tek katlı evin balkonunda ki kanepede daha da büzüştüm.

Dokuz gündür burada saklanıyorduk. Bu sırada abim bizi yurt dışına kaçmış gibi göstermişti ve şuan da Türkiye sınırları dışında gözüküyorduk.

Kutay abim ile bir plan yapmıştık ve plan tıkır tıkır işlemişti.

Artık mahalleye geri dönebilirdim.

Dün hallolmuştu.

Fakat adımlar geri geri gidiyordu. Asaf'a koskocaman sarılmak isteyen kollarım bacaklarıma sarıldı.

Tepkisinden çekiniyordum. Onu r kez daha bırakıp gitmiştim ve yine karşısına çıkmak çok zordu.

Londra'da ki doktor arkadaşlarım mesajlar, mailler atıyor beni çağırıyorlardı. Hastanede tekrardan beni görmek istiyordu.

Fakat ben gitmek istemiyordum. Birikimim de yavaş yavaş azalıyordu ve artık çalışmam lazımdı. Oraya gidebilir üvey babamdan, kenandan ve ondan kurtulabilirdim. Fakat tek bir can diğer canlara karşı çıkıyordu.

Asaf'ın varlığı beni burada tutuyordu. Her şeye rağmen..

Tüm korkularıma, vazgeçişlerime rağmen, tekrar sadece onun için vazgeçiyordum kendimden.

"Nalan.." diye seslenerek Kutay girdi balkona. Bakışlarımı orman manzarasından çektim ve Kutay'a çevirdim.

"Efendim?"

"Sabahın köründe balkona çıkmışsın, üstünde cekette yok üşüteceksin." Omuz silktim sakince. Kutay abim karşıma geçip bana bakarken dern bir nefes aldım.

"Düşüncelerim öyle derin ki abi, ve o düşüncelere öylesine çekilmişim ki üşümek, hissettiğim son şey bile değil." Abim dudaklarını ıslattı, huzursuzca etrafına bakındı.

"Hasret bitti Nalan. Dönüyorsun Pinhan Mahallesine ne bu üzüntün?" Dedi sorgular gibi kaşları çatıldı, sonra bir şeylerin farkına vardı. "Sen Asaf'ın tepkisinden çekiniyorsun değil mi? Ondan bu endişen, huzursuzluğun. Kalbin dört nala binmiş Asaf'a koşarken aklın sessizce sayıyor olduğu yerde."

PİNHAN MAHALLESİ | Mahalle HikâyesiWhere stories live. Discover now