21.Bölüm : Yalanı Aratan Gerçek.

6.6K 337 74
                                    


Merhabalar arkadaşlar.
Sonunda gerçeklerler!! Acı gerçeklerr... bu bölüm geç geldi çünkü benim bölüm sindirmem zaman aldı. Şimdiden çok heyecanlıyım. Nalan neden gitmiş? Öğrenmeye hazır mısınız? Yanınıza bol bol peçete alın. Gözlerinden öpüyorum.

Sönük kaldı yıldızlar, parlamasınlar mı? Düşünceleriniz de yorum kısmında yerini alsın ve tamamlanaalııımm!!!

Bölüm şarkıları
(Sezen Aksu - Perişanım şimdi, Yıldız Tilbe - Vazgeçtim - Cem adrian- sarı gelin,  Skapova - Ben hala vazgeçmedim)


İyi okumalar.



21. Bölüm : Yalanı Aratan Gerçek.

Korku gün yüzüne çıkmıştı. Öldüğü yerden değil, öldüğünü umut ettiğim yerden. Yine aynı yara, bu sefer daha derin. Bu sefer daha acı.

Yanıyor, yara aldığı yeri değil, ciğerimi yakıyor. Kalp sancıyor. Korkuyor yürek.

Korkuyor yürek çünkü Asafsız tekrar nasıl atacak? Ayaklarım yere basıyor mu? Hissedemiyorum.

Ellerim tutmuyor, onun ellerine sarılmayınca, uyuşuyor parmaklar.

Karşımda durmuş bir ihtiyar, beni yine tehdit eden biri, beni yine imtihanımla sınayan biri.

"Sen," dedim titreyen sesim ile, "Nereden öğrendin?" Dudaklarım tekrar kapandığında, sanki tüm umutlarım, nefessizlikten can vermişti.

"Benim Rıza'm olmadan bırak bu şehri ardında bırakmayı, adım bile atmadın sen, öğrenmedim, yürüdüğün yolları dahi ben çizdim."Adı Rızaydı. Benimle dalga geçiyordu. Benimle alay ediyordu.

"Ne istiyorsun?" Dudaklarımın kuruluğunu umursamadan titreyen sesim ile beklediği soruyu sordum.

"Yıllar önce istediğimi." Dolu gözlerimin ardından bile o korkunç görüntüsüyle bana bakıyordu. Kaşlarım çatıldı.

"Sen değil, üvey babam istemişti." Yaşlılığın verdiği yavaşlıkla güldü. Başını iki yana salladı.

"Ben ondan istedim, o da senden; evlat." Gözümden düşen bir damla yaş tenimi yaktı.

"O öldü."

Göz devirdi, durumdan haberi vardı fakat umursuyor gibi görünmüyordu. "Beceriksiz herifin tekiydi, hiç bir halta yaramadı." Bastonunu kaldırıp bana doğru uzattı. "Hala Asaf denen herifin kapısında olmandan belli." Bir insan evladından dahi bu kadar nefret eder miydi?

Ona doğru korkusuzca bir adım attığımda ayakkabıya cam parçaları battı. "İsmini ağzına alma!" Sesim fazla yüksek çıktığında yutkundum, korkuyordum çünkü söz konusu Asaftı. "Ne istiyorsun?" Cesurdum çünkü konu yine Asaftı.

"Yıllar önce istediğimi." Dedi tekrar üstüne basa basa.

"Asaf'ı terk etmeyeceğim, bir kere daha değil." Başını salladı. Bana doğru yavaşça bir adım atıp bastonuna daha sıkı tutundu.

"Yıllar önce, gitmen karşılığında baban ne yapmıştı?" Diye sordu, ve kendi cevapladı.

"Asaf'ın illegal işler yaptığı görüntüleri, belgeleri yok etmişti." Güneşli havaya rağmen, o an içime bir kasvet çöktü. Gök gürledi sanki de ben korkuyla sıçradım. İçime bir soğukluk yağıldı, vücudum buz tuttu.

PİNHAN MAHALLESİ | Mahalle HikâyesiWhere stories live. Discover now