12. Bölüm : Harabeye Dönen Yuva.

6.1K 263 86
                                    

Vote yorumlarınız çok önemli, lütfen yıldıza dokunmayı ve düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın.
İyi okumalar


Bölüm şarkıları
(Pilli bebek - Haram geceler, Oğuzhan Koç - Aşkın mevsimi, )

12.Bölüm : Harabeye Dönen Yuva.




Veda edemediğim bir liman vardı. Issız bir gemiydim sanki de yabancı hissetmediğim bir tek durak vardı.

Siyah deniz çağırıyordu gel diye, koparmıyordum limandan. Ay doğuyordu, yıldızlar sönüyor, güneş batıyordu. Bir türlü ayrılamıyor, uzaklaşamıyordum.

Kıyaya vurmayacak, batmayacak gibi rahat bir gemiydim sanki.

Sonra bir gün, o güneş batıdan doğuyor, ay geceyi aydınlatmıyor, yıldızlar parlatmaya yüz tutmuyor.

Gemi batıyor.

Gemi batmayı göze alıyor çünkü kıyı ona acı veriyor, siyah denize açılmaktansa batmayı yeğliyor.

Şimdi gözlerimin acıyla soluklandığı o liman, Asaf.

Bakıyor bana, bakıyorum ona.

Sadece acı görüyorum artık onu izlerken.

Necdet amca geliyor aklıma, Nefha teyze konuk oluyor düşlerime ve onun terk etmek zorunda kaldığım her bir sebep ucu sivri bir ok olup saplanıyor yüreğime.

"Nalan." Yanıma yanaşan beden ile birlikte uzandığım yerde doğruldum. Şaşkınlıkla Asaf'a baktım.

"Asaf?" Dedim kısık sesim ile. Sonrasında yüzümü yüzünden aldım ve etrafa bakındım.
Onu görmeyi beklemiyordum. Onu görmeyi istemiyordum. Yüzüne bakmaya yüzüm yoktu. Yalanlarla dolu o kağıdı okuması buna sebebiyet olmuştu.

Asaf yatağın yanına yanaştı, hızla içeriye dalmıştı fakat şimdi sakinlemişti ve çekiniyordu. Bunu yavaşlayan adımlarından anlamıştım.

"İyi misin?" Dedi. Bakmamaya çalıştığım aksi soğuk sesiyle birlikte bir yüze devrildi.

"İyiyim." Dedim aynı soğuklukla. Ona bakmamam dikkatini çekti ama sorgulamadı. Aramızdaki mesafeler içimi yaktı, lakin vücudum daha da buz tuttu.

"Nalan.." dedi Asaf, kelimelerini toparlayamadı bir süre, sonra derin bir nefes aldı ve titremesini engelleyemediği ama aynı zamanda mesafeli olan sesiyle konuştu. "kusura bakma, ağır konuştum." Yutkundum, yüzümü pencereye doğru döndürdüm ve omuz silktim yavaşça. "Önemi yok." Dedim gözüm bulanık görmeye başlarken.

Derin bir nefes aldı Asaf. Sözüme inanmamıştı ama sorgulamayacaktı.

"Ben iyi olduğunu, kendi gözümle görmek için geldim." Başımı salladım onu onaylamak amaçlı, yavaşça.

"İyiyim."

"Ben gideyim o zaman," dedi mesafeli sesiyle. "Dikkat et kendine, iyi ol." Diye ekledi. Bir daha bunu yapma demek istedi, neden ölmek istedin diye sormak istedi. Lakin hiç birini yapamadı ve sadece iyi ol dedi. Bana karşı duyduğu vicdan azabı onu böylesine bir sessizliğe sürüklemişti. Normal şartlarda bunu yaptığım için beni suçlayacak olan Asaf'ın bu sefer savaşı kendiyleydi. Çünkü bu durumda olmamın onunla alakalı olduğunun farkındaydı.

Arkasını döndü, bir kaç adım yürüdü ve yatağın kenarından uzaklaştı, kapı kulpunu tutmak için kaldırdığı eli havada asılı kaldı, burnundan derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı. Bir savaş var oldu ruhunda,

PİNHAN MAHALLESİ | Mahalle HikâyesiWhere stories live. Discover now