19. Bölüm : Bir Yaranın Tenden Yok Oluşu.

6K 223 32
                                    

Merhaba canlarıııım!!!
Sınavlarım bitti ve kavuştuk. Çok özlediim siziiii... Nasılsınızz??? Nasıl geçti sınavlarınız?? Hayat nasıl gidiyor??

Umarım bölümü beğenirsiniz. Yıldıza dokunmayı düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın, benim için çok önemli.

Bölüm şarkıları
(Manga - yeniden sev,  Bayhan - Zifiri)

İyi okumalar


19. Bölüm : Bir Yaranın Tenden Yok Oluşu.


Umutsuzluk, yıldızlara veda etmektir diyor ya bir şiirde.

Çünkü yıldız gökyüzünün sahip olduğu en kıymetli, en payidar düştür. Bir dilektir yıldız, bir umuttur.

Karanlıkta kaldığında, yolunu bulamadığında, sokak lambaları bile sana yardım edemediğinde; sadece senin için parlar.

Gökten sana gülümser ve sen kilometrelerce ötedeki gök cismine umut bağlarsın. Her mevsim ordadır,

Fakat bir gün, tüm çareleriniz tükendiğinde, o umudun kaybedilişi bir yıldıza veda etmek gibidir.

Benim yıldızım, Asaftı.

Çarem kalmadığında, terk ettiğimdi. En büyük çaresizliğimdi.

Şimdi bana çok yakın bir mesafeden bir zamanlar onun için hissettiğim duygu gibi bakıyordu. Asaf bana çaresiz bir arayışla bakıyordu.

Sorduğu bir soru vardı. Cevap alamadığı, almadıkça cevabı; deliriyordu.

Sarhoştum. Aklım belki de şuan başımda değildi, midem bulanıyordu, aynı zamanda Asaf ile yakınlaşmıştık ve arsız bir sızlanma kasıklarımda yer edinmişti.

Ben öylece susarken Asaf'ın ifadesi sertleşti. Dudakları kıpırdıyordu fakat ben söylediklerini duymuyordum.

"Kim seni bu şehirden gönderdi? Nalan?" Kaşlarım havalandı ve başım geriye düştü. Ne oluyordu?

Lavabonun kapısı bir kez daha şiddetle çalındı. "Nalan!" Diye hiddetle seslendi Calvert. "Kapıyı açmazsan kıracağım, iyi misin?!"

Derin bir nefes aldım. Asaf'a baktım. Sinirle homurdandı. "Sikeceğim bu herifi."

Zorlukla kendime gelebildiğimde ellerimi Asaf'ın göğsüne yasladım ve onu ittirdim. Açtığım mesafeden Asaf ne olduğunu anlamadan çıktım.

"Nalan." Dedi Asaf yorgun çıkam sesiyle. Bedeni bana döndü. "Kaçma artık, ben zaten senin dudağından çıkmayan gerçekleri duyacağım. Sen konuş, senden öğreneyim."

"Gerçek yok!" Dedim korkuyla. Bedenim sarhoşluğun etkisiyle sarsıldı. "Sakın." Dedim sayıklar gibi. "Sakın, öğrenmeye çalışma."

Kapı çalınmaya devam ediyordu ve sanırım Calvert kapıyı kırmaya çalışıyordu. Toparlandım ve arkamı dönüp sert adımlarla kapıya yöneldim.

Kilidi açtım ve kapıyı açıp tuvaletten çıktım. Endişeyle bana bakan Calvert'la karşılaştım.

"Nalan, iyi misin?" Diye sordu telaşla. Anlam veremez bir şekilde ona baktım.

"Asaflaydım, ne olabilir ki?" Dedim. Calvert derin bir nefes aldı. Arkasında duran Aras bizi izliyordu. "Yenge vallahi durdurmaya çalıştım ama bu gavur çırpındı durdu."

PİNHAN MAHALLESİ | Mahalle HikâyesiWhere stories live. Discover now