8. Bölüm : Nalan Geceler.

6.8K 235 37
                                    

İyi Okumalar.
Bölüm Şarkıları
(Mavi gri - Ben Sende Yandım, Kubilay Karça - Celladına Aşık, Teoman - Serseri, Sezen Aksu - Kaçak.)

8. Bölüm : Nalan Geceler.

Bir yangın küle dönmüş ateşin yanına yanaşmamalıydı.

Sonuç ne olursa olsan değişmez, yangının kıvılcımları sönen ateşi harlardı. Fakat asla birleşmezler ayrı ayrı yanarlardı.

Asaf geldiğimden beri sadece bu yüzden gitmemi istemişti. İlk başlarda bana duyduğu acımasız öfkesinden diye düşünmüştüm fakat öyle değildi.

İçine sinen acı düşünceler sadece bundan ibaretti.

Şimdi yanıyorduk, ayrı yerlerde başka insanları yakıyorduk. Yüreğim kalbimden alındı da yerine taş koyuldu gibi hissettim bir an. Asaf ile olan her düşünce beni böyle bir hisse itiyordu. Elimde olmadan titriyor, her bir yanım onsuzluğa sallanıyordu. Zelzele dünyayı yıkıyor ama o kalbimde sapasağlam kalıyordu. Sadece beni yıkıyordu.

O benim yüreğimde yaşıyor, karşımda, gözlerimin önünde ölüyordu.

"Yarın bekliyorum o zaman sizi." Dedi Kutay Asaf'ın gelmeyeceğim dediğini umursamadan. Fırat abi yavaşça başını eğdi. "Davet ettin o kadar yarın gece uğrarız." Dedi İdil abla gülümseyerek el çırptı. Ayaklandı. "Ben bir Güneş'e bakayım." Dedi. Fakat sendeledi ve geri yerine kalktığı gibi oturdu. Fırat abi karısının bu haline güldü ve onu yavaşça kaldırım koluna girdi. "Ben İdil'i yatırayım. Çocuğa bakayım geliyorum." Dedi. Onlar içeri girerken Asu hala Asaf'a kırgınlıkla bakıyordu. Yarım kalan rakısını da kafasına dikti ve gözlerini nişanlısına çevirdi.

"Neden Asaf?" Diye sordu Asu. O sırada temkinli bir şekilde Kutay'ın yanına oturdum ve tartışan Asaf ile Asu'yu izlemeye başladım.

"Sana söylediklerimin, senden istediklerimin neden önemi yok?"Asu sarhoşluğun verdiği etkiyle daha da öfkelenmişti. Asaf gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. Başı ağrımıştı. Çok içmişti ve şuan da acısı çıkıyordu içkinin. Başında bağıran Asu da ona iyi gelmiyordu.

"Asu. Uzatma. Gidemem ben işlerim var diyorum sana!" Asu ellerini saçlarından geçirdi ve öfkeyle ayaklandı. Asaf yarın bara gelmedik istemediğini söylemişti ama Asu konuyu başka yerlere çekiyordu.

"Asaf ne oluyor ya neden böylesin?!" Diye bağırdı. Asaf dudaklarını açıp karşısında ki kadına tek bir kelam bile etmediğinde Asu sadece fark edilmek istedi.

"Ya bir şey söyle! Konuş benimle, bağır, çağır, buradayım ya ben, karşındayım bir kere de gör beni!" Asu gözlerinden akan yaşlara engel olamadı.

Fırat abi ve karısı yoktu. İdil ablayı yatırmaya gitmişti. Kutay sadece etrafa bakıyor ve iç çekip içmeye devam ediyordu. Kimse Asu ve Asaf'ın kavgasını bitirmesi için uyaracak halde değildi. Asu'ya duyduğum öfke ve kıskançlık apayrıydı ama hiç bir kadının gözlerim önünde acı çekmesine göz yumamazdım. Asu'nun bana zararı olmamıştı. Ona bu kötülüğü yapamazdım. Her ne kadar sevdiğim adamı ellerimden alıp götüren bir kadın olsa dahi.

Ayağı kalktım. Asu'nun yanına gittim ve kollarından tutup, göz yaşlarıyla dolmuş yüzüne baktım.

"Asu şuan da konuşmak için doğru bir zaman değil. İkiniz de sarhoşsunuz." Asu bana baktı ve başını iki yana salladı. "Nalan.. sadece fark edilmek istiyorum." Diye fısıldadı. "Artık sevgime bir karşılık bekliyorum." Yüzüğünü kaldırıp gözümün önüne getirdi. Acıyla yutkundum. "Biz nişanlıyız Nalan evlenmeye hazırlanıyoruz, ama ben artık Asafla bir ilişki yaşıyor muyuz yaşamıyor muyuz anlayamıyorum." Evlenmeye hazırlanıyoruz? Kalbim hızla atmaya başladı. Ellerim titriyordu fakat şuan kendime odaklanamıyordum.

PİNHAN MAHALLESİ | Mahalle HikâyesiWhere stories live. Discover now