20. Bölüm : Kukla ve Kuklacı.

5.7K 265 57
                                    


Herkese merhaba nasılsınız sevgili okurlarıımm???
Bu bölüm dönüm noktamız diyebilirim o yüzden dikkatli okuyuuunn!!!

Ay bir de yıldızları parlatalım mı? O kadar sönükler ki, moral bozucu... eh yorumlarınızı da eksik etmezseniz benden iyisi yok!!

Sizi, varlığınızı çok seviyorum...

iyi okumalar!!



Bölüm şarkıları
(Cem adrian - Artık bitti, cem adrian - sana sarılınca)






20. Bölüm : Kukla ve Kuklacı.



Bir gece ansızın hayatımın değişmesine sebep olan, bakışlarını yüzmeyi bilmediğimden okyanusa benzettiğim bir adam. Üvey babam. Bir gece yarası küçük oluşumdan dolayı diz çökmüştü önümde. Gözlerime öyle bir bakmıştı ki. Hiç bilmediğim bir kelimeyi öğreniyor gibiydim. Zihnimde oluşuyordu bir kaç kelam fakat zikredecek kadar anlamlı değildi.

Korkuyla ona bakarken oradan uzaklaşarak kaçmamı dürtüleyen bir gülümsemeyle dudaklarını aralamış, "Senin baban benim artık." Demişti.

İlk defa o gün titremişti dizlerim, ve ilk defa o gün bir gülümseme bu kadar sahteydi. Ben ilk defa o gün karşılaşmıştım yalanla. Başka bir çocuk gibi doğmuştum o gece. Sanki tüm hevesim, umudum, neşem yerle bir olmuştu. O günden itibaren her gün, her gece gürledi gök. Ben hiç rahat uyuyamadım. Annemin ilk dayağını yediği gün yine o adamın koynunda uyuduğunu gördüğümde, ben bir daha isteyerek uyuyamadım. Mor renginden nefret ettim. Kırmızıdan korktum. Siyaha sığındım çünkü karanlıkta görünmüyordu hiç bir renk.

Kutay abim ile her gece birbirimize masallar anlatırdık. Masal; mutlu bir aile olmaktı. O kadar uzak bir gerçekti ki, biz masala benzetirdik bunu.

Benim kötü bir üvey babam vardı.

Fakat;

Kutay'ın kötü bir babası vardı.

"Abi." Harfler zorlukla birleşip bir kelime oluşturdu. Korkuyla ona bakıyordum çünkü berbat gözüküyordu. Dağılmış saçları terle harmanlanmıştı. Yanına oturdum. Yüzünü ellerim arasına aldım. "Abi.. iyi misin?" Yüzünü bana çevirmedi, boşluğa doğru bakıyordu.

"Nalan.." dedi acıyla. İnsan bir kelimeyle vedalaşırken böylesine savaşır mıydı? Kutay dudaklarını araladı. Kendiyle savaştı. "Benim babam, ilk defa ölmedi ki." Gözünden bir damla yaş düştü. "O zaten ölü bir adam değil miydi? Bir insan kaç defa ölür? Bir insanın arkasından kaç defa fatiha okunur? Yası tutulur mu böyle bir adamın? ölmüştü zaten bizim için, neden sıkışıyor yüreğim? Ben kötü biriyim sanırım, ölümün en çok yakışacağı insana, konduramadım ölümü." Buğulu gözlerime rağmen burukça gülümsedim. Başını göğsüme bastırdım ve saçına öpücük kondurdum.

Her yanım titriyordu.

"O senin baban. Ne yapmış olursa olsun. düşündüğünün aksine, sen iyi biri olduğun için; acı çekiyorsun, üzülüyorsun." Saçlarını okşadım titreyen ellerimle. "Kendine kızma, acı çekmen çok normal abi sakın babanla, o küçük çocukla savaşma."

"Senin başına gelen her şeyin sebebiydi." Başımı iki yana salladım. "O sadece kuklaydı."

Bir cevap vermedi.

PİNHAN MAHALLESİ | Mahalle HikâyesiWhere stories live. Discover now