XI

633 84 61
                                    

İki haftalık maaşım, ilaç paramın neredeyse dörtte biri kadardı. Kızgınlık dönemim ilaçlar sayesinde her zamanki gibi kolayca geçip giderken tek yaptığım iki hafta boyunca parayı toplamaktı. Bir kısmını biriktirmiş ve bir kuruşunu bile kendime harcamamıştım. Hepsini ona verecektim.

Bu yüzden ona okul çıkışında beni beklemesi için küçük bir mesaj attım. Mesajımı son derste sınıf gürültü içindeyken benim duyabileceğim bir sesle okudu. Hemen arkasından da cevap yazdı.

"Temizlik odasında bekleyeceğim."

İtiraz etmek istedim ama kimsenin bizi görmemesinin daha iyi olacağını düşündüğüm için vazgeçtim.

Son ders biter bitmez herkes sınıftan koştura koştura çıkarken ben yavaş adımlarımla merdivenleri iniyordum. Onun nerede olduğunu bile bilmiyordum. Belki de sınıftan hala uyukluyor bile olabilirdi. Ama onun beni bekleyeceğini yazmıştı. Öyleyse önden gitmiş olması gerekirdi.

Temizlik odası bodrum kattaydı. Öğrenciler buralara pek sık uğramazlar, uğrasalar bile işlerini halledip yakalanmadan gitmeye bakarlardı. Pek fazla da kimsenin gelip gittiği söylenemezdi. Karanlık olduğu için çoğu öğrenci inmeye korkardı.
Ve herkes benim gibi bu karanlık yerde bir alfa ile buluşmuyordu.

Ellerimle temiz odasının kapısını aradım. Merivenlerin yukarısından vuran ışıkla görebildiğim kadarını hallediyordum. Kapıyı açtım, ellerim duvarda bir ışık aradı. Aralık kapıdan içeri girer girmez bir şey beni odaya çekti. Sırtımı kapıya yaslayıp üzerime eğildi.

"Geç kaldın." Nefesini yüzüme üfleyerek konuştu.

"Ne zaman geleceğimi söylememiştim." Yüzünü görmek istedim. İfadesini. Benimle nasıl bir yüz ifadesinde konuştuğunu bilmek istedim.
Bir kızla randevuya çıkan, beni görmeyen, paramı değil bedenimi isteyen, bana evini açan ve benim hayatımı iyileştirdiğini sanan Soobin karşımdaydı. Bir alfa, istediklerimi yapabilecek bir alfa tam önümdeydi. Nefesleri yüzümde, eli yakamda ve bacağı bacaklarımın arasındaydı.

Onu üzerimden itmeye çalıştım, bir adım bile geri gitmedi. "Işıkları açar mısın?"

"Burada ışık yok."

"Paraları sayman gerekecek."

"Hiçbir şey saymayacağım."

Sırtımı iyice arkamdaki kapıya yasladı. Tamamen üzerime eğildi. "Paranı istemiyorum." Üzerine basarak konuştu. "Sana niyetimi söylemiştim Yeonjun."

Soobin'in feromonları odada, dudaklarından sekerek benim dudaklarıma ulaşıyor, nefesi yüzümde, her bir zerremde. O bunun farkında. Beni etkilediğinin farkında. İster istemez ona nasıl kapıldığımı biliyor. O bir alfa, dünyayı o yönetiyor.

Yutkunamadım. O gün arabada bana söyledikleri aklıma geldi. "Benimle yatmak istiyorsun." dedim kendi kendime söylenirmiş gibi.

"Seninle yatmak istemiyorum." Afalladım. Böyle söylemesini, direkt reddetmesini beklemiyordum. "Seni arzuluyorum. Sana karşı koyamıyorum. Tenine dokunmak," Parmakları açıkta kalan boynumu okşadı. "Nefesini hissetmek," Dudaklarıma doğru üfledi. "Seni tanımak istiyorum Yeonjun."

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Onun boşluğundan faydalanıp ellerimle göğsünden ittirdim. "Beni tanımak mı istiyorsun? Hah!" Birkaç adım geriye gidip durdu.

"Beni tanımanı istemiyorum." Devam ettim. "Okula bir skandal yüzünden gelen birkaç alfadan birisin. Beni arzuladığını söylüyorsun. Tek amacın benimle yatmak. Peki ya sonra? İstediğini aldıktan sonra ne olacak?" Arkam ona dönük, duvara konuşurmuş gibi konuşuyordum. Sinirliydim. Beni arzuladığını söylüyordu ama başka bir kızla randevuya çıkıyordu. "Öyle olmadığını varsayalım, benimle yatamayınca onu mu yapacaksın?"

benim gençliğim- yeonbin (omegaverse)Where stories live. Discover now