XIV

462 73 38
                                    

"Seni almaya geliyorum. Beş dakikaya hazırlan."

Kızgınlığım bitmişti. Kendimdeydim. Artık daha sağlıklı bir dönemdeydim. Bu yüzden her şeyi en ince ayrıntısıyla düşünüp tartabilecek güçte hissediyordum.
Bir yandan Soobin'i artık kabullenmenin getirdiği rahatlık da vardı üzerimde. Bundan hâlâ korkuyor olsam bile deneyecektim. Öyle demiştim.

Okula birlikte gidecektik. Öyle anlaşmıştık. Beni evimden alıp geri evime bırakacağını, herhangi bir yere gitmem gerektiğinde kendisinin götüreceğini ve bir şeye ihtiyacım olduğunda hemen onu aramam gerektiği konusunda ikimizde hem fikirdik.

Montumu üzerime geçirdim. Çantamı sırtıma taktım. Evden çıkarken annem kendi odasında telefonda birileriyle tartışıyordu ama pek kulak asmadım. Benimle ilgilenmeyen bir ebeveyn ile ilgilenmek istemiyordum.
Soobin geldiğine dair iki kere korna çaldı. Onu bekletmeden ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Kollarını göğsünde birleştirmiş, bir ayağı diğerinin önündeydi. "Günaydın." dedi gülümseyerek. Önünden geçip diğer tarafa gidecekken kolumdan yakalayıp önüne çekti.

"Günaydın dedim." İki kolumdan sıkıca tuttu. Sanki kaçacakmışım gibi. "Günaydın." dedim tebessüm ederek.

"Neden başta cevap vermedin?" dediğinde gözlerimi kaçırdım.

"Utandım."

Yüzündeki o anlayışlı ifadeyi yakaladım. Aniden beni kendisine çekip sıkıca sarıldı. "Bu anı ne kadar uzun süredir hayal ettiğimi bilemezsin." Yüzünü boynuma gömdü. Kokumu içine çekerken gülüşünü hissettim. "Seni seviyorum Yeonjun." Elleri saçlarımda gezindi. Birbirine karıştırdı. "Üşümeden arabaya geç hadi." Kafamı hızla sallayıp şoför koltuğunun yanında yerimi aldım.

Okula gidene kadar elimi tutmuş, rada öpücükler kondurmuş ve bana uzun uzun bakarak gülümsemişti. Soobin'in beni sevdiğini hissedebiliyordum.

Okulda tüm gün benimle gezdi. Birlikte yemek yedik. Tuvalete bile benimle gitti. Derslerde bir eli ensemde, ensemdeki saçlarıyla oynayıp durdu. Etrafımızdaki insanlar bizi fark etmişti bile. Kimseden saklayacak bir şey yoktu.
Okul çıkışı birlikte giderken Soobin önce birlikte yemek yemek istediğini söyledi. Pek istemesem de kabul ettim.

"Ne yemek istersin?" Bana bırakıyordu. Onun yemeğini de benim seçmemi istiyordu. "Pizza." dedim menüye bakarken. Hemen garsonu çağırdı.

"İki karışık pizza ama birisi mantarsız." Gözleri benimkilerdeydi. Mantar yemediğimi biliyordu.

"Biliyorsun." dedim hayretle.

Sırıttı. "Senin hakkında her şeyi biliyorum Yeonjun." Bu söz ilk duyduğumda beni heyecanlandırsa da düşündükçe korkutmaya başladı.

Pizzalarımız geldiğinde Soobin ilk başta benim yemem için ısrar etti. Önce ben küçük bir dilimi ısırdım beni kontrol ettikten sonra merakla sordu. "Sevdin mi?"

"Henüz çiğnemeyi bitirmedim bile." İkimizde güldüğümüzde Soobin vazgeçerek kendisininkini yemeye koyuldu.

"Bundan sonra her gün okuldan sonra yemek yiyoruz ve öyle eve gidiyoruz."

"Bu çok fazla-"

"İtiraz istemiyorum. Evde hiçbir şey yemiyorsun."

Afalladım. "Sen... nasıl hepsini biliyorsun?"

Soobin durdu. Birkaç saniye bana baktı. Sonra beni inceledi. "Zayıfsın." dedi düz bir ifadeyle. "Görebiliyorum."

Usulca kafamı salladım. Haklıydı. Çok zayıftım. Kendime dikkat etmiyordum. Ama bunu benden başka birisinin görmesi de tuhaf gelmişti. Sadece ben kendimi öyle görüyorum sanıyordum. Ve kendimi normal kabul ediyordum ama tam aksine olduğumu yeni görüyordum.

Pizzalarımızı yedikten sonra arabasına geçtik. Yolda sessizce gitmek yerine birkaç müzik dinledik ve Soobin evimin önünde durdu.

"Gitmeden," dedi bana bakarken. "seni öpmek istiyorum."

Heyecanlandım. Kalbim yeriden çıkacak kadar hızla atarken Soobin'in bana yaklaştığını fark etmemle gözlerim kendiliğinden kapandı. Dudağımın kenarından öptü. Yavaşça. Oraya bıraktığı öpücük tüm bedenimi titretti.

"Görüşürüz." dedim arabadan kaçar gibi inerken. Arkamdan bana güldüğünü duyabiliyordum. Ve bu daha başlangıçtı. Soobin ile güzel anılar biriktireceğimize artık daha çok inanıyordum.

-

merhaba.

ben valjie.

çooooooookkkkkk uzun zaman oldu biliyorum ama bu bolumu yazarken bile yazamadigimi fark ettim ama toparlamayi dusunuyorum cunku sanirim baya bi kisi bunu bekliyor... 🤷🏻‍♀️🤷🏻‍♀️

siz bu ikisini mutlu mu olacak sandiniz yoksa? hep boyle mi gidecek sandiniz? ehehehe 🤭 yerim sizin masumlugunuzu 😏

oyleysseee

okudugunuz icin tesekkurlerr gorusmek uzereee^^

benim gençliğim- yeonbin (omegaverse)Where stories live. Discover now