XVII

451 76 24
                                    

SouthSiren Lisesinde okuyan beş suçlu alfa. Birisi Soobin. Diğeri beni tuvalette sıkıştıran. Geri kalanlarını ise bilmiyorum. Belki de onları da gördüm ama hiçbirini hatırlamıyorum.

Beni hayal kırıklığına uğratmadı. Onda en başından beri bir gariplik olduğunu biliyordum. Yaşadığımız her şeyin sonunda ortaya çıkan gerçekler beni buna hazırlamıştı. Tuhaf olmalı ki, ondan eskisi kadar korkmuyordum da. Bunun nedeni bana verdiği güven ve onu seviyor olmamdı. Bana öyle davranmıyordu çünkü. Çok iyiydi. Olması gerekenden daha çok.

Soobin yemek yedikten sonra gitmedi. Birlikte vakit geçirmek istediğini söyledi. Seve seve kabul ettim. Birlikte film izlemeye karar verdik ve onun bir film seçmesini istedim. Biz filmi izlerken ben onun kucağında uyuyakalmışım ve o'da hiç uyandırmamamış bile. Gece yarısı uyanıp onun da uyuduğunu gördüğümde anladım.

Ben yine onun göğsündeydim. Soobin ise kafasını yatak başlığına yaslamış uyukluyordu. Benim uyandığımı fark edince eli hemen saçlarıma uzandı, geriye taradı.

"Bir şey mi oldu sevgilim?" Derinden gelen uykulu sesiyle konuştu. "Olmadı." dedim onu izlerken. Gözleri yarı açık bana bakıyordu.

"Uykun mu kaçtı?"

Soobin evimde kalıyordu. Ben gelip görmesini bile istemezken geceyi benim yatağımda geçiriyordu. Düşündüğüm gibi benden soğumamıştı. Beni yargılamamıştı.

"Yatağın içine girelim mi Soobin? Böyle soğuk oluyor." Oysaki benim üzerime battaniye örtmüştü. "Üşümedin mi?" diye sordum ona sokulurken. Kafasını iki yana salladı.

"Üşümedim. Üzerimde sen yatıyordun. Koca bir kedi." Gülümsedi. Beni kollarının arasına çekip sarıldı. Biraz daha oyalandıktan sonra ikimizde yatağın içine girdik. Soobin beni kollarının arasına alıp sarıldı ve böyle uyumak istediğini söyledi. Ve hemen de uykuya daldı.

"Kokun," demişti uyumadan hemen önce. "Beni mahvediyor bebeğim."

O gece Soobin bir bebek gibi mışıl mışıl uyurken ben düşüncelerim arasında boğularak onu izlemiştim. Bu yüzden tüm gece uykusuz kalmış ve sabaha karşı güneş doğduğu zaman gözlerim artık dayanamayarak kendiliğinden kapanmıştı.

Sabah ikimizde seslerle uyandık. Birisi kapıyı zorluyor ve eve girmeye çalışıyordu. Soobin' uyandırmamaya çalışarak yataktan çıkıp kapıya gittiğimde bunun annem olduğunu gördüm. Sarhoştu ve bu halde eve gelmişti. Anahtarını çantasına koyup çantasını rastgele bir yere fırlattı ve ayakkabılarını da holde çıkarıp odasına gitti. Benimle konuşmamıştı bile. Konuşmasını da istemiyordum.

Onun ortada bıraktığı eşyaları toplayıp dolabın içine koydum. Neredeyse öğlen olmuştu. Biz bu saate kadar birlikte uyumuştuk. Odaya geri dönerken bu düşüncenin beni utandırdığını fark ettim.

Sessizce kapıyı kapatmak isterken Soobin bana seslendi. "Günaydın sevgilim." Sevgilim. Bana böyle seslenmesi hoşuma gidiyordu.

"Ben mi uyandırdım seni?" diye sordum mahçup bir ifadeyle.

"Hayır. Zaten uyanıktım." Yatağın boş kısmını pat patladı. "Gel bakalım yerine." Hemen yerime geçtim.

"Bugün ne yapmak istersin?" Saçlarımdan öptü. "Moralinin bozuk olduğunu biliyorum. Seni sıkmak istemiyorum ama sana destek olmak için yapıyorum hepsini."

"Biliyorum." diye mırıldandım. Kafamı kaldırıp ona baktığımda gözgöze geldik. Benim yatağımda, birbirmize sarılmış bir halde uzanırken ve ikimizde yeni uyanmışken birden bu an gözüme çok güzel geldi. İçimde bir şeyler hareketlendi ve kendimi tutamayarak Soobin'i öptüm.

Hemen utanarak geri çekildim.

Soobin beni tuttu. Elini kulağımın altına yerleştirip üzerime eğildi ve dudaklarımdan öpmeye başladı. Gözlerimi kapattım. Nasıl öpüşeceğimi bile bilmiyordum ki. Ama Soobin öyle hızlı bir atak yapmıştı ki kaçmayı bile düşünememiştim. O beni kendisinden geçercesine öperken tek yaptığım gözlerimi kapatıp ona eşlik etmek oldu.

Soobin dudaklarımı bir vampir gibi ezdi. Kokusu o kadar ağırdı ki beni mayıştırdı. Göz kapaklarım hiç açılmayacakmış gibi kapanırken kendimi tamamen ona bıraktım. Elleri belime yerleşti, yatakta iyice üzerime çıkarken nefessiz bir halde öpüşüyorduk.

"Yeonjun," Alnını alnıma yasladı. Nefes nefeseydik ikimizde. "Sen nasıl bir şeysin böyle?" Daha çok hayranlık duyuyor gibiydi. "Öptükçe öpesim geliyor, durduramıyorum kendimi."

Gözlerimi yavaşça aralayıp ona baktım. Dudakları ıslaktı. Gözleri parlıyordu. "Seni istiyorum." dedi dudaklarıma bakarken.

"Benim olmanı. Benim için inlemeni. Benim omegam olmanı istiyorum. Kokun başımı döndürüyor ve ben daha fazlasını istiyorum."

"Soobin-" Beni heyecanlandırıyordu ama durması gerekiyordu. Henüz ilk öpüşmemizden bu kadar yükselmemeliydi.

"Neden daha önce öpmedin beni sevgilim? Neden daha önce dokunmadın dudaklarıma? Beni mahvediyorsun bebeğim."

"Soobin," Tekrardan uyarmak istedim ama yine sözümü böldü.

"Seni mühürlemek istiyorum Yeonjun."

Bu ağırdı işte.

-

merhaba.

ben valjie.

kitaplarım arasında finali kafamda henüz daha oturmamis tek kitabim. normalde kitaplarimi yazip on besinci bolume gelmeden finali kurgulayan birisiyim ama bunda mumkun olmadi, tufah geldi yani.

nasil final yapacagimi ben bile bilmiyorum bize birakc bolum daha lazimmm 🤫🤫

gorusmek uzeree <333

benim gençliğim- yeonbin (omegaverse)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt