1

372 31 115
                                    

Suna elindeki tenekeden bir yudum daha alarak ekrana bakmayı sürdürürken sertçe yutkunmuş ve buna eşzamanla telefonu sertçe masaya bırakmıştı. Canı sıkılıyordu; aklında yeterince şey vardı zaten, bir de böyle şeylerle meşgul olmak istemiyordu.

Böyle şeyler dediği de, sınıf arkadaşının ikizi olan çocuktu. İki gün önce Atsumu'yla bir şeyler içerlerken gelmişti yanlarına, şimdiye dek Atsumu hiç dikkatini o anlamda çekmiş olmamasına rağmen o çocuk için böyle olmuştu anlamsız bir şekilde. Çok farklı da sayılmazlardı aslında, neyi çekiciydi anlayamamıştı.

Hesabını bulması da zor olmamıştı. Bulduktan sonra da birkaç kez bakmıştı öyle. Normalde takıldığı insanlara benzemiyordu, zaten ondan bir yaş küçüktü de. Suna kendinden küçük insanlarla sadece arkadaş olurdu, flört tercihlerini büyük olanlardan yana kullanırdı.

Sandalyesinden kalkıp birasını da alarak odasından çıktı ve salona ilerledi. Tek başına yaşıyordu, ailesi oldukça varlıklı olmasına rağmen 1+1 evde kalıyordu zaten tek başına olduğundan dolayı. Böyle küçük olmasına bakmayın, içerideki eşyalar ve düzen mükemmeldi, salonuyla bitişik küçük balkonunun manzarası da çok güzeldi.

Ama Suna için hiçbiri önemli değildi. O evdeyken evine bakamıyordu bile. Dışarı bakarken dışarı bakmıyordu, aklındaki düşüncelerden gözlerinin çevrili olduğu şeyleri görmüyordu. Görmeye de çalışamıyordu, var olduklarını fark edemiyordu bile.

Bedenini koltuğa bırakmasının ardından başını yanlara doğru eğip acısını almaya çalıştı az da olsa. Ya uyuyacaktı ya dışarı çıkacaktı. Doğrusu, şu an hiç dışarı çıkası yoktu. Evde tek kalmak da iyi hissettirmese de katlanacaktı şimdilik.

Kendini kaydırıp başını kenardaki yastığa koyarken gözlerini de kapatmıştı aynı anda. Hemen uyuyamayacağını biliyordu ama gözü kapalı oldukça bir süre sonra uyuyacaktı işte.

.

Sabah uyandığında boktan bir hâlde olmasına rağmen duş alıp kendini hızla toparlamıştı her zaman yaptığı gibi. Suna Rintarou hiçbir yere dağınık ve çirkin gidemezdi, kendine koyduğu bir kuraldı bu. Ne olursa olsun iyi görünmeliydi.

Böyle olması işine de yaramıştı çünkü akşam dersinden sonra yine Atsumu ve birkaç kişiyle bir şeyler içmeye gidiyorlardı şimdi, duyduğuna göre Osamu da katılacaktı onlara. Umrunda olduğundan değildi pek, zaten onunla takılamazdı da. Tabii o da sadece takılmak mahiyetinde ona yaklaşmadıkça. Bu da öylesine bir düşünceydi zaten.

Şu an birlikte olduğu kişilerden pek haz etmiyordu, ısınamamıştı onlara açıkçası. Genel insanlara karşı böyleydi zaten. Şu an arkadaşı olan bir Atsumu vardı, o da çocuğun Suna'yı kullanılacak bir şey gibi görmemesinden kaynaklıydı. Çoğu insan Suna'yı kullanmak isterdi farklı şekillerde. Atsumu'dan buna dair bir şey görmemişti, o yüzden yakınlardı.

Çok geçmeden vardıklarında Suna diğerlerini göz ardı ederek Atsumu'nun yanına oturmuş ve sipariş vermeyi beklerken telefonuna bakmıştı boş boş. Zaten birkaç saniye içinde de garson gelmişti.

Herkes siparişini verdikten sonra bir konu açılmıştı. Suna sadece dinlemekle yetiniyordu şimdilik. Ama rahatsız edici bir şey vardı, çaprazındaki kızın bakışlarına maruz kalıyordu yine. Dönem başından beri böyleydi, ne ilerliyor ne değişiyordu kızın tavrı. Sınıfta ve aynı yerde oldukları başka bir ortamda sürekli ona dönük durup bakıyordu durmadan. Kıza rahatsız edici olduğunu söylemek için yanına gelmesini bekliyordu, hiç yoktan bir şey dese arkasından bir sürü şeyin uydurulacağını biliyordu.

"İyi misin?"

"Ha? Efendim?"

"Daldın."

"İyiyim, yorulmuşum biraz."

"Benim yüzümden geldin, üzüldüm bak şimdi."

"Israr etmedin, sorun yok."

Atsumu sadece tebessüm etmekle yetinerek başını çevirmiş ve telefonuna baktıktan sonra hızla bir şeyler yazmıştı. Osamu'ya mı olduğunu merak ederken çocuğun ne zaman geleceğini düşündü Suna. Tabii bunları düşünürken gerçekten düşündüğünün farkında olmayarak yapıyordu. Fark etse aklına taktığı için kendine kızardı.

Şişesinin dibini görmeye yakınken karşısındaki boş sandalyenin çekilmesiyle gözlerini yukarı kaldırdı ve bakışlarını ayırmaya zorlamadı kendini. Çocuk oturup herkesten sonra kendine selam verene dek de bakmıştı öyle.

Ses tonu bir farklıydı. Kendininkinden ince değildi ama konuşma biçimlerinden dolayı Suna daha tok bir ses kullanıyordu. Seslere çok dikkat ederdi istemsizce, ses olmasa bile konuşurkenki o tonlama çok önemliydi onun için. İnsanlar hakkında böyle de çıkarımda bulunurdu.

İkinci şişeyi istemekle istememek arasında kalmıştı. Çıkıp bir sigara içmek istiyordu, bira içerken sigara içmeyi sevse de içeriye oturduklarından dolayı kimseyi dışarıya sürüklemek istememişti.

Yerinden kalktığında Atsumu'nun bakmasıyla "Sigara içip geleceğim." demiş, bir iki adım atmasının ardından bir sandalye sesi duysa da bakmayıp ilerlemişti.

"Sen nereye?" diye sorduğunda kardeşinden "Ben de bir tane içeyim." cevabını almasıyla kaşlarını çattı ama bir şey demedi Atsumu. Aslında neden gittiğini biliyordu zaten, üzerinde durmak istememişti.

"Ben de bir tane alabilir miyim?" diye mırıldandığında Suna gelenin o olmasına şaşırmış ama tepki vermeyip cebine yeni soktuğu paketi açıp uzatmıştı. Osamu aldığını dudakları arasına yerleştirirken Suna çakmağı da uzatmıştı ona bakarken.

Çocuk "Atsumu içmene kızmıyor mu? Bana bile kızıyor." dediğinde gülümsedi Osamu, aynı zamanda sırtını duvara yaslarken. "Sana da mı annen gibi davranıyor?"

"Biraz."

"Can sıkıcı, değil mi?"

"Pek sayılmaz."

Sessizlik olduğunda göz ucuyla baktı ona Osamu. Eh tabii, karşılaştıklarında bir şeyler düşünen tek Suna olmamıştı. Osamu da ilgi çekici bulmuştu onu. O gün selamlaşmak dışında bir şey de konuşmadıkları için bugün kısa da olsa bir sohbet etmek istemişti.

Başını arkaya atarak dumanı olabilecek en seksi şekilde üflediğinde aynı sahneyi bir kez daha görebilmeyi diledi Osamu. Suna büyük ihtimalle hayatında gördüğü en yakışıklı insandı, etkilenmediğini söylemek imkansızdı bu yüzden.

"İçeri geçiyorum."

Osamu başını sallayıp kısalmış sigarasını ağzına götürürken "Geliyorum birazdan." diye mırıldanmış ve o yanından ayrılırken derin bir nefes çekmişti içine. Atsumu'yla daha çok takılmayı planlıyordu artık.

Herkese hellooo

BAZI YERLERDE SUNAYA ÇOK CRINGE OLUYORUM DİĞER BÖLÜMLERDE FALAN DA NİYE BÖYLE YAZDIM BİLMİYORUM

asla bi konuyla başlamadım bu arada aklıma gelen bir sahneyle başlamıştım sadece ama o sahneyi yazacağımdan bile şüpheliyim artık

bu nedenle de çok hızlı yazabileceğimi sanmıyorum yine de bölümler arasında çok bekletmemeye çalışıcam

umarım beğenirsinizz

healer || SunaOsaKde žijí příběhy. Začni objevovat