16

146 16 72
                                    

Bi ön açıklama
Osamu senpai yerine abi de diyeyim mi diyecekti aslında ama sonra bunu sunanın şeyi için kullanınca abi olmamasına karar verip değiştirdim umarım çok garip durmamıştır

3 gün sonra

Geçen üç günün ardından Suna şu an çok uzun zamandır hissetmediği bir sakinlikle koltukta uzanıyordu. İçmesinden dolayı gelen bir sakinlik değildi bu, evet içmişti ama içtiği hiçbir şeydi.

Osamu ve Atsumu gelecekti, onlara yemek hazırlamıştı. Atsumu playstation getirecekti, oynamak için neredeyse yalvarmıştı. Suna da kabul edince heyecanlı heyecanlı "Bu akşam sendeyiz o zaman." diyerek ayarlamıştı bir anda.

Kapı çaldığında gerinerek yerinden kalktı. Biraz sonra Atsumu bir çocuk gibi heyecanlı şekilde eve girerken Osamu Suna'nın yakınından hafif bir gülümsemeyle geçerek girmişti. Suna yere çakıldığını hissetti bu şeyle.

Geçen üç günde bir kez dışarıda Atsumu'yla bir kez de evde görüşmüşlerdi ve bu Suna'ya çok uzak bir zaman gibi hissettirmişti şu an. Karnının kasılmasını göz ardı ederek peşlerinden ilerledi kapıyı kapatıp.

"Çok güzel kokuyor burası." diye mırıldanan Osamu'ydu. Suna bakışlarını kaçırdığını bile fark etmemişti onu yanıtlarken. "Yemek hazırladım, çok bir şey değil ama. Sen bir de dersten çıkmışsın, acıkmışsındır."

"Evet, çok açım." derken dudağını yalamasıyla başını direkt başka yere çevirip "Geçin masaya o zaman." demişti zorla. Çocuk bunları bilerek mi yapıyordu yoksa Suna mı fazla yanlış anlıyordu?

Masaya geçtiklerinde Suna yemekleri servis edip oturdu. Osamu'nun karşısına oturmamak için başa oturmamıştı. Sürekli karnının kasılmasını istemiyorduysa çocuğa bakıp durmamalıydı.

Yemeklerinin ardından Atsumu ayarlamak için salona geçerken Suna da mutfağı toplamaya başlamıştı sonraya kalmasın diye. Osamu da kalçasını tezgaha yaslayarak durmuştu o kirlileri makineye dizerken.

"Ne bakıyorsun öyle durdun da?"

"Bakamaz mıyım?" Sesindeki flörtöz tınıyla başını kaldırıp baktı Suna. Ona karşı hiç baskın davranmadığı için böyle davranmasını şu an anlayabiliyordu ama şimdi izin vermek istemiyordu. Yüzüne bir sırıtış kondurdu. "Bakamazsın."

"Nedenmiş?"

"İzin vermiyorum, dön önüne." dediğinde Osamu'nun da dudağı kıvrılırken tek kaşını kaldırmıştı. "Ne zamandan beri sözünü dinliyormuşum?"

"Canım istese her zaman."

"Senpai de diyeyim mi?" demesiyle Suna'nın alaycı ifadesi büyüdü. "Demelisin belki de."

"Tüh, yatakta bu durumda olmasak çok farklı olabilirdi desene."

"Çok merak ediyorsan deneyelim, altımda güzel kıvranırsın." derken bu sefer büyük konuştuğunun kendisi de farkındaydı. Kişilik olarak baskın olsa bile yatakta olamazdı, olmazdı.

Osamu yanına yaklaşıp yüzüne doğru eğilince yutkundu. Çocuğun kulağına fısıldamasıyla elinin altındaki mermeri sıkmıştı.

"Güzel kıvranan birini görmek istiyorsan bir dahakine aynanın önünde sevişelim."

Bu cümlesi konuşmanın sonu olmuştu. Suna yüzündeki gülümsemeyi silmeden uzaklaşıp işine devam ettiğinde Osamu gülerek Atsumu'nun yanına ilerlemişti.

healer || SunaOsaWhere stories live. Discover now