13

111 13 53
                                    

Osamu vücudundaki sıcaklığın azalmasıyla gözlerini açarken Suna'nın kalktığını görmüştü zar zor açtığı gözleriyle. "Nereye?" diye mırıldandığında çocuk ona döndü. "Uyandın mı?"

"Hm hm."

"Duş almadan uyumuşuz dün, temizlenmem gerek."

Osamu "Tamam." diye yarım ağız yanıtladı onu gözlerini açık tutamazken. Bir saniye içinde tekrar uykuya daldığında Suna gülüp odadan çıkmıştı. Ağrısı vardı biraz, sıcak suyun iyi geleceğini bildiğinden çok takılmamıştı. Temizlendikten sonra daha rahat hissedecekti.

Çok uzun sürmeyen bir duştan sonra belindeki havluyla mutfağa ilerleyip bir bardak su doldurarak kafasına dikti anında. Uyanmıştı ama kendine gelmesi lazımdı biraz. Kahve yapmayı mantıklı bulup su koydu kaynaması için.

Olduğu yerde gerinmesinin ardından odaya ilerledi ve mışıl mışıl uyuyan çocuğa baktı kapıda durup. Onu böyle görünce biraz daha uyumuş olmayı dilemişti ama artık çok geçti. Pislenmiş yatağa geri giremezdi şimdi.

Pantolonuyla beraber yerle buluşmuş olan telefonunu aldı eğilip. Tahmin ettiği gibi, Atsumu Osamu'ya ulaşamayınca ona yazmıştı. Birlikte olduklarına dair bir cevap verip geri bıraktı telefonu ve yatağın kenarına oturdu. Elini çocuğu uyandırmaya korkarak saçlarına uzatmış ama son anda dokunmaktan vazgeçmişti.

"Osamu." diye seslendi usulca. Uyuyabilirdi aslında ama uyanmasını istemişti. Aynısını tekrar yaptığında Osamu kıpırdanarak gözlerini açtı. Bunu yaptığında gördüğü ilk şey Suna olduğu için farkında olmadan gülümsemişti. "Günaydın."

"Günaydın."

"Bitti mi duşun?"

"Evet. Sen de gir istersen, ben de o arada kahvaltı hazırlarım. Havlu da koydum."

"Tamam olur."

Çocuk yataktan kalkarken o da dolabına ilerlemişti giyecek bir şeyler almak için. Bir yandan da çaktırmamaya çalışarak Osamu'ya bakıyordu. Yataktan tamamen çıplak şekilde kalktığı için engelleyememişti kendini.

Üstünü giydikten sonra mutfağa ilerleyip dolabı açtı ne var ne yok diye bakmak için. Birkaç malzeme çıkardı, aklına yapacak bir şey gelmişti.

Sebzeleri doğrarken gözünün dalmasıyla düşünceleri yine sesini yükseltirken 'Ne yapıyorum ben?' sorusu belirmişti aklında. Gözlerini kırptı birkaç kez. Ne yaptığını, neden yaptığını düşünmek istemiyordu. Ama çok garip olduğunu inkar edemezdi. Biriyle seviştikten sonra şimdi birlikte yemeleri için kahvaltı hazırlıyordu. Sarılıp uyumuşlardı, uyandığında bile gitmeyi düşünmemişti. Kendi evinde olması bir şey değiştirmezdi, gitmek istese giderdi ama aklına bile gelmemişti.

"Kes sesini." diye mırıldanarak kafasına vurdu elinin alt kısmıyla. Düşünmeye devam edip en azından bu sabahı mahvetmek istemiyordu. Şimdi göz önünde olan Osamu'yla ne oldukları sorusuydu. Karşısındaki çocuk bunu bir ilişki gibi düşünemezdi, böyle olursa Suna çok baskılanacak ve kaçmak isteyecekti. Sadece sevişmek için de arkadaşının kardeşini, daha önemlisi hoşlandığı çocuğu kullanamazdı.

'Bu bir hataydı.' diyen sesle elleri titremeye başlamıştı şimdi. Bıçağı sıkıca tutup dikkatle devam etmeye çalıştı ama gözlerini bile sabitleyemiyordu kafasındaki bu bağırışmalarla.

Aktığını anca fark ettiği yaşları elinin tersiyle sertçe silerken olduğu yere oturup sırtını dolaba yasladı ve kendine çekti bacaklarını. Ses çıkarmamak için sıkıyordu kendini, Osamu henüz çıkmamıştı zaten ama yine de duyar diye korkmuştu.

healer || SunaOsaWhere stories live. Discover now