Suna
Atsumu'yla konuştum da
Bir şeyler dedi bana
Ne gibi
Onu dışlamamızla alakalı bir şeyler
Ona hiçbir şey anlatmadığımızı söyledi
Ben de sana söylemeden bir şey anlatmak istemedim
Ne demeliyiz bilmiyorum
Ya aslında bir şey söyledim ben
Ne söyledin
Sadece arkadaşız desek çok saçma olurdu diye
Flörtleşiyoruz dedim
Sorun olur mu
Olmaz
İyi demişsin
Çok kurcalamaz
Ama bende kalmana falan takılmıştır büyük ihtimalle
Bir şey olmaz
Sen bilirsin
Telefonu bıraktığında sesli bir nefes verdi Osamu. Bazen pek düşünmeden hareket ettikten sonra böyle şeylerle karşılaştığında kendine kızardı ama sürekli aynı şeyi yapardı da. Bu sefer anlatsa bile Atsumu karışamazdı. Hoşuna gitmese bile ancak birkaç şey söyleyebilirdi.
.
Dersin bitiminde Osamu'nun kapıda belirmesiyle gözlerini devirdi Atsumu. Yine Suna için gelmişti, hatta kendisi gitse daha mutlu olacağından emindi.
"Siz takılacaksanız ben gideyim, işim var zaten." diye mırıldanarak yürümeye yeltendiğinde Osamu kaşlarını çattı. "Ne işin var yalancı? Nereye gidiyorsun, bizlesin." dedi Suna'ya bir şey sormadan.
"Ne yapacağız?"
"Oturup kahve içeriz diye düşündüm."
Atsumu omuz silkerken Suna da "Olur." diye mırıldanmakla yetinmişti. Garip bir oturma olacak gibiydi şimdiden.
Kafeye geldiklerinde Atsumu ikisinden önce oturup yayıldığında onlar da yan yana oturmak zorunda kalmışlardı. Cidden flörtleşip flörtleşmediklerini görmek istemişti sadece.
Kahve ve yiyecek siparişlerini verdiklerinde Suna direkt bir sigara çıkarmış ve paketi masaya bırakmıştı Osamu da alır diye. Gözleri acıyordu, bütün vücudu çok yorgundu ama en çok gözleri acıyordu. Ağlamamıştı da. Sadece bir şeyler düşündüğü gibi gitmediği için uyuyamamıştı.
"Bayılacak gibi görünüyorsun." diyen çocuğa yan bir bakış attı Suna. "Uyuyamadım."
"Neden?"
"Bilmem, öyle."
Kahveleri önlerine konduğunda Atsumu daha ilk saniyeden bile anladığı şey yüzünden dayanamayıp derin bir nefes aldı ve aklındaki cümleyi tekte söyledi. "Siz fuckbuddy falan mı oldunuz?"
