~13~

217 12 13
                                    

!!Merhabalar.Ağır bir bölüm oldu.Aile içi şiddette karşı hassasiyeti olanların okumasını tavsiye etmem.!!


Genç çocuk okulundan henüz yeni çıkıyordu. Yorgunluğu tüm bedeninde hissedebiliyordu.Henüz liseyi yeni kazanmıştı ama daha fazla okumak istemediğini aklından geçirmişti.Derin bir iç çekip yutkundu.Daha fazla yapamayacağını düşündüğü o zamanlardan bir tanesiydi onun için bu an da.Gözyaşlarıyla dolan gözlerini kırpıştırdı hızlıca.Okulu sevmiyordu.Matematik öğrenmek istemiyordu , coğrafyadan nefret ediyordu.Onun tek istediği resim çizmekti.Sonsuza kadar resim çizmek istiyordu.İnsanları sadece yaptığı resimlerde seviyordu.

Eve babasından önce varmak istiyordu.Onu görmeden odasına geçip kapıyı kilitleyecekti o gidene kadar da çıkmayacaktı.O yüzden elinden geldiğince hızlı yürüyordu yolu.

Birkaç dakika sonra beyaz açık sarı boyalı binanın önüne ulaştı.Apartmanın merdivenlerini tırmanarak bina kapısının önüne geldi.Anahtarını çıkarmak için elini çantasını götürüp seri hareketlerle çantasını karıştırdı.Fakat anahtarını bulamıyordu.Odasında unuttuğunu fark etti genç çocuk.Kafasını hafif bir şekilde apartman kapısını vurdu.

Ardından elleri isteksizce zil tuşuna gitti.Kapı gürültülü bir biplemeyle açılınca genç çocuk içeriye adımladı.Ardından merdivenleri tırmanarak üçüncü katta bulunan daire kapısının önünde durdu.Derin bir nefes alıp kapıyı hafifçe çaldı.Babasının ayakkabıları evin kapısının önündeydi. Yeterince hızlı olamamıştı.

Kapı gürültüyle açıldı.Cüssece çocuktan büyük adam kapının önündeydi.Bulut yüzüne bile bakmadı adamın.Ayakkabısını çıkarmaya çalışırken adam konuşmaya başladı.

"Uşağın mı var burada? Kaç kere daha unutacaksın şu anahtarını?"

Sesi öfkeliydi.Genç çocuk sertçe yutkundu.

"Özür dilerim."

Titrek sesiyle sessizce konuşmuştu.Adam çocuğun karşısından çekilip içeri adımladı.Böylece Bulut içeriye girebilmişti ardından kapıyı sessizce kapattı.Mutfaktan sesler geldiğini duydu.Annesi yemek hazırlıyor olmalıydı.İçini buruk bir mutluluk kapladı.

Çantasını koridorda bırakıp mutfağa adımladı.Annesi onu görünce yüzüne güzel bir gülümseme yerleştirdi.

"Nasılmış bakalım benim güzel oğlum?" diye sormuştu kadın.

Bulut hafifçe gülümsedi.

"İyiyim."

Oğlunun bu kısa cevabına karşılık hafifçe tebessüm etti genç kadın.Oğlunu tanıyordu.Sessizliği bir silahtı.Kendini dışarıdan sessiz kalarak koruyordu.Bir gün değişmesini umdu çocuğunun.Arkadaşları olmasını istiyordu. Kendisiyle daha çok konuşsun istiyordu.

"Hadi git ellerini yıka bakalım , yemek hazır."

Genç oğlan kafasını sallayarak lavaboya doğru yöneldi.

"Murat , yemek hazır." diye seslendi ardından kocasına.

Salonda oturan adam elindeki içki şişesini bırakarak mutfağa geçti.Hiçbir şey söylemeden her zaman oturduğu sandalyeye yerleşerek ortadaki servis tabağından kendisine salata koymaya başladı.

Bulut ise isteksiz adımlarla adamdan en uzak köşeye oturdu.Annesi ise hemen babasının yanındaki sandalyeye geçti.Her şey aynıydı.

Çocuk önündeki yemekle oynuyordu.Annesi bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.

"Her şey yolunda mı hayatım?" diye sordu oğluna.

Bulut bu konuyu annesi ile özel konuşmak istiyordu aslında.Babasının sarhoş olduğunu görebiliyordu.Muhtemelen berbat bir zamandı bu konuyu konuşmak için fakat kendine engel olamayacaktı.Çünkü bu konu hakkında çok heyecanlıydı . Ama aynı zamanda hayalleri elinden alınır diye de çok korkuyordu.Hava bir an için buz kesilmişti.Cesur olmak istiyordu ama korkağın tekiydi.Bunu içten içe biliyordu.Derin bir nefes aldı.

Kayboluşlar b×bWhere stories live. Discover now