~21~

187 10 46
                                    

Genç adam kaldırım boyunca siyah askeri botu ile sert adımlarla yürüyordu.Arabasını karakoldan uzağa park etmişti.Düşünmeye ihtiyacı vardı.Yürürken düşünmeyi seviyordu.Bir insan kendisinden neden bu kadar nefret eder ki?Neden bir türlü ruhu ile anlaşmayı başaramazdı?

Gönlünde düğümlenen bir şeydi bu ıstırap,bu kederli hal;kasırgadan az önceki havayı andırıyordu.Bu kaçıncı kasırgasıydı içindeki her şeyi silip süpüren.

Genç adamın yüz hatları sertti.Bedeni bir kaya kadar yıkılmaz görünüyordu ;ona çarpan dalgalar bile aşındıramaz gibi gözüküyordu uzaktan onu.Güçlü bedenin arkasında korkak bir ruh vardı halbuki.Bedeni her ne kadar bir savaşçıyı andırsa da kaybetmekten korkan minik bir çocuğun gözleri vardı sert bakışlarının ardında.

Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir.Sadece görünmeyen yangınlar , duyulmayan fırtınalar ,gizlice çürüyen ruhlar vardır.Aynı o büyük cüsseli adamın içindeki çürümüş ruh gibi.

Eskiye dair anılar canlanıyordu adamın gözünde.Birlikte zaman geçirmeyi ne kadar çok sevdiği o adamın görüntüleri , ellerinde ölüşü...

O zamanlar henüz Polis Özel Harekat'ta görev yapıyordu.Mesleğinin başındaydı henüz.Ondan üst bir polis vardı.Barkan birinin ona emir vermesinden asla hoşlanmazdı ama o adam onun için farklıydı.

Gözlerinin içine baktığında her şeyin yolunda gittiği hissiyle doluyordu.Dudaklarına baktığında onları öpmenin yanlış olmayacağını hissediyordu fakat düşünceleri tiksintiyle doluyordu ne zaman öyle hissetse.

Barkan'ın arkadaşı da aynı duyguları besliyordu genç adama.Aylarca birlikte görev yaptılar.Herkesten daha yakındılar birbirlerine , gülüşmelerinde göz göze geliyorlardı bazen.Öylece birbirlerine bakıyorlardı o sırada.Sanki hissettiklerinin yanlış olmadığını birbirlerine kanıtlamaya çalışıyorlardı , buna ikisi de bir türlü ikna olamıyorken.

O gece gök fırtınalıydı.Mahallede çıkan bir kargaşa ihbarı aldılar.Ekipçe hazırlandılar.Barkan'ın içinde de bir fırtına patlak vermişti o gün.Hissetmişti , kötü gidecek bir şeyleri.İçindeki sıkıntıyı bastırmaya çalıştı.

O gün sevdiği adam vuruldu çıkan çatışmada.Barkan hızlıca koştu.Yere yığılan bedenini tuttu adamın.Son kez gözlerinin içine baktı.Göğsünden kanlar akıyordu.Eliyle kanamayı durdurmaya çalışıyordu aynı anda da adamı uyanık tutmaya çalışıyordu.Titreyen iki eliyle sıkıca adamın göğsüne bastırırken ellerinin üzerine damlayan bir göz yaşıyla ağladığının farkına varabilmişti.

Yaralı adam öksürdü.Ardından kesik nefesleri arasında Barkan ile konuşmaya çalıştı.

"Barkan , sen sadece arkadaşım değildin.Senin sayende var oldum ben.Teşekkür ederim." diyebilmişti yalnızca genç adam Barkan'ın kolları arasında can verirken.

Barkan tek kelime edememişti.Yerdeki adam usulca gözlerini kapattı.

"Bak onu aldım."demişti Tanrı ona.Barkan hala sevdiği adamın solmuş suratına bakarken , Tanrı tekrar konuştu:"Ama sen kalacaksın.Öyle bir kalacaksın ki hem de , bu uçan kuşlar , parıldayan güneş , yüzüne vuran yaz akşamının ılık havası dokunacak sana.Yataktan kalkmak , bir şeyler yemek zorunda kalmak hep rahatsız edecek seni.Onu aldım ve böyle yaşamak kanına dokunacak ve bunun hakkında yapabileceğin hiçbir şey olmayacak."

Teni teninin altındaydı.Sarılamıyordu , öpemiyordu.Acıtıyordu ama acıyan neresi diye sorsalar gösteremezdi işte.Onu kaybetmek böyle hissettiriyordu ona.Gökyüzüne baktı.Ayı gördü.O günden beri aydan nefret eder oldu.Suçlu bulmak istiyordu o yüzden her şey için ayı suçladı.Ama önce kendisini suçladı , lanetli olduğuna inanıyordu.

Genç adam kapıdan girerken düşüncelerinden sıyrıldı.Kapıdaki güvenlik kendisine selam vermişti , kendisi de bir kafa selamı verdi adama.İşlerine bakmadan önce uğraması gereken bir yer vardı.Arşiv odasının bulunduğu yere doğru adımladı.Odaya girmeden önce kapıyı çaldı.İçeriden nazik bir "gel" sesi duydu.Gözleri aradığı kişiyi buldu kapıyı açınca.

Karşısındaki genç kadının gözleri parıldadı adamı görünce.Yüzüne şehvetli bir gülümseme yerleştirdi.Sarı saçları pencereden düşen ışığın altında çok güzel gözüküyordu.Yüzüne yaptığı hafif makyaj ona çok yakışmıştı.Karakoldaki bir sürü polis memuru yanıktı bu kadına.

"Merhaba Barkan , hoş geldin." dedi kadın heyecanlı bir sesle.

Barkan gülümsedi.

"Merhaba , Ebrar." dedi tok bir sesle.

Adam karşısındaki kadının kendisiyle ilgilendiğini biliyordu.Bu ilgiyi kendi çıkarı için kullanmıştı.Kadın ayağa kalktı Barkan'ı karşılamak için.

"Otursana , kahve söyleyeyim istersen." diye konuştu tekrardan.

"Teşekkür ederim , yapacak işlerim var.Sonraya kalsın." dedi Barkan yüzüne yalancı bir mahcubiyet gülümsemesi yerleştirirken.

Kadın adamın gülüşüne odaklanmıştı öylece.Ardından kendine gelip konuştu.

"İstediğin dosyayı buldum , whatsapp yoluyla atabilirim istersen."

"Süper olur , çok teşekkür ederim."

Ebrar'ın kafasını kurcalamıştı.Barkan kendisinden dokuz yıl önce yaşanmış bir olayın doyalarını bulmasını istemişti.Merakına yenik düşüp sordu adama.

"Barkan biliyorsun gizlilik ihlalı açısından yaptığımız bir suç ve bu suça beni de bulaştırdın.Yani o yüzden bence sormaya hakkım var."

Kadın zekiydi.Karşısındakini nasıl etileyeceğini biliyordu.

"Neden bu çocuğun dosyasını soruşturuyorsun ki?"

Barkan, Bulut'un dosyasını istemişti genç kadından.Böylece çocuk hakkında daha çok şey öğrenebilecekti fakat bunu kadına söyleyemezdi.

"Bağlantılı birkaç iş var bu konuyla ilgili.Bu dosya ile bağlantılı olduğunu düşünuyorum sadece.Biliyorsun kanıtlamadan önce yasak dosyayı istemek.Elimde bir kanıt yok açıkçası.O yüzden senden bir iyilik isteyeyim dedim." diye hızlıca yalan söyledi adam.

Genç kadın ikna olmuştu.Gülümsedi.

"O zaman bu iyilik karşısında bana bir kahve borçlusun." 

Genç adam kadınla kahve içmek istemiyordu.Tekrardan yalan söyledi.

"İlk boş zamanımda uğrayacağım yanına."

Kadının gülümsemesi genişledi.

"Bak sözdün verdin ama."

Barkan içinden hayır söz falan vermedim diye düşündü.Yüzündeki gülümsemeyi bozmayarak kapıya doğru yöneldi.Kapı kolunu aşağı indirirken kadının suratına baktı.

"Görüşmek üzere Ebrar."

Kadın adamı uğurlamak için kapıya kadar yürüdü.

"Görüşürüz Barkan , arayı fazla uzatma."

Genç adam sırtı dönük kadından uzaklaşırken konuştu.

"Olur uzatmam." dedi ardından hızlı adımlarla gözden kayboldu.

Barkan birkaç dakika sonra telefonuna gelen bildirimle elini cebine attı.Kilit ekranını açarak telefonuna gelen dosyaya tıkladı.

Bulut'un daha önce işlediği bir suç gözükmüyordu.Ama henüz on beş yaşındayken görgü tanığı olduğu bir sorgunun detayları vardı.Barkan o an aradığını bulduğunu anlamıştı.


Öbürki bölümde Bulut' un gecmisine gideceğiz birazcık zor bir bölüm olacak. Bölümün yarısı hazır sadece ancak yarına gelebilir maalesef :((
Sizi çok seviyorum kendinize çok iyi bakınnnnn❤️❤️❤️❤️❤️

Kayboluşlar b×bWhere stories live. Discover now