~40~

190 15 7
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neredeydim , ismimi hatırlıyor muydum , ölmüş müydüm yoksa? Neden bu kadar hissizdim , başka açıklaması olamazdı ölmüştüm ben

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neredeydim , ismimi hatırlıyor muydum , ölmüş müydüm yoksa? Neden bu kadar hissizdim , başka açıklaması olamazdı ölmüştüm ben. Sonunda bitmişti.Karla kaplı zeminin soğuğu bile işlemiyordu bedenime.Titriyordum ama , belki de hala yaşıyordum.

Zihnim hiçbir şeye odaklanamıyordu.Burada böylece soğukta kalamazdım , sabaha kadar donarak ölürdüm.Ayağa bile kalkamıyordum ki.Öylece duvara sırtımı yaslamış karşımdaki yosun tutmuş duvarı izliyordum.Görüşüm o kadar bulanık bir hale gelmişti ki duvarın renkleri birbirlerine karışıyor ortaya saçma sapan bir görüntü çıkıyordu.

Kafamı yasladığım duvardan hafifçe kaldırdım.Soğuktan kızarmış ellerime baktım daha önce bu kadar şiddetli titrediklerini hatırlamıyordum.Sadece elim değil tüm bedenim kasılarak titriyordu neredeyse.Üzerimde ince kısa kol bir tişört vardı yalnızca , pantolonum ise zemindeki erimiş kardan dolayı neredeyse sırılsıklam olmuştu.Titiriyordum evet ama hala hissedemiyordum soğuğu.Bu nasıl mümkün olabilirdi?Onca titreme soğuktan değilse neydendi o zaman.

Soluduğum hava donarak diken gibi batıyordu ciğerlerime.Bir süre tuttum nefesimi acıdan.Canım çok yanıyordu.Bedenimin her tarafında acı dolu bir sızı vardı sanki birileri bedenimin her yerine ucu sivri kürdanlar batırıyor gibiydi.Özellikle kalbimdeki ağrı ağlamama sebep olmuştu o sırada.Ağzımdan derin bir inleme döküldü , dişlerimi sıktım o sırada.Ardından minik bir hıçkırık döküldü dudaklarımdan.Annemi istiyordum.Annem beni buradan alsın istiyordum.Kucaklasın önce sonra kuru giysiler giydirip sıcak yatağıma yatırsın istiyordum.Neden gelmiyordu , artık çok yorulmuştum beklemekten.

Histerik bir şekilde titreyen ellerimle telefonumu pantolonumun cebinden çıkarmaya çalıştım.Önce başarısız bir şekilde elimden ıslak zemine düşürdüm sonra sıkıca tuttum telefonu.Sonunda bir kere de olsa birinin yardım isteğini kabul edecek miydim?Bu cesaret var mıydı ki bende , kurtuluşa giden yolda cesur olabilecek miydim ki?Yoksa bir kere daha mı korkak gibi kaçıp kayboluşlara imza atacaktım?

Şu an tek isteğim vardı.Oldukça da emindim bu kararımdan.Ölmek istemiyordum.Sahi gerçekten oldukça emin miydim?

Kararım değişmeden hızlıca elime aldım telefonumu.Tanıdık o ismi bulup tireyen ellerimle , elimden geldiğince hızlı bir şekilde mesaj atmaya çalıştım.Her şeyi çifte görmem işimi oldukça zorlaştırıyordu , gözlerimdeki yaşlar ise bulanıklaştırmıştı dünyamı.Neyse ki anında mesajıma cevap verdi adam.Bedenimde az da olsa rahatlama hissettim o an.Ama daha çok mahcubiyet vardı.Yük olmak istemiyordum kimseye , varlığım rahatsız etsin istemiyorum kimseyi.Birazcık yaşayayım istiyordum sonra kimsenin haberi olmadan öylece ölüp gitmek istiyordum , kimsenin varlığımdan haberi olmasını istemediğim gibi ölümümden de haberleri olmasın istiyordum.Hiç yaşamamış olmaktı hayattaki tek planım.Arkadaşlık , evlilik hatta bir hayvanı bile sahiplenmek hep en derin uçurumların manzaraları gibi görünürdü gözüme.Benden çok uzaklarda , asla ulaşamayacağım bir kenarda...

Kayboluşlar b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin