Parade of Stars | Texting ✓

otuz dört

Devran Saygıner: Kapıyı açma

Siz | Çevrim içi

Siz | Yazıyor...

Siz: Ne kapısı?

Devran Saygıner: O ne demek?

Devran Saygıner: Yarım saat önce baktığımda evdeydin

Siz: Hâlâ evdeyim

Siz: Bir dakika

Siz: Kulaklıklarımı şimdi çıkardım

Siz: Zil çalıyor

Devran Saygıner: Dünyayla olan bağın eşsiz

Devran Saygıner: Her neyse, açma

Siz: Öncelikle iltifatın için sağ ol

Siz: Sonralıkla neden bu kadar ısrarcı olduğunu anlamadım

Siz: Edward'sa bile konuşup halletmem daha yararlı olmaz mı?

Devran Saygıner: Edward'sa bile, değil. Direkt Edward ve hayır, konuşmanın hiçbir yararı yok

Siz: Senin gibi düşünmüyorum

Siz: Yine de sevgili eşimin fikirlerine önem gösterdiğimi belli etmek adına zili duymamış gibi yapmaya devam edeceğim

Devran Saygıner: Evcilik oynamayı öğreniyorsun

Devran Saygıner: Bu iyiye işaret

Siz: Laf sokma seansın bittiyse yazmaya son ver

Siz: Kitap okuyordum

Devran Saygıner: O yüzündeki korkunç maskeyi çıkardın mı?

Siz: Maske yaptığım için mi izlemeye ara verdin?

Devran Saygıner: Evet

Devran Saygıner: Zaten sen de izlemeye ara vereyim diye kameraya doğru gülümsemedin mi?

Siz: Evet

Siz: Muhtemelen çirkin gözükmüşümdür

 Devran Saygıner: Bir hâyli

Siz: Azıcık alttan alsan

Siz: "Sen her hâlinle güzelsin" desen, ne olur?

Devran Saygıner: Böyle mi konuşmamı istiyorsun?

Siz: Hayır ama yani düşününce kulağı okşuyor

Devran Saygıner: Ne yazık 

Devran Saygıner: O tür cümleleri sana söyleyebilecek adam kapıda

Siz: Ne yazık

Siz: Böyle yaparak utandıracağını düşünüyorsun

Siz: Seni bu derece arsızlaştıran benim verdiğim güvense, bana o kadar yaslanma derim

Siz: Bir bakarsın önce sarsılır sonra devrilirim

Devran Saygıner: Kapıyı açmayacaksın

Siz: Bu senin arzun

Siz | Yazıyor...

Devran Saygıner: Bir daha rahatsız olabileceğin herhangi bir ima da bulunmayacağım

Siz: Ne hoş

Siz: O hâlde geriye sadece eve erken dönmen kalıyor

Siz: Çünkü her ne kadar biz bu kadar nahif bir şekilde anlaşsak da ortada bir gerçek var