kırk iki

211 25 0
                                    

yetişkin içerik barındırır.

.

"Mayıs'la görüşmüyorsun yani?" telefonun diğer ucundan gelen sesle olumlu mırıltılar çıkararak dudaklarıma parlatıcıyı iyice yedirdim. Lavabonun üstünde öylece duran telefonuma kısa bir bakış atarken "Düğünden sonra hiç bir araya gelmedik." dedim.

"Özür dilemeyi düşündün mü?" diye soran Onur'la duraksadım. Parlatıcıyı kapatmaya başladığım esnada kendimle ufak çaplı bir savaş versem de nihayetinde "Düşündüm." dedim. "Ama araya zaman girdi. Sonra hiç dileyemedim."

"Bence bunda gurur yapacak bir şey yok."

"Bilmiyorum," derken aynadan uzaklaşıp beyaz mini geceliğimde göz gezdirdim. Oldukça yakıştığı görüşündeydim. Tenimle olan uyumundan tut, fiziğime oturuşana kadar her şey yerli yerindeydi. İçeriden yalnızca tanga giyindiğimden dolayı göğüs uçlarım belirgindi ama bu tabii ki de umurumda olan bir durum değildi. Aksine, tahrik edici durması hoşuma gidiyordu. Silkelenirken "Şu sıralarda vaktim yok." deyip parlatıcımı dolaba koydum.

"Senaryo mu çalışıyorsun?"

"Yani," dedim, aynadan son kez kendime bakarken, "Onun gibi bir şeyler." saçlarımı omuzlarımdan aşağıya yönlendirdiğim sırada duyduğum kapı sesiyle derin bir nefes alıp verdim. "Onur, ben şimdi kapatsam sana uyar mı?"

"Sıkıntı değil. Bu arada dizi hakkında Devran'la konuşmayı unutma. Madem bu kadar sizin hayatınıza benziyor, çekimleri durdursun." dediğinde "Unutmam, iyi geceler." deyip aramayı sonlandırdım. Devran'ın odasının banyosundaydım ve Devran'da odasına gelmiş bulunmaktaydı. Telefonumu sessize alıp dolaba yerleştirdiğim gibi banyonun kapısını açıp dışarıya çıktım. Ardımdan kapıyı örttüğüm sırada "Artık odandaki kameraları söktürebiliriz." diye bir öneri de bulundu. Ceketini tekli koltuğun üstüne koyup yatağının başına ilerlediği esnada onu dikkatlice izledim. 

Telefonunu şarja koyduktan sonra gömleğinin kol düğmelerini çözmeye başladı. "Konuşmayacak mısın?" diyerek bana göz attığında "Kameralardan rahatsız olduğum için burada değilim." dedim. Üstümdeki gecelikte göz gezdirirken daha rahat nefes almak adına yakasındaki düğmeyi açtı. Ona doğru yürümeye başladığım sırada sessizce beni bekledi. Karşında durduğumda ise "Lâl..." diye fısıldadı. Dudaklarımı hafifçe ıslatarak "Sana birini arzulamayı öğreteceğim." dedim. Kaşları çatıldığında ellerimi vücuduna nahifçe yerleştirdim ve hiç beklemediği bir anda onu gerisinde kalan yatağa ittim.

"Seni zaten arzuluyorum." dediğinde başımı onaylamaz anlamda salladım. "Lâl," diye açıklamaya çalıştığı esnada geri geri gitti ve sonunda sırtı yatak başlığıyla buluştu. Yatağa çıkıp onun yanına usulca giderek "Öpüşürken arzulamandan bahsetmiyorum." dedim. "Benim olmadığım bir ortamda bile vücudumu hayal edip," bir bacağımı vücudunun diğer tarafına atıp kasıklarının üstüne yavaş yavaş oturdum. "Fanteziler kurmandan bahsediyorum."

"Hayal kurmak vakit kaybı." diyerek elini belime yerleştirdiği sırada kasıklarının üstünde gelgit yapmaya başladım. "Bunu hayal etmek vakit kaybı olmamalı." yavaştan aldığımda "Lâl..." dedi. "Devran," omuzlarına daha çok baskı uygularken "Toplantıdayken beni düşünmenin neresi kötü?" diye sordum. "Masanın altından belirip pantolonunu indirdiğimi düşünsene," kadınlığımı erkekliğine bastırdığım sırada inleyerek kafasını belli belirsiz olumsuz anlamda salladım. "Erkekliğini ağzıma aldığımı düşün." kulağına doğru fısıldadığım esnada kendimi ona daha çok bastırdım. "Dilimi teninde gezdirdiğimi, seni emdiğimi, herkes oradayken," lafımı bölen kalçalarımı saran elleri oldu. Bir anda öylesine sıktı ki inledim. Akabinde "Devran, elini saçıma dolamak için can atıyorsun." dediğimde "Bana bunları öğretme, düşünmeye vaktim yok." deyip karşı çıktı.

Parade of Stars | Texting ✓Where stories live. Discover now