19||TARUMAR

259 18 16
                                    

- Merhabalar sevgi pıtırcıklarıııı... Umarım hayatınızın en güzel dönemini geçiriyorsunuzdur.  Mutluluk peşinizi bırakmasın inşallah. Ben geldin güzel bir vakit geçirmenizi diliyor ve bölüme geçiyoruz.

Keyifli Okumalar...

Müslüm Gürses- Olmasa Mektubun
Bengü Beker- Sana Yıldızları Ödediğimden
Can Koç- Sana Anlatmadım Hiç
Slipknot- Snuff

Müslüm Gürses- Olmasa MektubunBengü Beker- Sana Yıldızları ÖdediğimdenCan Koç- Sana Anlatmadım Hiç Slipknot- Snuff

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekilde tezahür ederler."
(Sigmund Freud)

FEVERAN
-
TARUMAR
🕊️

Yazar'dan...

Ölçüsü olmayan tek duygu; sevgiydi. Ya fazla ya da hiç! Ya öldürüyor ya da yeniden hayata bağlıyordu. Hayata bağlanan için bir kurtuluştu fakat ölen için bu durum katlanılmazdı. Ne yazık ki bu şahıslar ilelebet bir yarayla dolaşıyorlardı.

Mazi bizim lekemizdi... Kaçmak isteyip de kurtulamadığımız tek yoldu. Nereye gidecek olsak hangi karaktere bürünecek olursak olalım geçmiş bizi şekillendirecek bir unsurdu. Ne kadar geriye itelesek de bir an geliyor, umursamadığın ne varsa adeta bir tokat gibi yüzümüze inip bizi dımdızlak ortada bırakabiliyordu.

Bana kalırsa geriye itelemek yerine acıyı en derinine kadar hissetmeli insan. O anda olmalı her şey ve onda bitmeli her şey. Bitmeyecek olsa bile...

Saat gecenin yarısıydı. Uykuyu unutmuş gözleri öylece denizi izliyordu. Soğuk rüzgârın dansı saçlarının karışmasına neden oluyordu. Bu hava kışın habercisiydi. Fakat vücudu bu soğuğa karşı hissizdi. Bakışları gece kadar cesur omuzları ise yetim bir çocuk gibi çaresizdi.

Farkındaydı, her şeyin farkındaydı. Yaptığı ne varsa bilinçli bir şekilde yapmıştı. Ancak ve ancak başkalarını kandırabilirdi... Kandırmıştı da! Artık bunları yaşayacak bir takati de kalmamıştı. Yerli yersiz gözyaşlarını akıtmak istiyor, bunu en derinine kadar diliyordu. Fakat ağlamanın nasıl bir his olduğundan bile bihaberken bunu eyleme dökmesi oldukça zordu.

Göğsünün tam orta yerinde bir acı hissi oluşmuştu. Hayatı boyunca böyle bir hissi yaşamadığını anımsadı. Aklını geçmişe götürmek istedi fakat tıpkı ruhunun bugüne hapsolduğu gibi aklıda bu zaman dilimine tutulmuştu. Bir iç çekmiş ve boğazın o hırçın dalgalarını seyre dalmıştı. Çıkmazdaydı, boğazın kokusu bile onu hatırlatıyordu. İkilemde kalan aklı adeta bir volkan gibi patlamak üzereydi.

Adam usulca mırıldandı, "Ne yaptın bana?" diye.

Bu hiçbir can sıkıntısına benzemiyordu. Bunu en derinine kadar hissetmişti. Daha fazla durmak istememiş. Onu üzdüğü için canı sıkılmıştı lakin onu görmeliydi. Gündüzün aydınlık yüzü öyle uzun uzun bakmasına izin vermiyordu, geceler bunun için idealdi. Gözleri kapalıyken hislerini saklamak zorunda kalmıyor saatlerce onu seyredebiliyordu.

FEVERANWhere stories live. Discover now