FİNAL

66 12 74
                                    

(Görselimiz, Baran ve Nazenin♡)
Bölüm şarkımız bütün şarkılar...

27| FİNAL

"Açılan hiçbir kapı, kapanan hiçbir kapıyı aratmadı. İlahi sistemde hayırlı olan hiçbir şey senden alınmaz. Bir şey senden alınıyorsa, orada mutlaka denge vardır. Dengesiz kaldığını zannettiğin anda bile bir dengedesin. Kaderindeki hiçbir şey, öylesine bir rastlantı değildir. Güzellikler, sabrın ve zamanın perde arkasında bekler. Perdeler kalkana kadar sabredenler, huzura erenlerdir." AF

"...o kadın, sonuna kadar sana vurgun kaldı." BBKM

Zil çalıyor, çalıyor ve susmuyordu. Bir yerlerden de telefonunun sesi geliyordu ama Buğra için gözünü açmak, o anlarda işkenceydi. Sızmıştı. Kim bilir ne kadar çok içmişti... Bu içerek sızdığı kaçıncı geceydi? Evinin içi içki şişelerinden ibaretti. Oysa bir zamanlar hiç sevmezdi içkiyi.

"Buğra!" Annesinin sesini duydu. Bağıra bağıra, ismini haykırıyordu. En sonunda gözü yarı açık yarı kapalı bir şekildeyken; sendeleyen adımlarla kapıya vardı ve açtı. Annesinin vurmak için kaldırdığı eli havada kaldı. 

"Buğra!" Gördüğü görüntüyle daha da yükseldi sesi sanki. Yüzü ekşirken Buğra'nın, kapıyı açık bıraktığı gibi içeri geri döndü. 

"Bağırma anne..." Sesi fısıltı halindeydi ve başı çatlıyordu. Onun için yaşamanın ne anlamı kalmıştı sahi? Her şeyi elinden alınmıştı... Her şeyi...

"Buğra ne bu halin? Bu evinin hali ne oğlum?

"Anne... Gördün işte, yaşıyorum. Ne olur, yalnız bırak beni. Başım zaten çatlıyor." Mutfakta doldurduğu bir bardak suyla beraber ağrı kesici içtiğinde, Filiz Hanım, karşısında durdu. Gözlerinde yıkıntı vardı oğlunun. Buğra'dan geriye hiçbir şey kalmamış gibiydi... Şu son 3 senedir zaten kötüydü hafif hafif toparlanır gibi oluyordu ama ne zaman ki o kız... Tekrar buraya dönmüştü, o zaman toparlanan her şey de yıkılmıştı sanki. 

"Oğlum, o nasıl söz? Kaç gündür zaten yapayalnızsın bu evin içinde, sana ulaşmaya çalışıyorum ama açmıyorsun telefonlarımı..." Oturma odasına doğru yürüdüğünde, annesi de arkasından geldi ve masanın üzerinde duran yüzüklere baktı. 

"Sinemi suçlama oğlum, kız haklı... Hepsi o kız geri döndü diye oldu. Tam düzenini oturtacaktın ki o Yasemin-" 

"ANNE!" Elindeki bardağı duvara savururken, annesini de yükselen sesiyle susturdu Buğra. "KİMSE DEĞİL, BENİM HAYATIMI SİZ SİKİP ATTINIZ!" Filiz Hanımın tam karşısında durduğunda, bu yaşına kadar içinde tuttuğu her şeyi haykırdı. "BEN SANA GELDİM ANNE! DAHA KÜÇÜCÜK ÇOCUKKEN GELDİM VE ONU SEVDİĞİMİ SÖYLEDİM! SENSE... BABAMLA BERABER HEP GÖRMEZDEN GELDİNİZ BENİ! BİR KEZ BİLE İSTEDİKLERİMİ ÖNEMSEMEDİNİZ! BİR KALIP BİÇTİNİZ BANA VE BENİ ZORLA O KALIBIN İÇİNE SOKTUNUZ! SEVDİĞİM KADINI GÖZÜMDE KÖTÜ, ÇİRKİN BİR KALIBA SOKTUNUZ VE BENDE SİZE İNANDIM! ÇÜNKÜ ÇOCUKLAR AİLELERİNE GÜVENİR EN ÖNCE... BENDE SİZİN HER DEDİĞİNİZE İNANDIM..." İlerledi, odasına girdi, çekmecesinde sakladığı, defalarca odasında annesi ve babası bulup da atmasın diye sakladığı defterleri çıkardı. 

Hepsinde Yasemin vardı. Hiç kimse bilmezdi, resim çizmeyi ne kadar sevdiğini. Baran bile. Sadece annesi ve babası biliyordu ve bildikleri ilk andan beride engel olmuşlardı. 

"BANA HEP DOKTOR OLACAKSIN DEDİNİZ, OYSA BEN RESİM ÇİZMEYİ SEVİYORDUM... GEZMEYİ VE KEŞFETMEYİ... AMA SİZ BENİ BURAYA, DERSLERE TUTSAK ETTİNİZ! YA BEN, BEN SENİN DEDİĞİN BU KIZ İÇİN VAR YA," Açtığı sayfada önüne çıkan resmiyle duraksadı birkaç saniye. İçindeki acıyla baktı çizdiği resimdeki surete. Önce ailesi, sonra da kendisi bitirmişti bu aşkı. Onun hiçbir suçu yoktu. "Ben Yasemin için ölürdüm de öldürürdüm de anne... Ama izin vermediniz... Sen benim gözlerimin içine baka baka onun ne kadar kötü biri olduğundan, yanıma asla yakışmayacağından bahsettin hep... Senin istediğin gibi birini buldum da ne oldu? Terk etti beni." 

İZWhere stories live. Discover now