21.Bölüm:'Sen miydin?'

370 38 37
                                    


"Evet.." dedi yavaşça geriye çekilerek Eylül. Soluk soluğaydı. "Evet, Burak'ın adı buraya geldiğimizden beri hiç ağzımdan düşmedi. Evet, 5 yılım, gençliğim onunla geçti. Evet, senin de kalbinde belki de hala bir başkası var. Ama.."

Sustu, gözlerini yavaşça gözlerine değdirdi. Sağ eli de dikkatle kısa sakallarının üzerinde durdu. "Ben sana aşık oldum."
"Ne?" dedi genç adam, sesi de tıpkı elleri ve bedeni gibi tir tir titredi. "Ne?"

Elini sakallarının üzerinde dikkatle gezdiriyordu genç kız, gözler dolu, kalbi pır pırdı. "Ben.. seni seviyorum."

İki yanağı usulca uslandı genç adamın. En büyük hayali, en büyük dileği ve en büyük isteği gerçek mi olmuştu? Kulakları en güzel rüyasını mı yaşıyordu?
"Beni.." dedi fısıltıyla. Sustu. Bu bir rüyaysa hiç uyanmamalıydı. Ellerini sıkıca tutup, kollarına sığınıp, burnunu eşsiz kokusuna dayamalıydı.

"Evet.." dedi Eylül. Baş parmağını sakallarının kısa tutamlarında dikkatle gezdiriyordu. "Evet. Burak'a hissettiğim aşk değilmiş, sanırım sadece bir alışkanlıktı."

"Kalbim.. onun yanındayken.." gözlerini onun bahar gözleriyle buluşturdu. Bakışları bile eritiyordu. "Şimdiki gibi hiç çarpmadı."

Alt dudağının kenarını sertçe ısırdı. "Beni.. 5 yıllık ilişkisine ihanet eden ve sevdiğin kızı da umursamayan umursamaz biri olarak görebilirsin ama kısacık zamanımız var. Ben bunu da detayları düşünerek geçiremem." Yanakları usulca ıslandı.

"Ben sadece geride kalan zamanımın tümünde seninle mutlu anılarım olsun istiyorum."
"Ama.." dedi genç adam toparlanmaya çalışarak. "Unutacaksın.." biriktirdikleri her anı buhar olup gidecekti.

Elinin tersiyle yanağını hızla sildi genç kız, kafasını iki yana sallıyordu. "Unutmayacağım." Yanaklarına hızla yeniden yaşlar süzüldü. "Unutmayacağım." Diye tekrarladı.

Genç adamın kalbi pır pırdı. Hızla yaklaşıp kollarını boynuna sıkı sıkı doladı. Burnunu saçlarına gömdü. Ölenler her şeyi unutur muydu? Son nefesinde bile bu kokuyu hatırlar mıydı?

Derin derin nefes alıp verdi. "Mutlu olalım." bir eliyle saçlarının arka kısmını okşadı. Hayalinin en eşsiz anındaydı. Kokladı, burnunu tüm gücüyle içine çekti, son nefesini verene değin bunu unutmamalıydı. "Birlikte mutlu olalım."

Yavaşça geriye çekildi Eylül, iki eliyle genç adamın yüzünü kavradı. Gözleri, bir çift baharla buluştu. "Belki.." dedi fısıltıyla. Kalbi sızım sızım sızladı. "Ölmek istemezsin." Gözleri doldu, direnmeye gayret etti. "Belki.. benimle kalmak istersin."

Kerem'in yanakları hızla ıslandı. Ne çok isterdi ömrünün her anını onunla geçirmeyi, uzun yıllara ait anılar biriktirmeyi. Daha önce hayalini bile kuramadığı bir gelecek olmayı. Elini gerçek dünyada da sıkı tutup her anında yanında kalmayı..

"Seninle kalmayı.." bakışlarını yavaşça ayırmaya çalıştı. "Her şeyden çok isterdim."

"Kal.." dedi genç kız. Ellerini sıkı sıkı tuttu. "Ölme." Bakışlarıyla yalvarır bir ifade vardı, ne olurdu da ölmeseydi, ne olurdu da hep yanında kalabilseydi.

"Benim elimde değil."
"Hayır.." diye reddetti genç kız. Derin derin soluk aldı. "Kabulleniyorsun." Sustu, "Ama ben senin aksine bunu hiç kabullenmeyeceğim." Gözlerini, kalbimi eriten gözlere çevirdi. "Seni unutmayacağım."

"Ben.." dedi fısıltıyla genç adam. Gerçekten de onun aksine ilk andan beri genç kız olacakları reddediyor, her defasında şiddetle dile getiriyordu. O da aynısını yapmalı, kabullenmemeliydi. "Ölmeyeceğim.."

'GERÇEĞİN İZİNDE'Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt