ATEŞE AŞIK KELEBEK • BÖLÜM 1 •

19.4K 705 125
                                    

BÜTÜN BÖLÜMLER DÜZENLEMEYE ALINMIŞTIR! HİKAYEMİZİN TANITIM VİDEOSUNU MULTİMEDİA'DAN İZLEYEBİLİRSİNİZ.

Ateşe Aşık Kelebeğin Hikayesi ..

Ben Elya, ilk adım atışım da, ilk diz yaram da, ilk kavgam da, ilk okula gidişimde tüm ilklerim de yalnızdım ben bugün 25 yaşına giriyorum ve yine yalnızım.

En yakın arkadaşım Didem şehir dışında annem ve babamı soruyorsanız nerede olduklarını kim olduklarını bilmiyorum.

Hayır kızmıyorum onlara nefrette etmiyorum kısacası görmediğin biri ne kadar yabancıysa sana o kadar yabancıyım onlara..

Size kendimi anlatmaya devam edeceğim ama önce kapıyı açmalıyım.
Kapıyı açmak için oturduğum yerden yavaş adımlarla kalktım
Kapıyı açtığımda elinde pastayla Didem'i ver arkasında Emir, Ece ve Aslıyı gördüm hepsi bir ağızdan "İyikiiii Doğduuun Elya!" diye bağırmaya başladı.
Onları hemen içeriye aldım ve kapıyı kapattım yoksa komşular başımıza toplanacaktı.

''Yaa gelmişsin!''

Diyerek Didem'in boynuna sarılmak için yanına koştum fakat elindeki pasta bize engel olunca pastayı masanın üzerine bıraktım ve sıkıca sarıldım ona.

''Geldim tabi şapşal yalnız bırakır mıyım seni doğum gününde!''

''Heyoo bizde buradayız!''

Diye bağırdı oradan emir.

Gülerek Emir, Aslı ve Ece'ye döndüm ve onlarla sıkıca sarıldım. Masanın üstündeki pastayı arkadaşlarımın alkışları eşliğinde üfledim.

''Hey dilek tutmadın!''

''Dileğe değil şansa ihtiyacım var benim.''

Dedim Emire karşılık vererek. Biraz mucize fena olmazdı doğrusu. Pastamızı afiyetle yerken dedikodu kazanı kaynıyordu salonumda.

''Benim iş yerimdeki yelloz Alev onura göz koymuş isme bak Alev!''

''Alev alev yanıyor onura.''

''Alev alev yakacağım ben onu beklesin o!''

Aslı ve Ece arasındaki bu diyalog hepimizi güldürmüştü.

Bütün gece eğlenerek geçmişti saat epey geç olunca Ece, Aslı ve Emir evlerine döndüler. Kalmaları için teklifte de bulunsam yarın işe gideceklerini söyleyerek ayrıldılar evden. Didem'le baş başa kalmıştık.

''Ne geceydi ama!''

''Çok eğlendim canım arkadaşım iyi ki varsın.''

Didem bana sıkıca sarıldı "İyi ki doğdun" derken bir kez daha iyi ki o var diye düşündüm. Fakat bizi ayıran çalan kapının sesiydi.

Zorda olsa Didem den ayrıldım ve kapıyı açmaya gittim ama kapıyı açtığımda kimse yoktu sağa sola bakınıp kimseyi göremeyince tam kapıyı kapatacaktım ki yerde duran bir kutu çarptı gözüme. Yere eğilip kutuyu elime aldım daha sonra kapıyı kapayıp salona döndüm.

''O elindeki ne Elya?''

''Bilmiyorum kapının önüne bırakılmıştı.''

''Ee hadi aç!''

Didem den aldığım cesaretle kutuyu açtım içinde Kelebek şeklinde bir kolye vardı. Ellerim titrerken kolyeye uzandım ve elime aldım. 3 Sene önce Ateşin Doğum günümde bana hediye ettiği kolyeydi bu. Kaybettiğimi sanmıştım.

''O da ne?''

Kolyeyi Dideme vererek olduğum yere oturdum. Onca olan şeyden sonra eğer bunu Ateş gönderdiyse ne yaparım diye düşündüm.

''Şaka mı bu kim yollamış bunu Elya!''

''Sence?''

''Onca şeyden sonra mı sanmam bir not falan yok mu?''

Diyerek kutunun içini karıştırdı Didem.
Kutudan çıkardığı kağıt parçasını okudu daha sonra bana uzattı.
Okumaktan korkuyordum doğrusu onu hayatımdan çıkarmaya çalışırken bunun bana iyi gelmeyeceğini biliyordum zorda olsa aldım kağıdı Didem'in elinden notta şu yazıyordu..

" Seni ilk gördüğüm gün anlamıştım. Ben ömrümce seninle sınanacaktım. Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır..."

Bir hışımla kalktım ayağı bütün algılarım kapanmıştı şu an resmen ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilemiyordum.

''Bu şimdi Allah kahretsin ne yapmaya çalışıyor bu adam daha ne istiyor benden daha ne kadar yaralayacak beni yeter be!''

Sinirden bağırırken gözümden akan yaşları farketmemiştim bile ta ki Didem gelip göz yaşlarımı silene kadar. Dideme sıkıca sarıldım onun desteğine o kadar çok ihtiyacım vardı ki..

''Ne istiyor bu adam benden Didem..''

🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸

Nasıl sabah olduğunu anlayamadan güneşin ilk ışıkları yüzüme çarpıyordu. Bütün gece öylece oturdum 3 seneden sonra bir daha onu aklıma getirmek canımı fazla acıtmıştı. Kolay olmuyordu alışmak. Unutmak derseniz unutamazsınız hiçbir zaman, ben alışıyordum onsuz yaşamaya, nefes almaya, uyumaya, yemek yemeye ben onun kolu kanadı olmadan da yaşamaya alışıyordum.

''Elya hadi bugün büyük gün iş görüşmesine gideceksin unuttun mu?''

''Tamamen unutmuşum onu ya gitmek istemiyorum hiç halim yok.''

Didem yanıma gelip yatağın ucuna oturdu.

''Bunu yapmayacaksın kalk ve hayatına devam et Ateş senin için 3 sene önce nasıl bittiyse şimdide öyle olacak o hiç yoktu ve olmayacak hemen kalk ve üstünü değiştir seni bekliyorum geç kalmadan çıkalım.''

Dideme sadece kafa sallamakla yetindim. Yatağımdan kalkıp banyoya doğru ilerledim ve dün geceyi hiç olmamış saymayı tercih etmeye karar verdim.

''Hazırsan çıkalım seni şirkete bırakıp işime döneceğim haberleşiriz.''

''Olur tamam.''

Evden çıkıp Didemin arabasıyla yola koyulduk. Didem beni iş görüşmesi yapacağım şirketin önüne bırakıp gitti. Derin bir nefes alarak şirkete girdim koridorları geçip sonunda patronun odasına ulaştım kapıyı iki kez tıklayıp içeri girdim.

''Merhaba ben Elya 2 gün önce konuşmuştuk.''

''Ah evet buyurun şöyle oturun!''

İlerleyip masanın hemen önündeki koltuğa oturdum.

''İşletme mevzunusunuz değil mi?''

''Evet buyurun CV burada.''

Neredeyse geçen yarım saatin sonunda patronun ayağa kalkması ile bende ayağa kalktım bana doğru uzattığı eli sıktıktan sonra nihayet iyi bir haber duydum.

''Pekala öz geçmişiniz çok iyi yarın işe başlarsınız o zaman.''

''Elbette çok teşekkür ederim!''

El sıkıştıktan sonra odadan çıktım içimde bir huzur vardı bu işe kabul edilmemden dolayıydı muhakkak. Şirketten çıktıktan sonra kapının önünde çağırdığım taksinin gelmesini bekliyordum.

Birden önümde siyah oldukça da lüks bir araba durdu. Şoför hızlıca arabadan indi ve arka kapıyı açtı içinden çıkan kişiyi görünce istemsizce bir adım geriledim.

ATEŞE AŞIK KELEBEK •Where stories live. Discover now