ATEŞE AŞIK KELEBEK • FİNAL •

5.3K 153 16
                                    

Çocukluğumun en güzel yıllarının geçtiği okula bakarken zaman nasıl geçmişti anlamamıştım.

Yıllar sonra aynı o gün ki gibi Ateşle okulun bahçesinde ki bankta oturuyorduk. Yaklaşık yarım saattir hiç konuşmadan öylece okula bakarken anılar gözlerimin önünden geçiyordu.

İleride ki büyük ceviz ağacının altında Ateşle hayallerimizi konuşur bir gün onları gerçeğe dönüştürebileceğimizi ümid ederdik.

Okulun girişindeki merdivenlerde beden derslerinde arkadaşlarla oturur şarkılar türküler söylerdik. Bu okula alışmamı sağlayan Ateş ise asla şarkı söylemez sadece beni dinlerdi.

Ona çok şey borçluydum bir saniye dahi beni yalnız bırakmamıştı, düştüğümde beni ilk kaldıran o olmuştu, ağladığımda ilk sarılan, çaresiz kaldığımda yardım elini uzatan hep o olmuştu. O benim hayatımın en değerli parçasıydı..

Yüzümü dönüp Ateşin yüzüne baktığımda gözlerimin buluştu. Yönünü bana çevirip ellerinden tuttu.

"Hiç kolay şeyler yaşamadık. Çok yıprandık, çok üzüldük ama ben senden bir an olsun vazgeçmedim Elya."

Kurduğu cümleden sonra derin bir nefes alıp verdi sanki zihninde söylemek istediklerini toparlıyor gibiydi. Yada çaresizce kendini bana ifade etmeye çalışıyordu.

"Seni gördüğüm, göz göze geldiğimiz o andan itibaren sadece benim hayatımda var olmanı istedim. Evet belki çok bencilceydi ama seni başkası ile düşünme fikri bile beni deli ediyor. Ben senin sayende nefes alıyorum Elya."

Hiçbir şey söylemedim, söyleyemiyordum. Sadece gözlerine bakıp onu dinlemekle yetiniyordum.

Ateş ayağa kalkıp tam göz hizama gelerek önümde diz çöktüğünde ne yapmak istediğini anlayamaz bir şekilde yüzüne bakıyordum.

"Benim bu hayatta çok kaybetmişliğim var Elya."

Yüzünde oluşan buruk gülüş kalbimi paramparça etmişti. Koca cüssesinin içinde küçük ürkek bir çocuk vardı oysa ki.

"Herkes benden vazgeçmişken sende benden vazgeçme bırakma ellerimi."

Ellerimi sıkıca kavramıştı gözümdeki yaşlar eline doğru düşünce yere eğdiğim yüzümü kaldırdı. Gözlerinin içine bakmamı sağladıktan sonra yaklaşıp yanağımdan süzülen göz yaşımı öptü. Daha sonra gözlerini gözlerimle birleştirip yanağının kenarındaki küçük gamzesini belirgin ederek gülümsedi.

"Hem hayallerimiz vardı seninle hatırlıyor musun?"

Durup hatırladığımda bende ona bakıp gülümsedim. Benim gülümsememle gülüşü dahada büyüdü.

"Şimdi o hayallerimizi gerçekleştirmek için bir şans ver bize."

Boşta kalan elini kullanarak ceketinin cebinden küçük bir kutu çıkardı. Kutunun kapağını hafifçe araladığında içinde gördüğüm yüzükle ağlamam dahada şiddetlendi, bir yandan gülüyordum, bir yandan da göz yaşlarımı durduramıyordum.

"Her sabah gözlerine bakarak uyanmama izin verir misin?"

Yüzümdeki hafif tebessümle karışan göz yaşlarım durmak sızın akarken boşta kalan elimle göz yaşlarımı sildim.

"Benimle yaşlanır mısın?"

Son cümlesinden sonra gülüşüm daha da büyüdü. Bende onunla birlikte diz çöktüm. Karşımda duran sevdiğim adama sıkıca sarıldım oda aynı şekilde kollarını belime doladı. Yaklaşık 5-10 dakika ona sıkıca sarılarak ağladım. Bütün yaşanmışlıklara, bütün acılarıma ağladım.

Ateş benden ayrıldıktan sonra yüzümü avuçlarının içine aldı. Alnıma uzunca bir öpücük bıraktıktan sonra benden bir cevap beklercesine gözlerini gözlerime dikti.

Derin bir nefes aldım. Gözlerimi Ateşin gözlerine diktim. O kadar şefkatli bakıyordu ki. Sanki o koca adam gitmiş yerine başka biri gelmiş gibiydi.

"Son nefesime  kadar sadece gözlerine bakarak yaşayabilirim."

Tedirgin ve endişeli yüz ifadesi gitmiş yerini koca bir gülümseme almıştı. Elindeki yüzüğü parmağıma taktıktan sonra beni kendine çekti ve dudağımdan uzunca öptü.

Ben o an dünyanın en mutlu insanıydım işte..

🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸

Heyecandan ellerim titrerken Ateşin ellerimden sıkıca tutmasıyla yüzümü ona döndüm. İyiki vardı..

Kapını açılması ile bizi gören yakınlarımız konfetileri patlamaya başlamıştı. Mutluydum. Mutluyduk.

Bu güne kadar yaşadığım bütün acıları o kapının ardında bırakarak bizi bekleyen nikah masasına geçtik.

İşte şimdi mutluydum, yaşadığımı hissediyordum.

Şimdi anlıyordum her şeyin bir zamanı vardı. Mutlu olmanın bile. Ateşin yüzüne her baktığımda kokusunu her içime çektiğimde anlıyordum.

Nikah masanında elimi  bir saniye olsun bırakmayan Ateşe döndüm. Büyük bir içtenlikle "Evet" dedikten sonra sıra bana gelmişti. Nikah memurunun bana ilettiği soruyla birlikte Ateşin gözlerine baktım. Geleceğimdi bu adam herşeyimdi.
Hiç tereddütsüz "Evet" dedikten sonra sonsuza dek mutlu olmaya söz vermiştim.

Nikah salonundan çıktıktan sonra Dideme sıkıca sarıldım sabahtan beri ağlıyordu, bunun nedeni ise artık İstanbul da yaşanmayacak olmamdı. Herşeyi arkamızda bırakıp yeni bir hayata yelken açacaktık Ateşle..

Herkesle tek tek vedalaştıktan sonra Ateş arabaya binmeme yardım etmiş daha sonra kendiside şoför koltuğuna geçmişti. Sevdiklerimi arkamda bırakmak beni ne kadar üzsede Ateşle yeni ve huzurlu bir hayatı hakettiğimizi biliyordum.

İstanbul dan gitmek isteğimi söylediğimde hiç itiraz etmeden ardında koca bir şirket bırakarak benimle gelmişti.

Rüzgaz bütün özgürlüğü ile tenime çarparken, sevdiğim adama doya doya bakmanın tadını çıkardım. Daha fazla dayanamayıp ona yaklaştım ve yanağına bir öpücük bıraktım. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi yerimi düzeltip yola baktığımda, bana bakıp güldüğünü hissedebiliyordum.

Önceden hep Ateşle geçireceğim koca bir ömrün hayalini kuruyordum.

Şimdi ise sevdiğim adamla hayallerimi yaşamak için yeni bir hayata doğru yol alıyordum.

SON.

ATEŞE AŞIK KELEBEK •Where stories live. Discover now