synesthesia //muke

七

"Merhaba. Size nasıl yardımcı ol-" Uzun, kıvırcık saçlı kasiyer arkasındaki ürünleri yerleştirdikten sonra Michael'a dönmüştü. "Michael?"

"Ashton!" Michael sevinçle bağırdı. "Görüşmeyeli tam üç yıl oldu!"

Ashton tezgahın arkasından Michael'ın yanına gelip sıkıca sarıldı. "Seni özlemişim Mikey."

Michael'ın zihnine parlak sarı bir neşe dolarken kafasını Ashton'ın boynuna gömüp mırıldandı. "Ben de seni Ash."

Birkaç dakika sonra ikisi de yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle birbirlerinden ayrıldılar. "Vardiyan ne zaman bitiyor? Şu anlık bir işim yok ve belki evde biraz takılırız diye düşünüyordum." Michael umutlu gözlerini Ashton'a dikti.

Ashton küçük markete bir göz attı. Michael orada bulunan tek müşteriydi. Daha sonra kapıya gidip "Açık." yazan tabelayı "Kapalı." haline getirebilmek için çevirdi. Michael'a döndü ve sırıttı. "Sen son müşterimsin."

Ashton hızla Michael'ın aldıklarını bir poşete koyup ona uzattı. Michael da ona poşeti kavrayıp ona parayı uzattıktan sonra marketi kilitleyip yeşil saçlı çocuğun evine yöneldiler.

Michael cebinden anahtarlarını çıkarıp kapıyı açtı. Ashton, televizyonun önündeki koltuklardan birine oturduktan sonra Michael'ın aldıklarını mutfağa koyup onun yanına gelmesini bekledi.

Michael, Ashton'ın yanına oturup bir paket cips açtı. "Görüşmeyeli neler oldu?" Elindeki bir parça cipsi ağzına attıktan sonra paketi Ashton'a da uzattı.

"Şeyy, üniversite için para biriktirmeye çalışıyorum. O yüzden okuldan sonra o markette çalışıyorum. Ayrıca Hector'dan ayrıldım. Beni Daniel piçiyle aldatıyormuş. Ama şimdi yeni bir sevgilim var ve oldukça mutluyuz. Sende neler var?"

Michael hafifçe gülümsedi. "Lisenin berbat bir yer olduğunu fark ettim. Galiba notlarım düşüyor ama açıkçası hiç umrumda değil. Şarkı yazıyorum. Sanırım ilerle bir grup falan kurabilirim." Hafifçe kahkaha attıktan sonra başka şeyler hakkında da konuşmaya başladılar.

Bir süre sonra Michael parmaklarına bulaşan cipsi yalayarak ona baktı. "Herneyse, saçımı boyamayı düşünüyordum. Yardım eder misin?"

Ashton kafasını sallayınca saçları hafifçe hareket etti. "Tabii ki! Hangi renk?"

"Turuncu."

"Bir anlamı falan var mı?"

"Hayır, sadece turuncu."

~
Hey! Bu bir doldurma bölümdü sanırsam. Ayrıca aslında Calum'ı görmesini planlıyordum ama bu sefer fazla hızlı gitmiş olurdum heralde. O yüzden merhaba Ashton.