三十

1.5K 249 208
                                    

~5 yıl sonra~

Michael tavan arasını düzenlerken ince bir kız sesi işitti.

Derin bir nefes aldıktan sonra arkasını döndü ve sarı saçları iki yandan örülü, gülümseyerek büyük bir merakla ona bakan kızını gördü. "Baba, bu da ne?" dedi küçük kız, elindeki defteri havaya kaldırırken.

Michael ona yaklaştı ve elindeki defteri aldı. İçini açtığında küçük ve dağınık bir el yazısıyla yazılmış olan şarkı sözlerini gördü. Bu onun defteriydi. Yüzünde hüzünlü bir gülümseme oluşurken sayfaları çevirmeye devam etti. "Aşağı inmeye ne dersin tatlım?" diye sordu küçük kıza. "Sana anlatmam gereken bir şeyler var."

Küçük kız kollarını açtığında Michael onu kucağına alıp yanağına bir öpücük kondurdu. Daha sonra da elindeki eski defterle birlikte merdivenlerden aşağı indiler.

Salona geçtiklerinde Michael kızını yere indirdi ve mutfağa doğru seslendi. "Luke, bir saniyeliğine buraya gelir misin?"

Luke elindeki kahve kupasından bir yudum daha alarak mutfaktan çıktı. "Ne oldu tat-" Sorusu Michael'ın elinde tuttuğu defteri görmesiyle yarıda kesildi.

Gülümseyerek defteri onun elinden aldı ve Michael'ın çoğunlukla lisenin son yıllarında yazdığı şarkıları okumaya başladı. İçlerinden onun favorisi olan mavi ve yeşille ilgili olanı bulduğunda koltuğa, Michael ve kızının yanına oturdu.

Luke, Michael'ın da görmesi için sayfayı ona doğru çevirdi. "Bu her zaman benim favorim olarak kalacak." dedi onun elini tutarken. Michael'ın, hala ona karşı hissettiği maviyi görebilmesini istiyordu.

Michael zihninde beliren mavinin tıpkı ilk günkü gibi parlak ve yoğun olduğunu fark edince istemsizce gözleri doldu.

"Sana hiç nasıl tanıştığımızı anlatmış mıydık?" diye sordu, hafifçe titreyen sesini belli etmemeye çalışsa da başarılı olamamıştı. Küçük kız başını iki yana sallarken yeşil gözleriyle Michael'a bakmaya devam ediyordu.

"Peki sinestezinin ne olduğunu biliyor musun?"

Küçük kız tekrardan başını hayır anlamında salladı. Michael gülümseyerek kucağındaki kızın saçlarıyla oynamaya devam ederek açıklamaya başladı. "Harfleri, sayıları ve duyguları renkler halinde görüyorum. Mesela sarı neşeyi ve altın rengi merağı görebiliyorum."

"Babanla tanıştığımızda onda o zamana kadar hiç görmediğim bir renk gördüm. Mavi. Yani aşk." Michael hafifçe kıkırdarken Luke onun sözlerini devam ettirdi. "Ve ben de Michael'a, o da bana aşık olduğunda saçlarını maviye boyamasını istedim. Bunu gerçekten yapacağını tahmin etmiyordum ama."

Luke başını Michael'ın omzuna yaslarken Michael da elini hala maviye boyalı olan saçlarından geçirdi. "O yüzden saçlarım hep mavi." diye devam etti son olarak Michael. "Çünkü ona olan sevgim hiçbir zaman azalmadı."

"Pekala," dedi küçük kız, başını Michael'ın göğsüne gömerken gülümsüyordu. "O zaman ben de saçlarımı biri için maviye boyayacağım o günü bekleyeceğim."

Küçük kızının gün geçtikçe büyüyor oluşu Michael'ı duygulandırmıştı.

"Evet meleğim." dedi sessizce. "Ve o gün geldiğinde ne olursa olsun yanında olacağız."

~
Mutlu ve uzun bir son yazmada iyi değilim, affedin xx.

synesthesia //mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin