KAOM~1~

40.7K 1.6K 118
                                    


Ve her şeyin başlangıcı 7 yaşında ki bir kızın dudakları arasından dökülen cümleciklerdi.

"Babacığım anneciğim yok diye arkadaşlarım benimle dalga geçiyor, kalbim çok üzülüyor.Anneciğim hiç gelmeyecek mi? "  kızının kurduğu cümlenin ağırlığını kaldıramamıştı  Poyraz. Hiç beklemediği bir anda , beklemediği bir cümle kurmuştu minik kızı.Bir anlıkta olsa düşündü -Ben yetemiyor muyum kızıma? - diye. Kız çocuğuydu sonuçta , bir erkek çocuğuna kıyasla daha çok ihtiyacı vardı anneciğine. Malesef ki daha doğarken kaybetmişti anneciğini, bu da hayatın ona küçük yaşta verdiği bir ders niteliğindeydi " Kendi problemlerini her zaman kendin çöz, her sorunun da birine muhtaç olma." Demek istemişti hayat minik kıza.

Dolunay, babacığına   zahmet vermemek adına yardımcıları Nuriş teyzeyle birlikte kendisine bir anne bulmaya karar vermişti.Babacığının kucağında kahvaltı masasına oturduğunda nazlanıp sızlanıyordu minik kız , babacığından ilgi istiyordu.

"Aşkım kızım ,neden huysuzlanıyorsun?" Demişti Poyraz , Dolunay babacığına masum masum bakıp  "Babacığım , anneciğim gelmeyecek mi? Bak upuzun zamandır bekliyorum .Yazık değil mi benim üzülen kalpciğime , boncuk boncuk ağlayan gözcüklerime? Gelsin artık yoksa küseceğim anneciğime." Kızının sözlerini dikkatle dinleyen Poyraz duygusal ortamı dağıtmak ve kızının sorusuna verecek cevap aramaktan kaçınmak için lafı değişme yoluna başvurmuş"Prensesim okula benim bırakmamı ister misin?" Diye bir öneride bulunmuştu . Ama Poyraz'ın bu hali Nuriş teyzenin gözlerinden kaçar mıydı? Asla kaçmazdı, kaçmamıştı da. "Allahım!Çok teşekkürler ederim .Babacığım bırakacak okula.Ben hemen giyinip geliyorum babacığım ." Deyip Poyraz'ın kucağından atlayıp odasına gitmek üzere merdivenlere koşturmuştu Dolunay.

Odasına vardığında  dolabının kapağını açıp ne giyeceğine karar vermesine gerek kalmamıştı , Nuriş teyzesi onun sevdiği dolabının kulpuna asmıştı. Pijamalarını üzerinden çıkartıp en sevdiği pembe Micky Mouse'li elbisesini ve beyaz babetlerini giyinip , toka kutusundan çilekli tokalarını alarak odasından yine bir koşuşturmayla çıkmıştı.
7 yaşında olmasına rağmen giyimine çok önem veren bir kızdı Dolunay. Birisi ona" Bacak kadar boyun var ama hiçbir lafın altında kalmıyorsun." Dediğinde "Devede de boy var tatsız şey." Diye karşılık vermişti. Yaşının zıttı çok bilmiş bir kızdı Dolunay,belki de onu arkadaşlarından ayıran özelliği annesinin olmaması değil , fazla zeki olması veya fazla bilmiş ? Veyahutta fazla mükemmel ? Ah hayır en düzgün cevap fazlasıyla Dolunay Özdemir olmasıydı. Babasına çekmiş lafının tezini yazabilecek benzerlikteydi .

Babasınına yanına kahvaltı masasına indiğinde gözleri Nuriş teyzesini arıyordu minik kızın , etrafına kısaca bir göz gezdirdiğinde görememişti .
"Nurişim tatlışım nerelerdesin?" Diye tiz  bir ses ile bağırmaya başlamıştı. Babası ise kahkaha atıyordu kızının konuşma tarzına karşılık. "Buradayım Dolunay'ım ,Yarım ayım." Diye karşılık veren Nuriş teyzenin Yarım ayım demesine minik karşın kaşlarını çatmıştı "Nurişim birisi duyucak yanlış anlıyacak bak bir türlü öğrenemedim benim adım Dolunay , Yarım ay değil pötürcüğüm .Allahım sen Nuriş'ime  güzel ismimi öğret ." Diye söylenmiti.

Uyandığı zaman ki haline kıyasla kızının daha neşeli olması içini rahatlatmıştı Poyraz'ın.

"Presesim hadi çıkalım artık geç kalma okuluna." Deyip masadan kalkmıştı Poyraz ,kapıya doğru koşup elini tutan kızına gülümseyip Nuriş teyzeye "Akşam görüşürüz Sultanım ." Demeyi unutmadan çıkmıştı evden.
Nuriş teyze Poyraz içinde , Dolunay içinde çok değerliydi .Poyraz'a annesinden daha çok faydası dokunmuştu. Dolunay'ın zaten annesi yoktu, elinden geldiğince anne edasıyla  davranmıştı.Ama ne Poyraz ne de Nuriş teyze bilmiyordu Dolunay'ın anne kokusuna olan hasretini . Anne kokusunu aldığı kişiyi babasına isteyecekti küçük kız , bu tuhaf fikrinde oldukça kararlıydı. Anne kokusunu bilmiyordu ama sorup soruşturmuştu.  Bahar çiçekleri gibi kokan , mutlu ettiren ,huzura erdiren bir kokuydu. Ve Dolunay bu kokuyu bulasıya kadar pes etmeyecekti.

Okul yolunda arabalarıyla ilerlerken karşılarına aniden çıkan kıza çarpmasıyla arabayı durdurmuştu Poyraz. Çok şükür ki hızlı ilerlemiyordu araba , bu sayede  kolayca frenleyebilmişti. Arabadan indiğinde çarptığı kız yerden kalkıp bağırmaya başlamıştı.

"Ehliyeti kasaptan mı aldın? Şehir Magandası!"

"Kızım karşıma aniden fırlayan sensin .İşim gücüm var uğraşamam seninle.Çattık ya Baş Belası bir sen eksiktin."

Dolunay arabada duramamış ve inmişti. Babacığının ve çarptıkları kızın yanına gittiğinde Poyraz'ın bakışları kızını görünce yumuşamıştı.Ama Dolunay'ın bakışları çarptıkları kızdaydı. Küçük kızın sorusuyla babacığı da çarptıkları kız da şaşkın şaşkın bakmaya başlamıştı.

"Sizi koklayabilir miyim ? Anneciğim görünüşlü kişi.Ah bir de isminiz nedir?"

Dolunay'ın sorusuna ne diyeceğini bilemeden eğilmişti ve "Kayra ,ismim Kayra." Diye yutkunarak konuşmuştu.

Dolunay minik kollarını Kayra'nın boyuna dolamış ve küçük burnuyla kokusunu içine çekmişti. "BULDUM! " diye bağırmasıyla Kayra 'da , Poyraz'da endişeyle  bakmıştı.

"Prensesim neyi buldun? " diye sakince sormaya çalışmıştı Poyraz . Kayra'ysa olanları anlamaya çalışırcasına bakıyordu.Dolunay minik ellerini Kayra'nın yanaklarına koydu ve "Anneciğim kokulu kişi arıyordum babacığım .Anneciğimin kokusunu bilmediğim için Bahar Çiçekleri kokan, mutlu eden , huzura erdiren kokuyu arıyordum .Kay'cığım öyle kokuyor babacığım lütfen anneciğim olsun lütfen babacığım kalbim üzülmesin artık." Diye ağlamaya başladı. Kayra'nın da gözleri dolmuştu, iyi biliyordu anne özlemini .Dolunay'ın dediklerinden annesiz olduğunu anlayabilmişti ama yapabileceği bir şey yoktu ki.Tanımadığı birinin annesi olamazdı, ya da büyük konuşmamalıydı...

Tanımadığı birinin annesi olamazdı, ya da büyük konuşmamalıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Aşkım kızım ,ağlama  prensesim. Bak benide üzüyorsun." Diyerek kızını sakinleştirmeye çalıştı Poyraz fakat bir işe yaradığı söylenemezdi.Dolunay sanki kimseyi duymuyordu sadece Kayra'ya odaklanmıştı. "Kay'cığım , anneciğim .Sen benim kalpciğim daha fazla üzülmesin diye geldin değil mi? Biliyordum geleceğini .Seni çok özledim anneciğim .Lütfen bir daha gitme.Söz veriyorum hiç yaramazlık yapmayacağım." Diyerek ağlamasına devam ediyordu Dolunay. Poyraz , Dolunay'ı zorlada olsa Kayra'nın kucağından alıp arabaya bindirmişti ,  ve geri dönüp Kayra'nın yanına gitti.
Kayra'nında gözleri doluydu, yüreği ısınmıştı Dolunay'a. Bir anda hayatına hiç tanımadığı iki insan girmişti Poyraz ve Dolunay. Üzülmüştü Poyraz için aynı zamanda taktir etmişti kızının bu kadar çok anne istemesine rağmen üvey anne getirmemişti başına. Poyraz'a karşı indirmeye başladığı duvarları daha güçlü bir şekilde örülmüştü duyduğu soruyla.

"Kızımın Annesi Olur Musun?" Diye sormuştu Poyraz.

Arkasında onları dinleyen kızını görmeden.Olumsuz bir tepkide kızının ne kadar yıkılabileceğini düşünemeden.Ama kızı ilk defa hiç tanımadığı birine ısınmıştı ve o kızı için her şeyi yapardı.



Kızımın Annesi Olur Musun ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin