KAOM-48-

1.1K 58 10
                                    

Gün Özdemir ailesi için erkenden başlamıştı .  Karan'ın  ablasından önce  uyanıp evlerinde çalışan yardımcıları olan Nezahat hanımdan kahvaltı isteğiyle anneside uyanıp  erkenden yardıma başlamıştı . 

Evlerinin prensesinin gelişinin şerefine dopdolu enfes bir kahvaltı masası hazırlayıp diğerlerini de aramıştı Kayra .

Bir süre sonra yavaştan herkes toplanınca Karan'da ablasını uyandırıp  kahvaltıya  çağırmıştı .  Evin küçük erkeği ablasına aşıktı resmen .  Onların ki normal kavga eden abla kardeş ilişkisinden bambaşkaydı . Belkide aralarında çok yaş farkı olmasından dolayı olabilirdi .

"Ay parçam hadi uyan artık misafirlerimiz varmış kahvaltıya ." Diyen Karan ile uyanmıştı Dolunay . Yeni güne evinde  ,odasında kardeşinin sesiyle  başlayınca içini ayrı bir huzur kaplamıştı. Sonrasında  dün gece geldi birden aklına ,dudaklarında kaldı gülümsemesi . Ama alışmak zorundaydı bunlara belkide bu en basitiydi . Gün gelecekti bir başkasına teslim edecekti elleriyle o gün ölmemeli ummaktan başka çaresi yoktu genç kızın.

-----

"Yine çok yedim ya . Spor yapmayı da bıraktım bak göbekli olduğumda beni bırakmayı düşünme kadın. " diye sitem etti Berk .

"Berk ben seni sana rağmen bırakmadım göbeğin sorun olmaz aşkım hatta senin en katlanılabilir yerin olabilir." Diyip şuh bir kahkaha attı Alara.

Masadakiler onların bu tatlı hallerine gülümserken Dolunay yanında kendisini dürtükleyen Elisa ile ilgilenmeye odaklanmıştı.

"Tatlışkom ne zaman baş başa konuşacağız?" Diye sordu Elisa ,dün gece takmıştı kafasına Dolunay'dan tavsiye alacaktı.  Küçücük kız bile duymuştu Dolunay'ın Ayaz'a  olan aşkını,ailesi içinde onların küçüklük anıları bol bol anlatılırdı . 
Belkide o cesaretlendirmişti Elisa'yı, küçük kalbindeki aşk konusunda .  Kendisine örnek olarak  almıştı Dolunay'ı  küçük kız . Onun abisiyle anılarını duydukça aklına Caner ve kendisi  geliyordu bu da onu özendiriyordu .  Nerden bilebilirdi ki Dolunay'ın  canının bu kadar çok acıdığını bilseydi hiç örnek alır mıydı ?

"Kahvaltımız bitsin çardakta otururuz prenses  olur mu?" Diyip gülümsedi Dolunay ,kendine benzettiği küçük kıza . 

O sırada Ayaz'da kardeşi ve Dolunay'ı  izliyordu . Huyları, tipleri birbirlerine o kadar benziyordu ki dışarıdan bakan biri ikisi kardeş bile diyebilirdi .

Bir abi olarak kardeşinin başka bir erkeği sevmesini kıskanıyordu , küçücük yaşında ya kalbi kırılırsa diye aşırı endişeleniyordu Ayaz. Bu yüzden de her seferinde tehdit savunuyordu Caner'e inceden inceye . "Sen onun abisi yaşındasın koçum onun etrafında olanları döverim  hatta sende yardım edersin bana " diyerek mesaj veriyordu kendince 8 yaşındaki oğlan çocuğuna.

19 yaşındaydı Ayaz ,kendini bildi bileli hayatındaydı Dolunay onun . Gittiğinde ne çok kızmıştı ona ,kendi içinde küsüp barışmıştı bile.  En yakınıydı, hayatının her anında olan biri birden hayatından çıkınca kalbi kırılmıştı .  Esas sebebini bilmiyordu tabiki genç adam . Annesiyle yaşamak istediği için gitti kendisini yalnız bıraktı diye yorumlamıştı kendi kendine . O gittikten sonra 1 hafta yemek yemedi denilecek kadar iştahsız ve mutsuz mutsuz gezinmişti evin içinde ne okula gitmişti ne biriyle konuşmuştu . Ergenliğinin en deli çağıydı Ayaz'ın .

Şimdi bakıyordu karşısında oturan genç kıza ,hâlâ aynı bakan mavi gözler diye düşündü kendi kendine . Aklı geçmişe gitti genç adamın . Peşimden koşan aşık kız gitmiş, başka biri gelmiş dedi . Sahi ne ara vazgeçmişti kendisini sevmekten ? En son hatırladığı şey 8 . Sınıftaki mezuniyet günüydü Ayaz'ın . Geçmişi şöyle bir düşününce acaba benim yüzümden mi gitti diye bir düşünmeden edemedi genç adam .

Kızımın Annesi Olur Musun ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin