6. Bölüm

969 103 10
                                    

...

"Sen hiç ateş böceği gördün mü ?"
"Hayır ama bu bir cevap değil."
"Kesinlikle."

...

Jongin'le olan fazlasıyla garip konuşmamızı telefonumun zil sesi bozdu. Zorla arka cebimden çıkarıp aramayı cevapladım. Baekhyun'un annesiydi arayan. Beni severdi ve Baekhyun'a ulaşamadığında aradığı ilk kişi her zaman ben olurdum.

Baekhyun'un evimde uyuya kaldığını söyledikten sonra bu gece bende kalması için ikna edici birkaç şey söyledim. Bana fazlasıyla güvendiği ve saat de epey geç olduğu için izin verdi. Zaten Baekhyun haftanın en az 3 günü bende kalırdı. Hatta misafir odasını kendisine göre düzenlemişti.

Telefon görüşmem bittikten sonra Chanyeol Baekhyun'u odasına yatırmama yardım etti. Yixing koltukta yatacağını söyleyip beklemeden uyumuştu bile. Onun üzerine de bir örtü örttükten sonra Jongin'e döndüm. "Biz gidelim artık." deyip ayaklandı. Chanyeol'un pek gidesi yoktu ama yine de itiraz etmedi. Onları geçirdikten sonra etrafı toplayıp uyudum ben de.

Ertesi sabah kahvaltı yaptıktan sonra okula geldik. Önceki gün hazırladığım koreografileri sınıfa gösterdim ve vakit kaybetmeden denemeye başladılar. 2-3 saat çalıştıktan sonra bir kaç zor hareket haricinde iyi iş çıkardık diyebilirim. Çok sıkmamak için bir daha ki buluşmamızda devam etmek üzere çalışmayı bitirdik.

Baekhyun ve Yixing ile bahçede oturup kahve içtik ve Baekhyun bize Chanyeol ile yakınlaştıklarına dair bir şeyler anlattı. Söylediği her şeyi yarı dinleyerek yarı dinlemeyerek onayladım. Ve sonunda Baekhyun omuzuma vurarak çığlık attığında ters bir şey olduğunu anlamak hiç de zor olmamıştı.

"Yani diyorsunki ben itaatkar olduğum için altta olmalıyım öyle mi ?!"

"N-ne ? Hayır öyle bir şey demedim. Dur bir saniye açıklayabilirim."

"Sehun dinlemiyordun değil mi ?"

"Dalmışım. Üzgünüm." saçlarımı karıştırdıktan sonra "Seni tek bir şartla affederim. Gelip bana şu lanet hareketi öğret." dedi ve ayaklandı.

Kafamı salladım ve uzattığı elini tutup kalktım. Yixing "Ben gelmiyorum gidin siz." dedi ve çimlerin üzerinde uzanmaya daha doğrusu yuvarlanmaya devam etti.

Çalışma odasında Baekhyun'un anlaması için ağır çekimde yaklaşık 50 kere aynı hareketi tekrarlamıştım. Sonuç : 0

"Baekhyun! Sol değil sağ ayağını atacaksın! Aish kafayı yemek üzereyim!"

"Zaten sağ ayağımı atıyorum al işte bu senin sağ kolun değil mi bu da benim sağ bacağım! Senin ki kadar uzun değil diye beni ezmeye çalışıyorsun değil mi ?!" Evet. Baekhyun'un inanılmaz bir sesi vardı. Kaç oktav olduğunu bilmiyorum ama o bağırdığı zaman camlar sallanırdı. Tamam biraz abartmış olabilirim.

Kulaklarıma avuç içlerimle bastırıp çınlamayı durdurmaya çalıştım. Biraz iyi geldiğini hissettiğimde derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Baekhyun karşısındakine kendisine davranıldığının iki katına tekabül edecek davranışlarla karşılık veren ve bunu takıntı haline getiren bir çatlaktı. Bu yüzden ona bağırarak cevap verirsem o daha fazla bağırıp ileride işitme kaybına uğramama sebep olurdu ve müziksiz yaşayamayacağım için de bu benim için felaket olurdu. Bu yüzden olabildiğince ılımlı davrandım.

"Baekhyun bak, ben senin karşındayım. Bu yüzden doğal olarak senin sağın ile benim sağım aynı değil tamam mı ? Bak işte bu benim sağ kolum doğru, karşısında da senin sol bacağın var tamam mı ? Sağ değil sol bacak Baekhyun. Bu bacak senin sol bacağın. Neden sağını solunu bana göre belirliyorsun ki yazı yazdığın elini düşün."

Firefly ~ SekaiWhere stories live. Discover now