16. Bölüm -Benimle De Dans Et

780 96 42
                                    

***

"O halde pantolonunu çıkar."

***

Söylediği şey ile ellerimi pantolonunun düğmesinden çekip "Ya! Kim Kai, sarhoşken daha sapık oluyorsun." dediğimde saçımdan tutup beni kendisine doğru çekti. Hala üstünde oturduğum için ellerimi göğsüne yaslamak zorunda kaldım. Dudaklarını kulağıma dayayıp "Oh Sehun sarhoş olduğumu düşündüğünde daha çıkarcı oluyorsun." diye fısıldadı.

"S-sen.."
"Sarhoş falan değilim Sehun. Yani belki biraz. Her neyse. Bunu sormak için beni sarhoş etmene gerek yoktu." dedi.

Şok olmuştum. Utanmıştım. Ve iğrenç hissediyordum. Saçlarımı bırakıp beni üstünden itti. Yatağın yan tarafına düştüğümde hareket edemedim. Jongin gömleğini giyip odadan çıkarken de öyle. Resmen donmuştum. Jongin gitmişti ve gözlerim dolmaya başlıyordu. Tişörtüm üstümde olmadığı için pencereden gelen ani rüzgar titrememe sebep oldu. Gözlerim doluyordu ama ağlayamıyordum. Şimdi Jongin beni terk mi etti diye düşünürken kapı açıldı ve Jongin elinde bir sürü içki şişesiyle içeriye girip kafamın daha çok karışmasına neden oldu. Elindekileri yatağa bıraktı ve gömleğini  tekrar çıkardı. Yanıma oturduktan sonra şişelerden birini açarken konuşmaya başlamıştı. "Sarhoş olmamı istiyordun değil mi?"
"Jongin.."

Elindeki şişeyi kafasına dikti. Bitirdikten sonra bir diğerine uzandı. Ve aynı şekilde onu da içmeye devam etti.
"Jongin.. Jongin lütfen.. Yapma dur nolur.."
Ben yalvarıp elindeki şişeyi almaya çalışırken bitirip şişeyi duvara fırlattı. Şişe büyük bir gürültüyle duvara çarptıktan sonra parçalara ayrılarak yere saçıldı.
Korkudan daha çok ağlamaya başlamıştım. Hıçkırıklarımın ve titremelerimin ardı arkası kesilmiyordu.

Jongin çenemden sertçe tutup yüzümü yerdeki parçalara çevirdi. Öyle çok sıkıyordu ki bir an çene kemiklerimin içe doğru çökeceğini düşündüm.
"Bak. İşte kalbim de tam bu durumda. Neden bana oyun oynuyorsun Sehun? Amacın beni bir an önce yatağa atmak mı?!"

Çenemi tuttuğu için konuşamıyordum ama kafamı olumsuz anlamda iki yana sallamaya çalıştım. Bir anda çenemdeki eller çekilince kafamı Jongin'e çevirdim. Ayaktaydı ama gözyaşlarım yüzünden net göremiyordum onu. Gözlerimi silip ayağa kalkmaya çalıştığım anda göğsümdeki ellerin beni itmesiyle tekrar yatağa düştüm.

Jongin üstüme çıktı ve kafasını boynuma gömüp etimi sertçe emmeye başladı. Ellerinin pantolonumun düğmesine gitmesiyle bakışlarım aşağıya kaydı ve aslında sadece boxerla durduğunu fark ettim.

Ben ağlamaya devam ederken pantolonumu çıkarmıştı ve engel olamamıştım.

Bedenini bedenime sertçe sürttükten sonra ellerimi tutup göğsünde gezdirdi.
"Hadi. Ne duruyorsun? Dokunsana bana! İstediğin bu değil miydi?"

"Jongin.. Yapma nolur.. Lütfen.. Jongin... Yalvarıyorum... Dinle beni.."

"Neden ağlıyorsun Sehun-ah? İstediğin bu değil mi?" dedikten sonra tek elimi boxerına doğru götürdü.

"Hadi dokun bana. Al istediğini. Senin için inlememi de ister misin?" dedikten sonra elimi üyesine bastırıp inledi. Bense ani bir güçle onu üstümden itip sert bir tokat attım.

"İstediğim bu değil aptal! Sadece... Ben sadece.. Merak ettim.. Sadece merak ettim hepsi bu. Senden faydalanmaya falan çalışmadım ben." diyerek ağlamaya devam ettiğimde.

"O zaman neden? Neden beni sarhoş etmeye çalışıp odana getirdin?" dedi ve bakışlarımı ona çevirmek zorunda kaldım. Onunda gözleri dolmuştu.
"Ateş.. ateş böceklerini öğrenmek için. Ama yemin ederim kötü bir niyetim yoktu Jongin. Gerçekten çok özür dilerim. Çok özür dilerim. Ben- Bilmiyorum. Aptallık ettim. Özür dilerim. Çok pişmanım."
Ağlamama engel olamıyordum hatta konuştukça daha çok ağlamak istiyordum.

Firefly ~ SekaiWhere stories live. Discover now