14. Bölüm -5 Dakika Daha

805 96 15
                                    

...

"Sen benden uzak duramazsın Kim Jongin.Çünkü sen yamyam bir sapıksın."

...

Jongin ellerini kalçalarıma atıp beni kendisine yapıştırdı. Bedenlerimiz tamamiyle birbirine değiyordu. Dudaklarını boynuma bastırıp kendisini bana sürttüğünde ben inlememek için dudaklarımı dişlemiştim, O ise sanki bilerek sesini yükseltebildiği kadar yükseltmişti.

Burnunu boynuma sürttükten sonra kalçalarımı biraz havaya doğru kaldırdı ve bacaklarımı istemsiz olarak beline doladım. Bu hareketimden sonra omzumu hafifçe dişleyip beni çalışma odasına taşımıştı.
Boynumdaki işlerine dilini de eklediğinde bu sefer inlememi saklamadım. Saçlarını çekiştirip dudaklarını öpmek için kafasını kaldırmaya çalıştım. Ama başarısız oldum.

Beni aynalarla dolu duvara yasladıktan sonra üstümdeki tişörtü hızla çekiştirip çıkardı. Köprücük kemiğimi öptü ve beni kucağından indirip az önce yasladığı aynaya çevirdi. Arkamdan belime sarıldı. Omzumu öperken aynadan gözlerime bakıyordu. Sonra dudaklarını kulağıma yaklaştırıp "Vücuduna bak Sehun. Sana ne yaptığıma bak." diye fısıldayıp ellerini vücudumdaki morluklarda gezdirdi.

Hepsini ısırarak yapmıştı. Bazıları geçmek üzereydi. Ama şu an tek düşünebildiğim vücudumdaki elleri ve arkamdan bana yaslanmış bedeniydi. Gözlerimi gözleriyle buluşturduğumda konuşmayacağımı anlamış olmalı ki kafasını boynuma gömüp işine devam etti.

"Sana zarar verdim Sehun. Yanında oldukça canını yakmaya devam edeceğim."
"Yanımda olmayınca canım daha çok yanıyor." dediğimde kafasını hızla kaldırıp gözlerimin içine baktı.

Sonra beni aşırı hızlı bir şekilde kendine çevirip tekrar aynaya yasladı. Tek elini belime diğerini de çeneme koyduktan sonra "Ne dediğinin farkında mısın?" diye sordu. Kaşlarını çatmış bakışlarımı çözmeye çalışıyordu. "Az önce bana bir nevi aşık olduğunu söyledin Sehun."

"Neden bu kadar şaşırıyorsun. Fark edemeyecek kadar aptal mısın?"
"Biz.. Nasıl yani şimdi biz.. Birlikte miyiz biz? Yani sen bana aşık mısın? Arkadaş değil miyiz biz?"

Bu söylediklerine karşılık gözlerimi kocaman açıp onu üstümden ittim. Geriye doğru birkaç adım sendelemişti.

"Arkadaş da ne demek? Yani şimdi biz sana göre arkadaş mıyız? Farkında mısın bilmiyorum Kim Jongin ama bir sevişmediğimiz kaldı ve sen bana arkadaş olduğumuzu yani aslında benim Chanyeol ya da Luhan'dan farkım olmadığını hatta benimle tüm bu yaptıklarını diğer arkadaşlarına da yaptığını mı söylüyorsun?! Sana aşık olduğumu göremeyecek kadar aptal olduğuna inanamıyorum!!"

Sesim tüm odada yankılanıyordu, suratım sinirden kıpkırmızı olmuştu ve boynumdaki damarın da hızla attığını hissedebiliyordum.
Jongin ise hızlı hızlı ellerini sallayıp açıklama yapmaya çalışıyordu.

"Hayır hayır. Dur öyle değil. Açıklayabilirim. İzin ver bir dakika. Lütfen." dedikten sonra önümde diz çöktü. Nefes alışlarını düzenlemeye çalışıyordu ve tek eli kalbinin üstündeydi.

"S-sanırım kriz geçiriyorum." dediğinde hızla eğilip omzuna dokundum. "N-ne oldu neyin var?"

"Kalbim.. Bilmiyorum.." diye zorla konuştu. Tüm vücudu titriyordu.

"Dur. Dur sakin ol. Nefes al Jongin. Hastalığın mı var? Ne yapmam lazım? Ambulans çağırayım. Ya da arabayla götüreyim seni hastaneye. Gel tutun omzuma." diye alelacele konuştuğumda kafasını iki yana sallayıp "Su." dedi.

Kendimi nasıl mutfağa attığımı bilmiyorum ama ellerim çok fazla titrediği için sürahiyi tutamamıştım ve düşüp parçalara ayrılmıştı.

Firefly ~ SekaiOù les histoires vivent. Découvrez maintenant