1.Bölüm-Hapishaneye Giriş

24.9K 534 201
                                    

Selamlar herkese!!!
Tatlı İntikam derken şimdide ikinci kitabım olan Hapishane Kaçkını'nı yazmaya başladım...

Okuyan herkese teşekkür ediyorum...

Bartu ve Mina'nın hikayesini okumaya başlayın...

*******************

Bartu'dan

"Sabaha kadar seni bekleyecek değiliz bücür! Atla hemen"

Canlarına susamış olmalılardı. Karşımda bana uçurumdan aşağıya atlamam gerektiğini söyleyen iki it vardı ve yapmazsam da kendilerinin seve seve bu işi yapacaklarını hareketleriyle belli eden iki it...Kendilerinden nasıl bu kadar emin olabiliyorlardı ki? Alt tarafı uyuşturucularını polis evi bastığı için klozete atmıştım. Saklayacak yer olmadığı için 250 kiloluk ve 260 milyon dolarlık bir uyuşturucuyu  bana emanet etmişlerdi. Asıl salaklıkları bundan ibaretti. Ne diye bana birşeylerini emanet ederlerdi ki? Sonra da ceremesini onlar yerine ben çekiyordum, uçurumdan atlayıp ölerek...

Çok beklerler...

Zaten klozetin gider borusu küçük olduğundan uyuşturucunun hepsini almamıştı. Bende yarısını banyodaki küvetin giderini açarak göndermiştim. Diğer yarısını da bahçeli ev olduğu için aşağıda duran ağıldaki ineklerin yemlerine karıştırmıştım. Onlar da hiçbir şey anlamadan yemişlerdi.Zavallı inekler bu gece kafayı bulacaklar...

"Hadisene lan! Biz mi itelim istiyorsun?"

Öndeki kel adamın yaşı 40 ların başı, arkada duran orta cüsseli adamın yaşı ise 35 lerin başını gösteriyordu. Benim yaşımsa 19'du. Ve benim bunlara karşı koymam neredeyse imkansızdı. Bu gerizekalılar akılsızlık edip bir çocuğa malı emanet etmişlerdi. Aslında emanete hıyanet eden biri değilim ama yerimi birinin bildirmesiyle gelen polislerden dolayı temize kaçmam gerektiğini düşündüm. Bu yüzden de malı değil kendimi düşündüm.

"Canım atlamak istemiyor."

O kadar soğukkanlı ve sert söylemiştim ki adamların gözlerinden bir an şaşkınlık geçer gibi olmuştu. Şimdi onlara karşı savaşsam aşağıya düşerdim. Savaşmazsam da yine mecburi şekilde aşağıya iniş yapardım.

Kel adam kahkaha atarak "Duydun mu Tahsin? Canı istemiyormuş." dedi ve suratını aniden ciddileştirerek "Malları giderlere göndermeyi canın istiyor ama?" dedi. Alaycı ve tehlikeli bir şekilde dudaklarımı yukarı kıvırıp karşımdaki adamlara meydan okudum.

"Evet canım istiyor. Size de öneririm, çok heyecanlı ve zevkli oluyor."

Tahsin denen adam bana bir adım yaklaşarak elini sırtıma koydu ve "Seni aşağıya atmak da inan bana çok heyecanlı ve zevkli olacak." dedi. Beni iteklemeye çalıştığında çok bile dayandığımı farkedip sırtımdaki elini yakaladım ve dizlerinin arkasına sert bir tekme indirip yere diz çöktürdüm. Kel adam daha bana yaklaşamadan da kolunu ikiye büktüm ve kırılma sesini duydum. Adam feryat ederken kel adam hiddetlenerek bana yaklaşmaya başladı. Sağ elini yumruk yapıp suratıma indireceklen darbeden kurtulup sol tarafına yumruk attım ve adamın tökezleyip yerdeki itin üstüne düşmesini sağladım. Kafasına ayağımla bastırıp bağırtılarını dinledim. Bu çok zevkliydi. İkisi de acıyla feryat ederken sırıtıp "Valla ne yalan söyleyim, benden iki kat büyük itleri dövmekte acayip heyecanlı ve zevkli oluyormuş. " deyip ikisininde kafasına sağlam birer tekme geçirdim. İkisi de acıyla inlerken bir adım geri atıp deri ceketimin yakasını düzelttim. Kendimi rahatlamış hissediyordum. 250 kiloluk bir uyuşturucu için dayak yemeye değmezmiş...

Hapishane KaçkınıWhere stories live. Discover now