5. Bölüm-Soru Sormak Yok

8K 294 58
                                    

~Tüm okuyucularıma merhabalar...
~Tatlı İntikam'ı da denemenizde fayda var...😉
~ Multide Kaan var.😄
~Sizleri seviyorum😘

|~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~|

Mina'dan

Dışarıdan gelen seslerle gözlerimi açtığımda bir süpermarketin önünde durduğumuzu farkettim. Gözlerim ışığa alışmaktan korkar gibi sürekli kısık duruyordu. Etrafa kısaca göz attığımda elinde poşetlerle gelen siyah bereli Bartu'yu gördüm. Bagaja hepsini yerleştirdikten sonra ön kapıyı açıp oturdu. Gözlerimi ovuşturup soğuk olan dışarıyı izlemeyi bırakarak koltukta yan döndüm ve anahtarı kontağa takan Bartu'yu seyretmeye başladım. Deri ceket bile beni sıcak tutamıyordu ama Bartu dışarıdan geldiği halde soğuktan hiçte etkilenmişe benzemiyordu.

"Etkilenirsin fazla bakma."

Alaycı ses tonuyla bana gönderme yapan ukalaya göz devirerek karşılık verdim. Salaktı bu çocuk ya! Egoist!

Düz bir konuma geçip tekrardan yatış pozisyonumu aldım. Gözümün önü bir anda karardığında Bartu'nun yüzüme bir şey fırlattığını anladım. Gözlerimi sinirle kapayıp açtım ve yüzüme attığı şeyi hızla çektim. Elimde kalan siyah bereye saf bir sinirle bakarken Bartu hemen "Tak şunu kafana, kulakların kıpkırmızı olmuş." dedi umursamaz ses tonuyla.

Kaşlarımı bana emir vermesiyle çattım ve beni düşünmesiylede bir an içime gelen gülme isteğini bastırdım. Kafama onun yeni yıkandığını belli eden hafif nemli ve parfüm kokulu beresini geçirdim. Çok tarz olmuştum bence...

"Sağol düşündüğün için." dedim soğuk tutmaya çalıştığım ama altında yatan mutlu ses tonumla.

Yüzümü ona çevirmeden konuşuyordum ki zaten onun da bana döndüğü söylenemezdi. Buz gibiydi mübarek!

"Seni düşündüğüm için değil, kendimi düşündüğüm için. Başıma kalma diye."

Ne kadar da gıcık biriydi! İlla kendini düşünecek pislik şey!

"Merak etme, başına falan kalmam. Ben kendi kendime bakarım, ne de olsa hemşireyim. Asıl sen benim başıma kalma, kaçaklara bakmıyorum." dedim soğuk sesimle ve yoldaki uzayıp giden çizgilere odaklandım.

Sinirden kasıldığını belli eden tıslarcasına bir gülüş sergiledi ve bu benim memnun olmama yetip arttı. Beni köle falan sanıyorsa yanılıyordu...

"Az konuşman hatta hiç konuşmaman gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum, stajyer bozuntusu??"

Sesi sinirli olduğunu belli eden cinsteydi ve şu an herhangi ters bir cevabımda da araçtan atabilecek kadar gözü karaydı. Yutkunarak göz teması kurmamakta ısrar ettim.

"Bende kölen olmadığımı hatta gerekli yerde konuşacağımı söylediğimi hatırlıyorum, hapishane kaçkını??"

Onun gibi olmasa da ses tonum o şekil çıkmıştı. Korktuğum ortadaysa bile ben bunu saklayabiliyordum, yani en azından öyle sanıyordum.

"Öyle bir şey dediğini hatırlamıyorum."

"Demediysem hatırlaman için şimdi diyorum. Ben senin kölen değilim."

Kaşlarının çatıldığını hissetmiştim ama bu ürkünç durumda da beni yarı yolda bırakacağından ölesiye korkuyordum.

Hapishane KaçkınıWhere stories live. Discover now