6. Bölüm-Derdim Var Arkadaş

6.8K 273 38
                                    

Uzun bir aradan sonra tüm okurcuklarıma merhaba demek istiyorum... Hepinizi seviyorum canlarım... Tatlı İntikam yetim gibi kalmasın onu da bir okuyun! Eminim çok beğeneceksiniz, hepinize şimdiden iyi okumalar diliyorum...😘😉😉😉

<_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_>

Mina'dan

Deri ceketimin yakalarını iyice kaldırdım ve soğuğun etkisinin geçmesini bekledim. Şiddetli rüzgar saç diplerimden yanaklarıma oradan da toz toprak girmesin diye kıstığım gözlerime ulaşmıştı. Karşımdan rüzgarın etkisiyle dönen yapraklara baktım. Hayallerim tam dalmalık olduğundan gözümün önünde birkaç anı canlandı. Tam kendimi kaptırıyordum ki Bartu'nun seslenmesiyle irkilerek kendime geldim.

"Kendi heykelini mi dikeceksin oraya? Buz gibi hava, gir içeriye!"

Gözlerimi devirip arkamı döndüm ve kapıya yaslanmış çatık kaşlı Bartu'ya baktım. Ne kadar da itici bir tipti bu böyle??

"Merak etme, dikecek olsam kendi heykelimi değil senin heykelini dikerim! Donar ölürüm işte, sana ne!"

Kaşlarımı çatıp konuşmuştum ve Bartu bayağı sinirlenmişti. Beni ilgilendirmiyor! Düşünceli oluşu diline de yansımalıydı!

"Canımı sıkma ve şu içeri geç!"

Dişlerini sıkarak konuştu ve benim korku çanlarım çalmaya başladı. Bu mahkumdan herşey beklenirdi! Tıpış tıpış fazla itiraz etmeden girdim içeri. Götümün donmasını bende istemezdim!

İçerideki şömineden gelen çıtırtı ve yeni yanmış odun kokusu ilk dikkatimi çeken şeydi. Koltuğa oturup etraftaki eşyaları incelemeye başladım. Oturduğum koltuk üçlüydü ve odada sadece bu koltuk vardı. Tam çaprazımda şömine, karşımda sehpa, sağ taraftaki koridorda ise hem hol hemde mutfak vardı. Diğer holde yatak odası, banyo ve tuvalet vardı. Ev ufaktı ve dağın yamaçlarındaydı. Burası İstanbul'un semtlerinden biri olmalıydı. Hakikaten neredeydik biz?? Merakıma yenik düşerek mutfağa doğru yol alan Bartu'ya sorumu sordum.

"Biz tam olarak neredeyiz?"

Tek kaşını kaldırıp bana baktı omzunun üstünden ve "Dağ evinde??" dedi soru sorar gibi. Allahım sana geliyorum!!! Gözlerimi devirip "Şehir olarak, ilçe olarak??" dediğimde başını önüne çevirip mutfağa doğru ilerledi. Beni tınlamaması en sinir olduğum huyuydu!!!

"Sana bir soru sordum! Cevap versene!"

Ardından bağırmamla mutfaktan tezgahın üstüne sertçe konulan bardak sesini duydum ve istemeden irkildim. Sinirlenmişti herhalde bağırmama??

"O sesin 2 desibeli geçmeyecek! Yoksa ses tellerini koparır eline veririm!"

Sert sesiyle bağırması üzerine kaşlarımı çatarak omuz silktim. Gerizekalı! Kendini birşey zannediyordu herhalde?

"Seninki niye 100 desibelde o zaman?"

İçeri girdi ve ses tonunu normale indirerek çatık kaşlarıyla "Çünkü ben Bartu'yum sen Mina. Aramızdaki farkı bir anla istersen??" dedi.

Gıcık olmamak elde değildi!!!

Sinirle göz devirip koltuğun üst kısmına kafamı koydum ve ayaklarımıda sehpaya uzattım. Gözlerimi tavana diktiğimde Bartu'nun bana salakmışım gibi bakması gözümden kaçmamıştı. O da aynısını yapabilirdi ama bu beni hiç ilgilendirmiyordu...

Sehpa ve koltuğun arasından geçti Bartu en sonunda dayanamayarak ve benim sehpadaki bacaklarımı yere düşürdü. Yemin ediyorum adamı öldürür bu herif! Gerçi mahkumdan ne bekliyorsam??

Hapishane KaçkınıWhere stories live. Discover now