2.Bölüm-Yaralanmak

10.1K 419 70
                                    

Selam!!!

Kitabımı okuyan herkese binbir teşekkürlerimi sunuyorum... İyi okumalar...

<•>~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~<•>

Bartu'dan

Tepemdeki uğultular bir türlü kesilmek bilmiyordu. Ne kadar da çok konuşuyorlardı öyle? Karnımda ve belimde oluşan ağrının nedenini çözmeye çalıştıkça kafam ağrıyordu. Gerçekten ne yapacağımı bilmez bir haldeydim.

"Allah'ın belası! Burası hapishane be, ceza çekmen gereken yer! Elinize şiş nereden geçiyor? Hadi bunu geçtim yeni gelen birini nasıl şişleme cesareti buluyorsun? Gerçi neden sorguluyorsam buraya cinayetten giren biri için halay çekecek kabiliyette diyemezdim."

Tepemde yakınıp ince sesiyle kulaklarıma eziyet eden kişiye küfrettim. Kim olduğunu tahmin edememem sinir katsayımı zorluyordu. Gözlerimi açmak isteyip açamam içimden küfretmeme sebep oldu. Niye ayılamıyordum ki?

"Manyak herif, şu çocuğun haline bak ya! Hiç mi üzülmedin?"

Tırmalayıcı ses tekrardan o kötü tonunu kulağımın derinliklerine bahşederken uyuduğum için mi böyle uğultulu ve yankılı bir ses olduğunu yoksa tepemdeki kişinin mi bu sese sahip olduğunu çözmeye çalışıyordum. Tabi sırtımdaki ağrıda bunun cabası...

Bel boşluğumda iğne batar gibi ince bir sızı hissettiğimde sessizce inledim. Bu tepkimle başımda dikilen birisi elini alnıma koydu. Ateşimi ölçüyordu sanırım. Gözlerimi hafifçe aralamaya çalıştım. O kadar çok ağrım vardı ki sanki bu ağrıların hepsi gözlerimi araladığım anda karşımda gördüğüm kişiyle uçup gitmişti. Mina'ydı bu! İki saattir birilerine çekişip duran, benim kulaklarımın pasını silen oydu. Gözlerimi kapatıp tekrar açtım. Bulanıklaşan görüntüm tekrardan netleşmeye başlamıştı.

Belimdeki sızı kendini yine gösterince bir kez daha inledim. Mina endişelenerek belimle ilgilenen kişiye baktı. Gözlerimi belimi diken kişiye çevirdim. Beni soyup soğana çeviren hemşireydi bu. Sanırım adı Sevda'ydı.

"Tamam, bitti."

Sevda hemşirenin söylediği sözle bir nebze olsun rahatlamıştım. Ağrı kendini göstersede az öncekine nazaran iyiydi. Bunlar kesinlikle bana anestezi yapmamıştı. On beş dakika içinde kendime geldiğimde konuşmaya başladım.

"Serhat piçi nerede?" dedim sessizce. Umarım duyulmuşumdur diye düşünürken Mina bana baktı endişeli ve sinirli gözleriyle. Az önceki sinir krizi geçiren ve bana kulak sendromu yaşatan kişi oydu. Ahh, çirkef kız...

Mina "O kim?" dedi.

Yerimde hafif doğrulmaya çalıştığımda belimin acımasıyla yüzümü buruşturdum. Lanet olsun, o piçi elime bir geçirirsem sikeceğim! Başıma şişçi Serhat kesildi! Orospu çocuğu!

Yerime gerisin geri mecburi iniş yaparak Mina'ya baktım sinirle. Nasıl bilmezdi o piçi ya? Yavşak desem bilirdi herhalde?

Çatık kaşlarımla "Beni şişleyen piç, nerede?" dediğimde yaralı olduğum halde çok soğukkanlı konuştuğumu farkettim. Mina kaşlarını havaya kaldırıp tezgahın önünde ellerini yıkayan Sevda'ya baktı ve ardından da bana döndü.

"Öncelikle küfredip durma! Seni şişleyen Serhat'a gelincede... Kaan onun fişini kesmiş, intikamın alındı yani." dedi fısıldayarak. Kaan bana yardım mı etmişti yani? Peki ama neden? Yıllardır yatan birini yeni gelen biriyle tartıştı diye öldürmek mi gerekiyordu? Ben bile o piç Serhat'a ceza verilmesini istemezken koğuş ağası neden istemişti?

Hapishane KaçkınıWhere stories live. Discover now