16

10.3K 887 525
                                    


 1 hafta sonra


 "Kim Eun Ji, derhal yatağından çık ve okula gitmek için hazırlan. Bir haftadır evdesin zaten."

 Büyükannemin sesiyle izlediğim diziden başımı kaldırdım. Kapının eşiğinden çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Son bir haftadır kendime söz verdiğim gibi bitkisel hayata girmiştim. Okul devamsızlığım büyük ihtimalle sonunda arşa değmişti ve büyükannemi aramışlardı. Çaresizce iç çektim.

"Ama büyükanne..."

 Çalan telefon sızlanmamı böldüğünde telefonu bana doğru kaldırdı. 

"Bak, okuldan arıyorlar. Bunu sen açacaksın. Bakalım ne diyeceksin, senin için bahane üretmekten bıktım usandım! Taehyung bile ergenliğini senden daha sorunsuz geçiriyor, beni çok şaşırtıyorsun artık." Telefonu yatağıma koyup gittiğinde ekrandaki OKUL yazısını inceledikten sonra uyuşuk elime aldım ve parmağımı ekranda sürükledim.

 "Alo?"

"Kim Eun Ji? Ah, Tanrım... Kaç gündür okula gelmiyorsun, bir sorunun mu var? Meraklanmaya başladım!" Sınıf rehberlik öğretmenimizdi. Otuzlu yaşlarında olmasına rağmen hepimizle yaşıtmış gibi konuşabilirdi ve koca okulda anlaşabildiğim tek öğretmen olabilirdi.

"Im.. Öğretmenim... Sanırım biraz hastayım. Ne olduğunu inanın ben de bilmiyorum." Gerçekçi olmasını umut ederek öksürdüm. 

"Hay aksi... Bugünkü sınava girmeyecek misin yani? O zaman senin için yeni sorular hazırlamak-"

Söylediklerinin farkına vardığımda gözlerim büyüdü ve hemen atladım. "Hayır! Yani, şey, bugünkü sınava gelebilirim sanırım öğretmenim. Beni düşündüğünüz için çok minnettarım, efendim." Sanki görebilecekmiş gibi olduğum yerde başımı eğdiğimde boştaki elimle kafama vurdum. 

"Gerçekten mi? Çok sevindim, o zaman sınavda görüşürüz, canım. Tekrar geçmiş olsun."

 Tam kapatacaktım ki öğretmenin kapatmamamı söyleyen sesini duydum. "Evet, öğretmenim? Bir sorun mu var?" dediğimde boğazını temizledi.

 "Biliyorsun ne olursa olsun bu kadar devamsızlık yapmamalısın. Müdür bey devamsızlığı 20'den fazla olan öğrencileri hizmet göreviyle cezalandırıyor. Sınavdan sonra saat 2'de yanına gitmelisin. Haber vereyim dedim."

 Dudaklarımı büzerken yataktan kalktım. "Peki, teşekkürler öğretmenim."

 Telefonu kapatıp aynanın karşısına geçtiğimde pasaklı yüzüm beni karşıladı. En azından önceki akşam sıkıntıdan banyo yapmıştım ve hala ıslak olan saçlarım şampuan kokusunu etrafa saçıyordu. Hemen okul kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve derin derin hangi sınava gireceğimi düşünmeye başladım. Resmen hangi dersten olacağımı bilmeden bir sınava gidiyordum. Hayat beni bu duruma getirmişti.

 Jimin'e 'Ayrılalım.' dedikten sonra üstümden kalkan yükle bütün gece Dami'yle kızlar gecesi yapıp yorgunluktan geberene kadar film izlemiştik. Park Jimin yaklaşık 127 tane özür mesajı attığından telefonumu kapatıp yastığımın altına sokmuştum ve 7 gündür açıp saate bile bakmamıştım. İçimde bir yerlerde oluşan eksiklik beni yiyip bitirirken neyin eksik olduğunu düşünerek geçen 1 hafta kafayı yememe sebep olacaktı. Neyse ki diziler vardı. Yaşadığımı unutup bir de dizidekiler için kafayı yiyordum. 

 Evden çıkarken büyükanneme seslendim ama bana trip atmakla meşguldü. Son anda kalem ve silgimi de çantaya attıktan sonra okula doğru yola çıktım. Dami'ye mesaj çekip sınavın hangi ders ve hangi dersten olduğunu sorduğumda gelen mesajla yüzümü buruşturdum. Daha sınava 1 buçuk saat vardı ve okula varma sürem 10 dakika bile olmayacaktı. Ayrıca sınav İngilizce sınavıydı ve derin bir oh çekmeme neden oldu. İngilizcem okulda öğrendiklerimizden çok daha iyiydi, resmen şans dışkılıyordum.

camouflage | min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin